Rektörün dinlenmeye ihtiyacı var…
“Deprem Gerçeği ve Çanakkale” panelindeki Rektör Prof. Sedat Laçiner’in sözleri gündeme bomba gibi düştü. Rektör, “mutabakat ile anayasa yapımına karşıyım”, “her yıl deprem olsa da işin idealini anlasak”, “ Berbat bir kent ortaya çıktı. Sokakları dar, binaları, temelleri zayıf, inşaat kalitesi çok düşük. Kentin büyük bir kısmı deprem olduğu zaman yıkılabilecek bir halde. Acaba bir kent mi inşa ettik, yoksa tabut mu inşa ettik” cümleleri için, verdiğim örnekleri “basın anlamadı” diye savunma yaptı.
İyi ki basın var.
Her derde deva.
Yok tutmadı, “basın anlamadı” de, geçiştir.
Sonrada “yaşasın basın özgürlüğü”.
Geçenlerde Kadir Kenar, Rektörün Şiiler ile ilgili söyledikleri üzerine yaptığı bir değerlendirmede Rektörün işinin zor olduğunu belirterek kolaylık dileklerini iletmiş idi...
Kadir, ileriyi gören bir değerlendirmeye imza atmış.
“Sayın Laçiner gerçekten çok tehlikeli konularda yazıp çiziyor; konuşuyor. Yaptığı iş hiç de kolay değil; hatta çok çok riskli” değerlendirmesini yapan Kadir; yaşanılabilecek riskleri kendi gerçekleri itibarıyla ortaya koymuş.
Şimdi bu tartışma gelişince Kadir’in tespiti bir o kadar daha haklı çıkıyor.
Ben, bir konuda Kadir’in tespitlerine katkı sunmak istiyorum.
Rektörümüz biraz yorulmuş.
Bu haller bunun ifadesidir.
Buz gibi söyleyeceksin, sonra yok anlaşılamadım halleri yorgunluk belirtileridir.
Ben rektörümüze bir tatil programı yapmasını öneririm.
Gerçekten çok yoğun günler geçiriyor.
Kolay değil koca bir üniversitenin yönetimini üstlen, bununla da yetinme kentin her konusuna müdahil ol, birde üstüne mutabakattan hoşlanmayan bir anlayış ile her şeyi tekeline al.
Buna dayanmak zor.
Doğru tespit...
Çanakkale Belediye Başkanı meclis toplantısında AKP Merkez İlçe seçimlerinde
şimdiki başkan Adnan Öncü’yü desteklediğini açıkladı.
Gerçekten çok doğru bir tespit.
Siyaset ile uğraşan herkesin başına böyle rakipler nasip etsin.
Böyle rakipler insana başarı getirir.
Öncü’de iktidar partisinin mensubu olarak ne zaman muhalefet yapmak için yerel yönetim için bir şeyler söylese çarşafa dolanıyor.
Daha evvel de söyledim.
Öncü konuştukça AKP kaybediyor.
Belki bu tespiti yaptığım için bana kızanlar olacaktır, böyle tespitler yaparak neden AKP’ye destek veriyorsun diyenler çıkacaktır.
Artık bu tespiti Başkan Gökhan yaptıktan sonra tüm gerçek, çıplaklığı ile ortadadır.
Ulaşım zammı üzerine...
Çanakkale Belediye Meclisi, öğrenci fiyatları hariç tam yolcu fiyatlarına %20 zam yapma kararı aldı.
Öğrenci fiyatlarına zam yapılmaması konusu takdir edilmelidir.
Belki yükün bir kısmının tam yolcu biletlerine yüklenmesine, kent halkı da anlayış ile karşılık verecektir.
Hepimiz öğrencilik hallerini bilen insanlarız.
Aynı zamanda bu ülke ekonomisinin gerçeklerini de biliyoruz.
Şunu da unutmayalım.
“Sosyal devlet” denilen bir kavram ile karşı karşıyayız.
Yeri ve zamanı geldiğinde herkes bu kavramın arkasına gizlenerek gerçekleri çarpıtmaktadır.
Şu gerçeği bir kez daha kafamıza yerleştirelim.
Bu ülkede “sosyal devlet” falan söz konusu değildir.
Bu ülkenin tüm kurumları ve işleyişi, daha çok para kazanmak üzerine kurulmuştur.
Meydanlarda atılan nutuklara inanmayın.
Sosyal devletten sosyal belediyecilik kavramına geçtiğimizde zamlar göstermiştir ki; sosyal belediyecilik slogan düzeyinde yapılabilecek bir olgu değildir.
Başka tedbirler, uygulamalar gerektirir.
Mecliste yapılan zamlar ile ilgili halkın bilgilendirilmesi de gerekli şekilde yapılmamıştır.
Toplu taşımacılık sisteminin muhatabı olan kooperatif ne kadar verimli yönetilmektedir?
Alınabilecek tasarruf önlemleri alınmış mıdır?
Taşımacılığın kişi başına direkt maliyeti nedir?
Direkt maliyet, o faaliyeti gerçekleştirmek için üstlenilmesi zorunlu maliyet kalemleridir.
Bu maliyet esasında taşıma ücretleri ne kadarlık bir marj bırakmaktadır?
Çanakkale Halkına bu veriler sunulmalıdır.
Bu verilere bağlı olarak halkın algısı esastır.
Bu veriler karşısında halkı ikna edebilmiş iseniz diyecek bir şey yok.
İkna edemez iseniz bu size tepki olarak yansıyacaktır.