8 Şubat’da gericiliğin uygulamalarına karşı en geniş kesimlerin bir araya gelerek gerçekleştirdikleri miting son yılların en kitlesel ve dayanışma gücü yüksek olan bir tepki olarak dikkat çekmiştir.
Şimdi sırada 13 Şubat eylemi var.
Öğretmenlerin grevine öğrencilerin boykotu ile verilecek desteğin, her noktasında bizlerde bu eylemin başarısı için elimizden geleni yerine getirmeliyiz.
Zorunlu din dersleriyle farklı inançların yok sayıldığı, ana sınıflarına kadar başörtüsü uygulamalarıyla birlikte zorunlu din derslerinin uygulamaya sokulmaya çalışıldığı, eğitim sistemi imam hatipler üzerinden kurgulanarak, okullara açılan mescitler ve gerici dinci propagandalarla eğitimin din esaslı değişimini sağlayarak, şeriatçı bir düzen hedefi ile hareket eden siyasal iradenin bu çabaları geleceğimizi tehdit eden bir noktaya ulaşmıştır.
Gericiliğin bu saldırılarını boşa çıkaramadığımız noktada; karşılaşacağımız uygulamalar konusunda canlı bir örnek olarak IŞİD deneyimi bütün iğrençliği ile önümüzde durmaktadır.
Laik ve demokratik Türkiye talebi günümüzün önemli taleplerinden biri haline gelmiştir.
Bu hedef ile sürdürülecek mücadelenin güçlenmesi ve siyasal gericiliğin saldırılarının boşa çıkarılması açısından 13 Şubat eyleminin başarısı oldukça önemlidir.
Laik bilimsel ana dilinde eğitim mücadelesinde öğretmenlerimize destek olalım, çocuklarımızı okullarına göndermeyelim.
13 Şubat günü saat 11.00 de Salı pazarında buluşarak demokratik laik Türkiye için desteklerimizi ortaya koyalım.
Bu talepler temelindeki mücadelenin kitleselleşmesi, en geniş halk yığınlarına mal olması gericiliğe geri adım attıracaktır.
Siyasal gericiliğin saldırılarının fütursuzca sürdüğü koşullarda bir araya gelerek, birlik ve dayanışma içersinde bu saldırılara karşı durmalıyız.
Farklılıklarımızı değil, ortaklıklarımızı ve hedeflerimizi öne çıkararak bu mücadeleyi örmek, büyütmek bir sorumluluktur.
Bunu sağlayamadığımız sürece gericilik kazanımlarını arttıracak ve demokratik yaşam önemli darbeler alacaktır.
Son olarak metal iş kolunda yasaklanan grev karşında gereği gibi bu yasağı boşa çıkaracak bir karşı duruş ve tepki organize edilememiştir.
Bu durum işçi sınıfının mücadelesi ve hakları açısından ciddi bir olumsuzluktur.
Bu gelişmeden alınacak önemli dersler olduğunu unutmayalım.
Yaklaşan seçimler nedeniyle AKP gericiliğine geri adım attıracak gelişme HDP’nin barajı aşarak parlamentoya girmesidir.
12 Eylül darbesinin kalıntısı %10 barajını yıkarak hakların iradesine ipotek koyan oy hırsızlarını açığa çıkararak parlamentoda gelişecek yeni bir denge tüm ezilenlerin, mağdurların, yok sayılanların gerçekleştireceği ittifak ile olacaktır.
Böylesi bir gelişme; emek, demokrasi, özgürlük ve barış alanında yaratılacak kazanımlar ile birlikte yeni ufuklara doğru yol almanın ilk adımıdır.
Gelinen noktada, sol değerlerden yana AKP hükümetine karşı mücadele noktasında HDP’nin yaratmış olduğu heyecan vebunun halk da bulduğu karşılığı göz ardı edemeyiz.
Gösterilecek dayanışma ile yaratılacak iklimin sonuçları ülkemiz açısından son derece faydalı olacaktır.
Bu gerçeği göz ardı etmeden demokratik laik cumhuriyet adına emekten ve barıştan yana olan değerleri daha görünür kılabileceğimiz seçim platformu için gereken duyarlılığı gösterme zamanıdır.
8 Şubat mitinginde yaratılan dayanışmayı 13 Şubat eylemi ile taçlandırarak Haziran seçimlerinde yeni kazanımlar için yol alabiliriz.
13 Şubat birlikteliği ve başarısı, Haziran seçimleri için önemli bir motivasyon,ve heyecan yaratabilir.
Meydanlardan yükselen ses; “bu daha başlangıç, mücadeleye devam” isteğiyle birlikte “birleşe birleşe kazanacağız” gerçeğidir.
Başarının anahtarı bu gerçektir.