Prof. Dr. Perinçek; "Yetkililer harekete geçmeli"

10929

 Ayvacık’ta 6 Şubat tarihinde meydana gelen 5.3’lük depremin ardından, aralarında 4.0’dan büyük çok sayıda artçı depremin de etkisiyle toplamda 26 köyde yurttaşlar olumsuz yönde etkilendi. Birçoğunun evi yıkıldı, yüzlercesi hasarlı ve ağır hasarlı olarak kayıtlara geçti. Yüzlerce yurttaş çadırlarda, konteynırlarda iki haftayı aşkın bir zamandır yaşam sürüyor. Birçok köyde vatandaşlar depreme bağlı olumsuzlukları yaşarken, Taşboğaz Köyü de heyelan tehlikesi ve korku içinde yaşamlarını sürüyor. Geçtiğimiz günlerde gazetemiz sayfalarında yer bulan Taşboğaz Köyündeki deprem ve depreme bağlı olarak korku ve tedirginlik yaratan heyelan olasılığını ÇOMÜ’den emekli Prof. Dr. Doğan Perinçek’e sorduk. Taşboğaz Köyünün fotoğraflarını paylaştığımız Prof. Dr. Perinçek, heyelan ile ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Perinçek, “Taşboğaz köyü, Gülpınar depremi sırasında hasar gören köylerimizden biri. Öncelikle yurttaşlarımıza geçmiş olsun diyorum. Fotoğraf ve bilgiden sonra Taşboğaz Köyü dolayını Google görüntüsünden inceledim. Fotoğraflar köyde evlerin zarar görmesi dışında köy yolunun da depremden etkilendiği görülüyor. Köylülerin ifadelerine göre yıllarca önce köy yakınında bir heyelan olmuş. Bu heyelanın nedeni; bir deprem olabileceği gibi, aşırı yağışlar ve yüksek yamaç eğimi de olabilir. Ayrıca varsa köy civarında ki ormanlık alanın yok edilmiş olması da heyelan nedenlerinden bir diğeri olabilir. Google görüntüsünü incelediğimde köylülerin sözünü ettiği fosil heyelanın izlerini bulmak çok zor olmadı. Heyelanın yaklaşık 1000 m boyunda ve 400 m eninde olduğu görülüyor. Kırmızı çizgi heyelanın taç ve yanlardaki sınırlarını (çatlakları) gösteriyor. İki fotoğrafta heyelan malzemesinin yığıştığı topuk kısmı ise açık bırakılmıştır” dedi.

 
“Köylülerin, köyün taşınma talebi yerine getirilmeli” 
“Depremle birlikte köy yolunda heyelan çatlakları oluşmuş” diyen Perinçek, “Bu çatlaklar şuanda sadece yol için yapılan dolguyu etkilemiş olarak gözüküyor. Önümüzdeki günlerde depremlerin bir kaç gün daha sürmesi beklendiğinden, çatlaklar nasıl gelişir bilinemez. 4 civarındaki bir artçı bile yağmurunda katkısıyla yeni çatlaklara neden olabilir.  Bildiğim kadarıyla köylüler köylerinin yerinin değişmesini istemişler. Köyün arkasındaki yamaç eğiminin yüksek olması ve geçmişte köy yakınında heyelan olması nedeniyle, bu talebin yerine getirilmesini öneriyorum. Köylülerin verdiği bilgiler ve burada sunduğum görüntüler, net bir şeklide fosil heyelanın varlığını gösteriyor. Deprem olmasa da heyelanın oluşmasını sağlayacak diğer şartlar mevcut. Fosil bir heyelanda saptanmış durumda. Bu durumda daha fazla beklemenin risk almanın hiç bir anlamı, nedeni yok. Yetkililer harekete geçmeli. Taşboğaz Köyü`deki heyelanı göz önünde olduğu için görebildik. Bölgede gözlerden ırak daha başka heyelanların da oluştuğu muhakkak. Bunlar köylerimizden ve diğer yerleşim yerlerinden uzak olduğu sürece sorun yok. Fakat yine de bölgeyi bir taramak lazım. Bazen heyelan olduğunda heyelan malzemesi bol suyu olan bir dere yatağı önünde baraj oluşturup gerisinde su biriktirebilir. Heyelan malzemesi arakasında biriken suyun ne yapacağı belli olmaz” uyarılarında bulundu.
 
“Yeni bir deprem fırtınası” uyarısı
Perinçek, ayrıca bölgedeki deprem hareketliliğini anbean izlediğini ifade ederek, Haziran 2016, Temmuz ve 6 Şubat depremlerinin ardından son birkaç günde devam eden hareketliğe vurgu yaparak, dördüncü deprem fırtınası uyarısında bulundu. Perinçek, “Evet yeni bir deprem fırtınası. İki gün önce artçı sayısı 22’ye kadar düşmüştü. Sonra yükselmeye başladı. Bu yükselme kanımca yeni bir deprem fırtınasını işaret ediyor Son 24 saat diliminde bu gün saat 12.30 itibarıyla 156 deprem sayısına ulaşıldı. Sabah 4.00 sularındaki Son 24 saat diliminde ise 129 sayısına ulaşmıştık. Son iki gün içinde en büyük deprem 3.9 büyüklükte oldu ve bu gece saat 4.24`te gerçekleşti. Artçı sayısının yaklaşık iki günde 22 sayısından 156 sayısına ulaşması Gülpınar depreminin anormal davranışlarından bir tanesi olarak değerlendiriyorum. Dünden itibaren yeni bir deprem fırtınası yaşamaya başladık. Haziran 2016’da olan deprem fırtınasını da sayarsak dördüncü yeni deprem fırtınasında deprem sayısı arttı fakat büyüklükleri şu an itibarıyla 3.9`yı geçmiyor. 6 Şubatta başlayan üçüncü faza göre çok daha sakin bir deprem fırtınası yaşayacağımızı umuyorum. Bu son fazın önceki fazlara göre daha kısa süreceğini ve yıkıcı deprem yaratmayacağını düşünüyorum” ifadelerine yer verdi. 
 
Haziran 2016’de Ezine-Şarköy-Bandırma hattını işaret etmişti
Perinçek, Haziran 2016’da gazetemize yaptığı açıklamada, Çanakkale’de, merkez üsleri Ayvacık, Gülpınar, Babakale ve Behramlı açıkları olan depremleri değerlendirmişti. Prof. Dr. Doğan Perinçek, “Ayvacık yakınlarında denizde, sabah erken saatlerde (6.42 ve 6.44) 3.3 ve 3.7 büyüklüğündeki öncü depremler ardından saat 9.49 da 4 büyüklüğündeki ana depremi yaşadık. Ardından 21 artçı deprem oldu. Son artçı deprem 18.47 de kaydedildi. Tehlike bu alan için geçti fakat artçıları yaşamaya devam edeceğiz. Ayvacık güneybatısında Ege Denizi’nde olan bu depremler bölgede olması beklenen daha büyük (6 ya da 6,5 büyüklükte) depremlerin ayak sesleri gibi geliyor bana. Son bir ay içinde Marmara denizinde 3`ten büyük 5, Ayvacık batısında ve güneybatısında Ege Denizi’nde 3`ten büyük 5 deprem yaşadık. (haritada yeşil ve turuncu renkli). İkinci haritada görüldüğü gibi Marmara ile Ege Denizi arasında Çanakkale, Şarköy, Bolayır, Çan, Ezine ve Bandırma dolayında ise depremlerin büyüklüğü 2`den az. Buralarda hatırı sayılır faylar var ve enerji biriktirmeye devam ediyor. Sayfamı takip edenler hatırlarlar, Gökçeada depreminden 2 hafta önce bir harita yayınlamıştım ve son bir ay içinde Marmara ve Saroz Körfezinin her birinde üçer adet 3`ten büyük depremler yaşadığımızı belirtmiştim ve endişeli olduğumu yazmıştım. Şu an Gökçeada olayının bir benzerini ve üçlü değil beşli olanını yaşıyoruz. Deprem için zaman veremiyorum fakat Bandırma, Ezine, Şarköy üçgeni için endişeliyim” ifadelerini kullanmıştı. 
(Seçkin Sağlam)
Paylaş