havadurum

Öğretmen ve eşleri oyuncağınız mı?

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) her zaman olduğu gibi bu yılki atamalarda da öğretmen ve eşlerini çileden çıkardı.

609
Her atama döneminde aynı sorun ile karşı karşıya kalan öğretmen ve eşleri, adeta Milli Eğitim Bakanlığı’nın oyuncağı oldu. Eş durumu atamalarında boş kontenjan gösterilmemesi hem öğretmenlerin hem de sendika temsilcilerinin tepkilerine yol açtı. Her yıl eş durumu atamaları için onlarca belge hazırlayarak başvuran öğretmenler, boş kontenjan gösterilmemesi nedeniyle bu yıl da hüsrana uğradı.
 
MEB’in yarattığı bu olumsuz tabloya ise sendikalar da sert tepki gösterdi. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile MEB görevlilerinin öğretmene karşı yaklaşım biçimini bir an önce değiştirmesi gerektiğini vurgulayan sendika temsilcileri, öğretmen atamalarının çocuk oyuncağına döndüğünü dile getirdiler.
 
Her atama döneminde aynı sorun ile karşı karşıya kalan öğretmen ve eşleri, adeta Milli Eğitim Bakanlığı’nın oyuncağı oldu. Eş durumu atamalarında boş kontenjan gösterilmemesi hem öğretmenlerin hem de sendika temsilcilerinin tepkilerine yol açtı. Her yıl eş durumu atamaları için onlarca belge hazırlayarak başvuran öğretmenler, boş kontenjan gösterilmemesi nedeniyle bu yıl da hüsrana uğradı.
 
Boş kontenjan yok
Özür grubu atamaları ile ilgili başvuru yapan öğretmenler, hangi okulda boş kontenjan olup olmadığını öğrenmek için bilgisayar başına kilitlendi. Ancak, tercih listesinde boş kontenjan gösterilmemesine öğretmen ve eşleri sert tepki gösterirken, bazı öğretmenler haklarını elde etmek için MEB’e dava açmaya hazırlanıyor. Boşu boşuna her atama döneminde belge toplamak zorunda kalan öğretmenler, MEB’in resmi sitesinde ‘İlde alanınızda boş kontenjan bulunmadığından başvuru yapamazsınız’ şeklinde yazıyı görünce çileden çıktı. Öğretmen eşleri atama için bir gün belge toplamak zorunda kalırken, atama başvurusunda bulunan öğretmenler ise eşlerinin topladığı belgeleri hem görev yaptığı okuluna hem de milli eğitim müdürlüklerine ulaştırmak için çaba harcıyor. Hem maddi hem de manevi açıdan olumsuz yönde etkilenen öğretmenler, bu uygulamanın bir an önce sona erdirilmesini istiyor.
 
Öğretmenlerle dalga geçiliyor
Öğretmenlik mesleğinin ayaklar altına alındığını ifade eden eğitimciler ise, MEB’in her atama döneminde öğretmenlerle dalga geçtiğini kaydettiler. Eş durumu atamalarında uzun yıllardır yer göstermeyen MEB’in buna rağmen bir sürü belge istemesinin anlamsız olduğunu kaydeden eğitimciler; “Yer göstermeyeceksin o zaman bu belgeleri neden istiyorsun. Atama dönemlerinde yer olmadığını önceden gösterilse, belge toplamak zorunda kalmayacağız” dediler.
 
Sendikalar da tepkili
MEB’in yarattığı bu olumsuz tabloya ise sendikalar da sert tepki gösterdi. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile MEB görevlilerinin öğretmene karşı yaklaşım biçimini bir an önce değiştirmesi gerektiğini vurgulayan sendika temsilcileri, öğretmen atamalarının çocuk oyuncağına döndüğünü dile getirdiler.
 
 
“Öğretmenlere işkence”
Her atama dönemlerinin öğretmenlere adeta işkence niteliğinde olduğunu belirten Eğitim İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Bozdemir; “Bu atamalarında böyle olacağını biliyorduk. Çünkü biz bunu 4+4+4 ucube diye bir yasa çıkardıklarında söyledik. Bu yasa ile birlikte il merkezinde bir çok arkadaşımızın norm fazlasına düşeceği için norm açığı göstermeyecekleri belliydi. Bu atama dönemleri öğretmenlere yapılan bir işkencedir. Öğretmenlere o kadar evrak ve belge toplatıldı ama hiç açık yok. Çünkü, il merkezinde norm fazlası sınıf öğretmeni var. Geçen sene sınıf fazlalığı vardı. Bu sene öğretmenler norm fazlası konumuna düştüler” dedi.
 
“Önce boş kadroları açıklayın sonra belgeleri isteyin”
Sendika olarak iller arası atama yönetmeliğinin 7 maddesine dava açtıklarını anımsatan Bozdemir, MEB’in eş durumu atama dönemlerinde öğretmenlerden önce belge istemesinin doğru olmadığını söyledi. Bozdemir şu şekilde konuştu: “Boş kadroları açıklasınlar. Ondan sonra öğretmenler evraklarını hazırlasın. Öğretmenler eş özrünü belirten belgeyi görev yaptığı ilçeye götürmek zorunda kalıyor. Bütün öğretmenler için maddi ve manevi külfet oluyor. Öğretmenler hem zamanını hem de parasını harcıyor. Ama hiç açık yer yok. Bu büyük bir sıkıntı. Atama ve yer değiştirme yönetmeliğinin hem özür grubundan hem de il içi ve iller arasında dava açtık. Bir dava 2,5 ve 3 aya arasında sonuçlanıyor. İller arası atama yönetmeliğinin 7 maddesine dava açtık. Bunlar kazanılacak davalar diye düşünüyoruz.”
 
“Çocuk oyuncağına çevirdiler”
MEB’in uyguladığı politikalar nedeniyle eş durumu atamalarının çocuk oyuncağına çevrildiğini vurgulayan Bozdemir; “Öğretmen tayin istedim sanıyor. Tayin çıkmayacağını bile bile başvuru yapıyoruz. Psikolojik bir durum yaratmaya çalışıyorlar. Tayin istedi öğretmenler ama çıkma şansı yok. Bu bilinçli olarak yapılan bir şey. Çocuk oyuncağına çevirdiler. Biz çocuk değiliz ki, ağzımıza bir parmak bal sürüp, eş özründen tayin isteyeceksiniz diyorsunuz ama boş yer gösterilmiyor” dedi.
 
“Büyük sıkıntı bekliyor”
4+4+4 eğitim sisteminin yasalaşması nedeniyle Eylül ayında başlayacak olan yeni eğitim-öğretim yılının büyük bir sıkıntı içinde geçeceğini ifade eden Bozdemir; “Eylül ayında herkesi büyük bir sıkıntı bekliyor. Hep birlikte bu yaşanan sorunlara karşı mücadele etmek gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
 
Koç; “Bakan Dinçer’i davranışlarını düzeltmeye davet ediyoruz”
Eğitim ve bilim çalışanlarına yaklaşım biçimiyle tepki toplayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’i davranışlarını düzeltmeye davet eden Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç; “Eş durumundan hareketle özür durumu atamalarında şöyle bir sıkıntı var. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in göreve geldiğinden beri, eğitim ve bilim çalışanlarına yaklaşımı bu uygulamada da karşımıza çıkıyor. Çünkü, Bakan Dinçer’in eğitim ve bilim çalışanlarının genelde az çalıştığı, maaşlarını hak etmedikleri gibi değersizleştirme çabaları var. Eş durumu atamalarında önemli olan çalışanın işini kolaylaştırmak ve huzurunu sağlamak gerekirken tamamen keyfi uygulamalarla çalışan sıkıntılar içerisine sürükleniyor. Çalışan bu hakkını da kullanamıyor. Milli Eğitim Bakanının yaptığı uygulamaların bir parçasıdır. Bu konu eğitim ve bilime bakışıyla ilgili bir durum. Bu bakışın öncelikle düzeltilmesi gerekiyor. Çünkü, çarpıklık burada. Eğitim sürecinin verimli geçmesi için eğitim çalışanlarının hem özlük hem ekonomik hem de çalışma şartları açısından ortamların iyileştirilmesi gerekiyor. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanı ve genel merkezdeki MEB çalışanlarının bu konuda bir an önce davranışlarını düzeltmeye davet ediyoruz” dedi.
Paylaş