Önder’den barış ve demokrasi çağrısı
CHP Merkez İlçe Başkanı Nejat Önder, “CHP olarak barıştan, özgürlüklerden ve demokrasiden yana, tüm duyarlı yurttaşlarımıza çağrımızdır. Gelin hep birlikte özgür ve demokratik bir ülke kuralım, biz hazırız” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez İlçe Başkanı Nejat Önder, barış, demokrasinin ve özgürlüklerin egemen olduğu bir ülke için Çanakkalelilere çağrıda bulundu. “Bu topraklarda huzur, demokrasi ve barış isteyen herkese, tüm Çanakkalelilere, çağrımızdır” diyen Önder, “Gelin hep birlikte özgür ve demokratik bir ülke kuralım” şeklinde konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez İlçe Başkanı Nejat Önder, barış, demokrasinin ve özgürlüklerin egemen olduğu bir ülke için Çanakkalelilere çağrıda bulundu. “Bu topraklarda huzur, demokrasi ve barış isteyen herkese, tüm Çanakkalelilere, çağrımızdır” diyen Önder, “Gelin hep birlikte özgür ve demokratik bir ülke kuralım” şeklinde konuştu. CHP olarak, kişisel hak ve özgürlüklerin yanında olduklarını ifade eden Önder, “Cumhuriyetin kurucu partisi olmanın sorumluluğu, toplumsal barış ve huzur için biz varız. CHP, toplumsal barış ve yurttaşların tam eşitliği için demokrasi, hukuk devleti, insan hakları ve özgürlüklerin esas alınması gerektiğini savunmaktadır. CHP, bireylerin haklarının en geniş şekilde sağlanması ve korunmasını temel yaklaşım olarak benimsemiştir. Bireysel hak ve özgürlükler demokrasinin, eşitliğin, üniter devlet yapısının harçlarıdır. Gelin, yüzde 10 seçim barajını kaldıralım ve milli iradenin meclise tam yansımasını sağlayalım. Bu ülkede hukuk göz ardı ediliyor, uzun tutukluluk süreleri, keyfi uygulamalara dönüşmüş durumda. Milletin iradesine saygının gereği olarak yeni bir düzenleme ile bu hukuksuzluğu kaldıralım. Milletin vekillerini liderler değil, millet seçsin. Gelin siyasal partiler yasasını değiştirelim, liderler sultasına son verilim. Düşünceyi ifade ve inanç özgürlüğünü güvence altına alalım. Demokrasilerde şiddet olmadığı sürece, konuşmak, yazmak, terör suçu sayılmaz. Gelin bir yasal düzenleme yapalım ve Türkiye’yi bu ayıptan kurtaralım. Toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüğü bir haktır, güçlendirelim. Gelin toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasını değiştirelim. Din ve vicdan özgürlüğü tartışılamaz. İnançlar arası farklılık gözetilemez. Bunu gerçekleştirelim. Din ve vicdan özgürlüğü sözde kalmasın. Basın hürdür, sansür edilemez. İletişim özgürlüğü esastır. Bunu sağlayalım. Basın özgürlüğü sağlansın, ne iktidar talimatıyla haberler yapılsın ne de gazetecilerin işine son verilsin. Basın özgürlüğü için bir yasa çıkartalım ve tüm siyasi parti liderleri, medya özgürlüğü adına taahhütte bulunsun. Tutuklu siyasetçi, bilim adamı, gazeteci ve öğrenci ayıbına son verelim. Anneler, babalar çocuklarını üniversiteye büyük umutlarla gönderdiler. Öğrenciler elbette seslerini çıkaracaklar, konuşacaklar. Eleştirel aklı özgür kılalım. Özel yetkili mahkemeleri kaldıralım. Bu mahkemeler, siyasi otoritenin emrinde, baskı aracı olarak kullanılmakta olan, adalet değil, adaletsizlik dağıtan mahkemelerdir. Özel yetkili mahkemelerin 2005 yılından bu yana verdikleri kararlar için yeniden yargılama yolunu açalım. Milletin iradesi hapsedilemez. Meclis, milletvekillerinin tutukluluğuna son verecek yolu açmalıdır. Bu ülkede demokrasi, barış ve özgürlük istiyorsanız açın kapıları. O milletvekilleri gelip parlamentoda görev yapsın. Faili meçhuller, yargısız infazlar cezasız bırakılamaz. Zaman aşımı engellenmelidir. Demokrasi ve insan haklarının önündeki engelleri temizleyelim. Gizli tanık ve yasadışı dinlemelerle yargılama olmaz, adalet dağıtılmaz. Türkiye bu yanlıştan kurtulmalıdır. Uludere’nin hesabı verilmelidir. Uludere’de 34 insanımız katledildi, sorumluları belli değil. Çözüm isteniyorsa Uludere komisyonunu yeniden oluşturalım. Demokrasi ve barış için CHP buna hazır. Diyarbakır’a cezaevi değil, Diyarbakır Cezaevi demokrasi müzesi yapılmalıdır. Dünyanın hiçbir yerinde bir başbakan halkına cezaevi vaadinde bulunmaz. Bu, bir demokrasi ayıbıdır. Gerçekten barış ve demokrasi mi istiyorsunuz? Gelin Diyarbakır eski cezaevini ‘Demokrasi ve İnsan Hakları Müzesi’ yapalım. Mayınlı araziler temizlenip, topraksız köylüye verilmelidir. Hem bölge hem de Türkiye kazanmalıdır. Nevruz resmi bayram ilan edilmelidir. Üretim ve yaratıcılık eşitlikçi ve demokratik bir anlayışla desteklenmelidir. Toplumsal yaşamın bütün alanlarında tüm yurttaşlara fırsat ve olanak eşitliği sağlanmalıdır” dedi.