Çanakkale Eğitim-Sen öncülüğünde başlatılan oturma eylemleri, dört gündür Truva Atı altında devam ediyor. Dün eylemde toplanan yurttaşlar yine ellerinde getirdikleri beyaz papatyalar ve dövizlerle oturma eylemi gerçekleştirdiler. Genç sanatçıların türkülerle destek verdiği eylemde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevleri sürecinde yanında olan eğitimci Acun Karadağ’ın bir mektubu okundu. Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi tarafından okunan mektupta; “ İşimiz için direniyoruz dostlar. Dünyadaki bütün insanlar gibi rızkımız için, eve ekmek getirmek için, borçlarımızı ödemek için, ana babamızın, eşimizin dostumuzun eline bakmamak için, doymak için, ele güne muhtaç olmamak için. Ama asla bir sarayda oturmak, villada oturmak, en lüks giysileri giymek son moda arabalara binmek, evimizde hizmetçi; arabamızda şoför; kapımızda özel güvenlik tutmak için değil... Onurumuz için direniyoruz dostlar. Kimse bize terörist-vatan haini diyemeyeceği için direniyoruz. Kimse bizim çocuklarımıza tecavüz edemeyeceği, kimse bizim çocuklarımızı aptallaştıramayacağı için; kimse bizim yaşlılarımızı bankamatik kuyruklarında öldüremeyeceği için; kimse bizim halkımızın yoksul çocuklarını başka yoksul çocuklarımızın üstüne gönderip öldürterek birine şehit birine leş diyemeyeceği için; kendi çıkarları için öldürttüğü çocuklara kelle diyemeyeceği için direniyoruz. Kimse bizim işçilerimizi uluslararası sermeyenin kölesi yapamayacağı için; bu ülkenin topraklarını dünyanın zenginlerine peşkeş çekip vatanseverlik konuşmaları yaparak halkımızı aptal yerine koyamayacağı için direniyoruz. Kimse Amerika`nın emriyle gelip Amerika`ya kafa tutuyor numarası yaparak devlet yönettiğine inanmamızı beklemesin diye direniyoruz… Bazı şeyleri yapamadığımız için direniyoruz dostlar. Mesela atıldığımızı duyduğumuzda sineye çekemediğimiz için; 110 bin ihraç edilen insanın aileleriyle yaşadıklarına sessiz kalamadığımız için; Oynanan oyunlara karşı aman başımıza daha kötü şeyler gelmesin diye susamadığımız için; Köle olmayı kabullenemediğimiz için; diz çökmeyi bilmediğimiz, biat etmeyi, sorgusuz sualsiz ceket önü iliklemeyi bilmediğimiz için; Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyemediğimiz için; Başkalarının acılarına kulağımızı tıkayamadığımız için; ben de solcuyum ama dükkanım var, ben de solcuyum ama çocuğum var, ben de solcuyum ama bir grubum var, ben de solcuyum ama yaşım geç, ben de solcuyum ama Kürtlerden bana ne, ben de solcuyum ama Alevilerden bana ne, ben de solcuyum ama diğer siyasetlerden bana ne, ben de solcuyum ama ama diyemediğimiz için; ben solcuyum solcu olmayandan bana ne diyemediğimiz için direniyoruz dostlar.Tarih içinde sözümüz, tarihi yazanlara yüzümüz olsun diye direniyoruz. Velhasılı kelam "bir türküdür direniş" dostlar. İster ağıt söyle ister halay söyle, ister oyun havası, ister marş söyle diye diye direniyoruz... "Sevgi ve umutla...” ifadeleri yer aldı. Okunan mektubun ardından Truva Atı altında toplanan yurttaşlar son olarak bir hatıra fotoğrafı çekildiler.
