YÖK kararını bir misilleme aracına dönüştürerek, şikayette bulunan öğretim üyeleri hakkında dava açıp savcılığın takipsizlik kararına rağmen öğretim üyeleri için idari soruşturmanın da sürdürülüyor olması; Laçiner’in sınır tanımaz baskı mekanizması olarak değerlendirildi.
Final Ankara İdari Mahkemesinde
Eğitim-Sen Şube Başkanı Talat Koç, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı`nın tesis ettiği red işleminin bazı gerekçelerle kanuna ve hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile Ankara İdare Mahkemesi`ne bir dava daha açmıştı.Dava sonucunun bu konudaki gelişmeler açısından finali belirleyeceğini belirten Koç, dava dilekçesinde, YÖK`ün kararının kanun ve hukuka aykırı olduğunu şu gerekçelerle anlattı; “1. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı`nın 97354392-663/3949 sayılı yazısından konunun 5253 Sayılı Dernekler Kanunu açısından incelendiği; 5072 Sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun açısından incelenmediği anlaşılmaktadır. 2- Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı`nın 97354392-663/3949 sayılı yazısında, ÇOMÜ Sürekli Eğitim Merkezinin bulunduğu Saat Kulesi Meydanı Kültür evi Çanakkale adresindeki Üniversiteye ait yerleşke içerisinde yer alan söz konusu müştemilatın Ortak Akıl Derneği`ne ihale ile kiralandığı belirtilmiştir. a) 5072 Sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun`un 2/a maddesi, `Dernek ve vakıflar, kamu kurum ve kuruluşlarının ismini alamaz, bu kurum ve kuruluşların hizmet binaları ve müştemilatı içinde faaliyet gösteremez ve bu kuruluşlara ait araç ve gereci kullanamaz` şeklinde düzenlenmiş olup, ihale yolu ile bina kiralanması gibi herhangi bir istisnai durumu içermemektedir. Dolayısı ile Ortak Akıl Derneği`ne üniversite yerleşkesi içindeki bir binanın ihale yoluyla kiralanması 5072 sayılı Kanuna aykırıdır.”
“Ortak Akıl Derneği`ni ihale edilemez”
Koç, dava dilekçesinde söz konusu yerin ihale yapılmış bile olsa, o ihaleye `Ortak Akıl Derneği`nin katılamayacağını söyledi. Koç, “ilgili kanun maddeleri uyarınca 5072 Sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun`un 2/i maddesi `İhaleyi yapan kurum ve kuruluş bünyesinde bulunan veya bu kurum ve kuruluşlarla ilgili her ne amaçla kurulmuş olursa olsun vakıf ve dernekler ile bunların sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketler, bu kurum ve kuruluşların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapacakları ihalelere katılamazlar` şeklinde düzenlenmiştir. 5072 sayılı kanun`un 2/a ve 2/i maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kamu kurum ve kuruluşları tarafından açılacak ihalelere katılacak derneklerin bu kurum ve kuruluşlarla ilgisinin bulunmaması ve kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili olanlar da dahil olmak üzere tüm derneklere bina kiralanması ile ilgili ihale açılamayacağı anlaşılmaktadır. Ortak Akıl Derneği, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi bünyesinde kurulan ve üniversite ile ilgili bir dernektir. Bunun ilk kanıtı, Rektör Prof.Dr.Sedat Laçiner`in Ortak Akıl Derneği`nin açılışını yapmasıdır. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile doğrudan bağlantısı olmayan bir derneğin açılışını üniversitenin Rektörü`nün yapması, hayatın doğal akışına aykırıdır. İkinci kanıt ise Rektör Prof.Dr.Sedat Laçiner`in açılışta yaptığı konuşmadır. Sayın Rektör konuşmasında `Ortak Akıl üniversitemiz bünyesinde bir öğrenci topluluğu ismiydi. 200`ün üzerinde öğrenci topluluğumuz var. Dernekleşen ilk topluluk oldu. Çağımız örgütlenme çağı. Eğer örgütlenmezseniz, yaşama katılmazsanız ister genç olun ister yaşı ilerlemiş bir insan olun başkasının tercihlerini yaşamak durumunda kalıyorsunuz. Biz öğrencilerimizin sokak eylemleri yaparak, bağırarak-çağırarak değil yumrukları sıkarak değil yumrukları açarak karşılıklı masanın etrafında konuşabilir hale gelerek ülke sorunlarına katkı vermesini arzu ediyoruz. Yapıcı şekilde görüşlerimizi birbirimize aktarmamız gerekiyor. Derneğin ismi de o anlamda hoş, uygun olmuş. Ortak Akıl Sadece bir kişinin iki kişinin aklı değil, hepimizin ortak buluşabileceği çok sayıda konu var. Mutabık olduğumuz çıkarlarımız var. Onların ortaya çıkmasında çok büyük katkılar sunacaklarını düşünüyorum. Biz bütün öğrencilerimizin dernekleşmesini teşvik ediyoruz. Elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ortak Akıl Derneği`nin bu anlamda bir ilk olmasını ama son olmamasını temenni ediyorum. Öğrenci kardeşlerimizi ve onlara yardımcı olan öğretim elemanlarımızı da tebrik ediyorum. Çok güzel bir iş çıkardılar. Bundan sonra Çanakkale hayatına ve ülke hayatına daha fazla katkı bekliyorum` ifadelerini kullanmıştır. Bu konuşmadaki beyanlar, Ortak Akıl Derneği`nin Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi bünyesinde kurulduğunu ve üniversite ile ilgili bir dernek olduğunun itirafıdır. Ortak Akıl Topluluğu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı Öğrenci Toplulukları Kuruluş ve İşleyiş Yönergesine dayanılarak kurulan ve üniversitenin denetiminde olan bir öğrenci topluluğudur. Sayın Rektör`ün yukarıdaki beyanından, aynı adlı bir dernek kurulmasında üniversitenin kadrolu öğretim elemanlarının görevlendirildiği de anlaşılmaktadır” dedi.
Danıştay kararları da var...
Dava dilekçesinde “Üçüncü kanıt ise, hem Ortak Akıl Topluluğu`nun hem de Ortak Akıl Derneği`nin Başkanlığının aynı kişi, `Vural Bulut` tarafından yürütülmesidir” diyen Koç, “Ortak Akıl Derneği`nin tüm faaliyetlerini Ortak Akıl Topluluğu ile birlikte düzenlemekte ve bu faaliyetlerde 5072 Sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun`un 2/a maddesine aykırı olarak üniversitenin olanakları kullanılmaktadır. Danıştay 1.Dairesi 06.03.2009 tarihli 2009/306 E. 2009/433 K. sayılı kararına göre Dernek ve Vakıfların Üniversite hizmet binalarında ve müştemilatında faaliyet göstermelerinin suç olduğunu ve ilgililerin yargılanması gerektiğine karar vermiştir. 24.02.2014 tarihinde Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı`na yaptığım suç duyurusu, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu`nun 53. maddesine göre yapılmıştır. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı 07.07.2014 tarih ve 97354392-663/3949 sayılı yazısında Men-i Muhakeme ya da Lüzumu-u Muhakeme Kararı vermemiş, sadece soruşturma açılmasını gerektirecek bir duruma rastlamadığını bildirmiştir. Danıştay 8`inci Dairesinin 9.12.2005 günlü, E: 2005/1425, K: 2005/5059 sayılı kararında, `ancak yetkili kurulca verilmiş lüzum-u muhakeme veya men-i muhakeme kararlarına itiraz edilebileceği, soruşturma açılmamasına ilişkin işlemlere karşı herhangi bir başvuru yolu öngörülmediği, bu nedenle bu kararların kesin, doğrudan uygulanabilir ve hukuki sonuç doğuran nitelikleri itibariyle idari davaya konu olabilecek işlemler olduğu` vurgulanmıştır. Danıştay 1.Dairesi 21.2.2006 tarih 2006/7 E., 2006/217 K. sayılı kararında da `yetkili merciin soruşturma izni vermemesi, soruşturma açılmaması veya şikayetin işleme konulmaması yolundaki kararları Kanunun öngördüğü men-i muhakeme ya da lüzum-u muhakeme kararı niteliğinde bir karar olmayıp iptal davasına konu olabilecek idari işlem niteliği taşıdığından bu tür işlemlere karşı itiraz yoluna gidilmesi yerine iptal davası açılması mümkündür` denilmiştir. 2547 sayılı Kanun, 5072 sayılı Kanun, Danıştay Kararları ve ilgili deliller ile birlikte sonuç olarak, yukarıda açıkladığım gerekçelerle kanuna ve hukuka aykırı olarak Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı`nın 07.07.2014 tarih ve 97354392-663/3949 sayılı yazısı ile tesis ettiği red işleminin iptal edilmesini talep ederim” ifadelerine yer verdi.