Bu tespiti birkaç noktadan değerlendirmek gerekecek.
Önce şu önyargı meselesini ele alalım.
Çanakkale halkının AKP’ye ilişkin hiç önyargısı yoktur. Bütün yargıları reel olup, AKP politikalarının takiyesini kavrayarak tercihlerini net bir şekilde belirlemiştir, Çanakkale halkı... Bu tespitin diğer bir yanı AKP’nin kendi iç işleyişine ilişkin ortaya çıkardığı gerçektir.
Çanakkale’de AKP iktidar partisi olmanın getirdiği bir performans yaratamamakta ve özellik ile yönetici performansı noktasında zaaf yaşamaktadır. İktidar partisi olmanın getirdiği performans ancak Çanakkale’ye hizmet ile sağlanabilir. Bu anlamda Çanakkale halkının algısında 10 yıllık AKP iktidarı ile bizde şunları kazandık diyebileceği çok fazla bir şey yoktur. Klasik siyaset yapmanın getirdiği bireysel kazanımlara yol açan hizmetleri bunun dışında tutuyorum. Hani şu, eş dostu işe yerleştirmek partililerine iş imkanları yaratmak gibi...
Zaten AKP bunun dışında bir performans gösteremediği için bu uygulamaları ile göze batmakta ve dolayısıyla Çanakkaleliler nezdinde gerçek algıda bu temelde oluşmaktadır. 10 yıllık AKP iktidarı ile var olan gelişmeler her şeyin çok daha net bir şekilde görülmesini sağlamaktadır.
İlk yıllarda kamuoyunun beklentilerine uygun geliştirilen söylevlerden bile eser kalmamış, en önemli kriterlerden biri olan Avrupa Birliği çapasından vazgeçilmiş demokrasi ve özgürlükler konusu tamamıyla askıya alınmış , idam cezasının bile yeniden gündem yapıldığı bir döneme geçilmiştir.
Yani artık önyargı falan yoktur, her şey son derece açık ve nettir.
Fakat AKP, yönetici performansı nedeniyle yaşadığı sorunlar kapsamındaki olumsuzlukları Çanakkale halkının önyargısı gibi değerlendiriyorsa bir başka olumsuzluğa daha batmış demektir.
Gerçekten AKP, yönetici performansı konusunda ciddi yanlışlar yapmaktadır. En canlı örnek AKP merkez ilçe başkanının söylevleridir. Ne zaman konuşsa bir çuval inciri mahvetmektedir.
Son olarak belediyenin ihale ettiği otel inşaatı konusundaki söyledikleri ile devirdiği çamlar henüz giderilmeden vermiş olduğu cevap ile; züccaciye dükkanına girmiş fiil gibi ortalığa verdiği zarar yeni bir felaketin başlangıcı olmuştur.
Yapmış olduğu suçlamalara karşı verilen cevaplar ile hiç ilgisi olmayan,’pantolon olmadı gömlek verelim’ misali belediyenin su yolsuzluğu ve belediye başkanının özel ticari faaliyetine bağlı olarak gelişen soruşturmalar konusunu gündem yapmak trajikomik bir durumdur.
Bu konulara ilişkin gerek belediye başkanı gerekse de CHP’nin düşüncelerini kamuoyu ile paylaştığı fakat yasal sürecin devam ettiği bir dönemde bunlar üzerinden siyaset yaparak prim elde etme çabaları nafile çabalardır.
AKP yereldeki siyaset yapma tarzını masaya yatırmalı ve bir seviye geliştirmelidir. Bunu yapmadığı sürece mevcut durum için; Çanakkale halkının önyargısı değil, AKP’nin kendi açmazları tespiti daha gerçekçi bir yaklaşım olacaktır.
Bu konuya ilişkin olarak özellik ile Öncü’nün son açıklamasında yapılan hatalı çıkışın telafisi için sürecin doğru yönetilmesinin öneminden bahsetmiştim. Fakat bir kez daha Ülgür Gökhan’ın Öncüye teşekkür etmesinin haklılığını yaşamak durumunda kaldık.
Bu gidişle Ülgür Gökhan’ın sırtı yere gelmez…