İnternet üzerinden, kafaları gibi kendilerini de karartarak sürdürdükleri tetikçilik ile gerçekleştirdikleri yaftalama çabalarını bu kentin aydınlık insanları, yaşadığımız olayların deneyimleriyle artık çok daha iyi kavrayabiliyor.
Gerçekleri çarpıtarak, gazetemizi itibarsızlaştırmaya çalışanların düştükleri komik durum kentin yeni mizah kaynağı oldu.
Önce şu okuduğunu dahi anlamaktan aciz öğretim üyesinin yazdıkları ile başlayayım.
Prof. Dr. Palabıyık, gazetemizi karalama adına öyle bir ruh hali içersinde ki; artık okuduğunu bile anlayamaz duruma gelmiş.
Bu yazımdan sonra yine anlayamazsa, tetikçiliğini yapan karanlıklardan beslendikleri için kendilerini bile karatarak kimliklerini saklayarak sağa sola iftira atmayı kendine görev edinmiş tetikçi site sorumlularına sorabilir!
Palabıyık’ın gazetemizi eleştirmek adına kaleme aldığı yazıyı maden bulmuşçasına; kendilerine malzeme yapmak adına Palabıyık’ın yazdıklarını da tahrif ederek yapmış oldukları gafı bakın nasıl açıklamışlar:
“Bu uydurma haber ile Palabıyık’ın yazdıklarını anlamadığımızı ifade eden Olay’ın gerçekte kendilerinin haber için kullandığımız ifadeleri anlamadığı -kuvvetle ihtimal anladığı halde çarpıtmaya çalıştığı- açıktır. Halbuki comuhaber.com editörleri haberde Prof. Palabıyık’ın kendi ifadelerinin dışında bir tek harf dahi kullanmamışlardır. Sadece editöryal bir müdahale ile ilgili haber görselinde ifadeleri anlamını bozmadan kısaltmıştır”
Tetikçi, kalkan sitenin de belirttiği gibi Olay Gazetesinin haberi Palabıyık’ın yazdıklarını değil, yandaşlık adına tetikçi sitenin Palabıyık’ın sözlerini anlamadan yapmış olduğu haber üzerinedir.
Yanaşmacılık, tetikçilik zaten böyle bir şeydir.
Kraldan çok kralcı rollerine soyundurur adamı…
Önce Olay Gazetesi haberini tekrar bir okuyalım.
Çanakkalelilere büyük hakaret!
Çanakkale’de bir süredir ÇOMÜ merkezli yayın yapan comuhaber.com adlı site, yandaşlığın dozunu fena kaçırdı. Prof. Dr. Hamit Palabıyık’ın bir yazısı üzerine “yaranmacılıkta son nokta” dedirtecek bir habere imza attı.
Comuhaber.com isimli üniversite merkezli haber sitesi ilginç bir habere imza attı. Prof. Dr. Hamit Palabıyık’ın yazısını haber olarak duyurmak isteyen comuhaber, Palabayık’ın “Çanakkale’de pek çok dürüst ve namuslu insanın olduğunu biliyordum. Doğruları onlar da haykırırlar diye düşündüm. Ne yazık ki geçen süre içinde ciddi hayal kırıklıkları yaşadım” cümlesini, “Çanakkale’de pek çok namuslu ve dürüst insan olduğunu biliyordum, ama yanılmışım” olarak verdi.
‘Çanakkale’de namuslu ve dürüst insan yok’ dedi.
Palabıyık’ın ifadelerini anlamadan yaranmacılık yapma adına baltayı taşa vuran comuhaber“ Çanakkale’de pek çok namuslu ve dürüst insan olduğunu biliyordum, ama yanılmışım” şeklinde ifade ettiği cümle ile Çanakkale’de namuslu ve dürüst insan olmadığına hükmetmektedir. Yapmış olduğu bu gaf ile comuhaber, yandaşlık ve yaranmalıkta sınır tanımadığını da böylece gösterdi.
Her okuyanın çok rahat bir şekilde anlayabileceği gibi bu haberde Palabıyık’ın Çanakkalelilere hakaretinden değil, onun sözlerini anlamadan çarpıtan Çomuhaber’in sözde kısaltma adına Palabıyık’ın değerlendirmesine kattıkları yeni anlamdan bahsedilmektedir.
Ha tabii bu arada Palabıyık’ın Çanakkaleliler için yapmış olduğu hakaretleri unutmuş değiliz.
Şimdi tetikçi site ve Palabıyık hocaya bir kez daha sorarak bu konunun açıklığa kavuşmasını sağlamaya çalışalım.
“Çanakkale’de pek çok dürüst ve namuslu insanın olduğunu biliyordum. Doğruları onlar da haykırırlar diye düşündüm. Ne yazık ki geçen süre içinde ciddi hayal kırıklıkları yaşadım” şeklindeki Palabıyık hocanın cümlesi ile “Çanakkale’de pek çok namuslu ve dürüst insan olduğunu biliyordum, ama yanılmışım” cümlesi aynı anlamı mı ifade eder?
Palabıyık dürüst ve namuslu insanların kendi değerlerine uygun tepki göstermedikleri konusunda hayal kırıklığını belirtirken; tetikçi site, bilinen namuslu ve dürüst insanlar konusunda yanıldığını yani böyle insanların olmadığından söz etmektedir.
Peki, böylesi bir durum neden yaşanmıştır?
Bu durum yandaşlık, tetikçilik yapmak adına yaşanan ruh halinin yansımasıdır.
Palabıyık hocanın yazısını reklam yapmak adına, baltayı taşa vurmaktır bu durum.
İşte ötekileştirme düşmanlaştırma hali bugün gelinen noktada demokrasi ve özgürlük karşıtlarının bilinen bir dezenformasyon yöntemi olduğu için Palabıyık hoca da bu yöntem ile kaleme almış olduğu yazısında gerçekten komik duruma düşmüştür, bir insan bu kadar mı okuduğunu anlayamaz duruma düşer.
Bakın ne diyor Palabıyık;” Önceki gün yine yazmışlar, görüşlerimi “Çanakkalelilere büyük hakaret!” diye vermişler.
Yukarıdaki Olay Gazetesi haberinde okudunuz; Palabıyık’ın sözleri için herhangi bir yorumumuz var mı? Bilakis, tetikçi ve yanaşma sitenin çarpıtmasına karşı hocanın hakkını teslim etmişiz.
Bu tetikçi sitenin karartılmış sorumluları önce şöyle bir çıkın toplumun karşısına da Çanakkale halkı sizleri bir tanısın.
Öyle karartılmış kimliklerinizle, bu kentin sesi olmuş, acılarını sevinçlerini sorunlarını, başarılarını paylaşan kısaca kent hayatının temel dinamiği olmuş,30 yıldır yayın yapan bir gazeteyi karalamaya karartılmış kimliklerinizin gücü yetmez.
Yalanlarla bir yere varamazsınız.
Kendi ifadeniz olan “yazdıklarınızın gerçekliğinin ve yeterliğinin garantisinin verilmediği” bir yayın politikası ancak “çamur at izi kalsın politikasıdır”
Yaptığınız budur, bunun adı provokatif yayıncılıktır.
Önce kimliklerinizi gizleyeceksiniz, sonra yazdıklarınızın gerçekliği ve yeterliği konusunda hiçbir sorumluluk almayacaksınız sonra ağababalarınızın talimatlarıyla sizin gibi düşünmeyen herkesi karalayacaksınız hakaret edeceksiniz yalan yazacaksınız.
Yok böyle bir şey
Çanakkale’nin tüm duyarlı insanları sizin bu provakatif tavrınızı artık daha iyi anlıyor.
Tıpkı ileri faşizmin temsilcilerinin her türlü yalanına rağmen halkı mücadelesinin her gün büyümesi, gibi
Biz sizin gibi gericiliğin hizmetindeki sözde bilim insanlarına prim yaptırmak için yola çıkmadık..
Bu kentin her türlü sorunun kamuoyuna aktarılması bizim görevimizdir.
Arşivler ortadadır.
Çanakkale Olay Gazetesi Çanakkale’nin sesidir, kulağıdır, demokrasi ve insan haklarının güvencedir.
Böylesi bir günde sizin gibi dezenformasyon çabası içersinde olanlar için zaman harcamak adına kendi adıma üzüldüm.
Diğer yandan da anti demokratik halk düşmanı politikalarının gereği olarak da böylesi yöntemler ile gerçekleştirilen, iftira kampanyalarının boşa çıkarılmasın bir gereklilik olduğunu düşünerek bir ölçüde rahatladım
Halka şiddetle saldıran siyasal irade de halk düşmanı yüzünü sizler gibi yalanlarla gizlemeye çalışıyor.
Ne yapalım, bize de bu yalanları açığa çıkarmak görevi düşüyor.
