Nokta koymak…

Palabıyık mı, badem bıyık mı artık neyin nesidir; bu işe bir son vermek zamanı gelmiştir.
Çanakkale kamuoyunun çok yakından takip etiği gibi ÇOMÜ’de bazı tipler, müstear isimli yazarları ve tetikçi yayın siteleri başta olmak üzere, teşhir oldukça da zorunlu olarak gerçek kimlikleri ile işini gücünü bırakıp enerjisini hizmet ettikleri vizyon için kullanan bazı öğretim üyeleri gazetemizin yayınlarına her fırsatta saldırmayı kendilerine görev edinmiş durumdalar.

703
Bu çabalarının altındaki gerçeği kavramadan yaşanılan gelişmeleri doğru analiz etmek mümkün değil.
Gazetemiz yayınlarını bahane ederek üstlenmiş oldukları siyasal rolü yaşama geçiren bu cenahın maskesini düşürmek zamanı gelmiştir.
 
Bu işin altını bir çizelim.
Gerçekleri kamuoyuna aktaralım.
 
Herkesin kimliği ve niyeti ortaya çıksın ve yaşananlar sizler tarafından daha iyi anlaşılsın.
Bu işin altını çizerken yaşanılan onca tartışmanın özüne ilişkin bazı gerçekleri de sizler ile paylaşmak durumundayız.
 
Bugün ÇOMÜ’de bir grup , sizler kim olduklarını biliyorsunuz; tam anlamıyla Çanakkale’nin siyasal dönüşümünün yeni aktörüdürler.
 
Bu kesim üstlenmiş olduğu strateji temelinde bunun gerekleri için her fırsatta bu rollerini oynamaktadırlar.
 
Önce şunu belirtelim; bu kesim ilerici, çağdaş, barış ve özgürlükten yana Çanakkale’nin içselleştirdiği ne kadar değer var ise; önce bu değerlerin içini boşaltmak için yola çıktılar.
 
Bunun bir yansıması olarak önce, kendileri gibi düşünmeyen öğretim üyelerini dışlamak için ilk adımlarını attılar.
 
Bugün 100`e yakın öğretim üyesi akademik hakları itibarıyla adil ve eşit olmayan uygulamalara maruz kalmışlardır. Bunun sonucu olarak idari yargıda süren yüzlerce dava dosyası vardır.
 
Bunlarla da yetinilmemiş çalışanların dönüştürülmesi planı devreye sokulmuş taşeron çalışma sisteminin verdiği avantajlardan faydalanılarak onlarca işçinin işine son verilmiştir.
 
Yeri gelmişken bir kez daha gazeteci arkadaşımız Mustafa Sezek’i saygıyla anıyorum.
Ne yazık ki arkadaşımız Sezek de bu çirkin oyunun bir kurbanı olmuştur.
Eşinin işten çıkarılmasının getirdiği stres ile kalbine yenik düşmüştür.
 
Halkanın tamamlanması ve aynı zamanda üstlenmiş oldukları rolün gerekleri için Çanakkale dinamikleri ile çatışmalar başlatılmıştır.
 
İlk tetik sözde bir sosyolojik araştırma adı altında çekilmiş ve Çanakkale Belediyesi’nin başarısızlığına ilişkin yapılan vurgular ile atışlar sürdürülmüştür.
 
Çanakkale Belediyesi’nin bu tertibi bozması ve yerel basının bu tertip karşısında topyekun olarak bu çabalara karşı durması ile bu sefer oklar yerel basına çevrilmiş, bazı yayın kuruluşlarının teslim alınması ile süreç sürdürülmüştür.
 
Her fırsatta Çanakkale dinamikleri ile yaşanan bir çatışma zemini özellik ile yaratılmıştır.
 
Üstlenilen siyasal role bağlı olarak üniversite Çanakkale ile çatışan bir kurum haline dönüştürülmüştür.
 
Bununla da yetinilmemiş kendileri gibi düşünmeyen Çanakkaleliler için bir saldırı ve karalama kampanyası başlatılmıştır.
 
Tüm bu saldırı ve çatışma sıradan sürdürülen bir faaliyet olmayıp, bir stratejinin ürünüdür. Bu strateji her fırsatta, her türlü gelişmeyi araç olarak kullanarak sonuçları itibarıyla siyasal çatışmanın zemininin yaratılması çabasıdır.
 
Böylece belirli kesimler özellik ile AKP’ye sempati duyan, ama henüz tercihlerini bu temelde oluşturmamış kesimlerin canlı tutulması, onların siyasi iradelerinin yaşanan bu olaylar ile etkilenmesi hedefi ile hareket edilmektedir.
 
Yine yaşanacak bu siyasal çatışma ortamı ile yerelde iktidar olan CHP’li belediyenin yıpratılmasına doğru süreç yönlendirilerek AKP lehine canlı bir siyasal atmosferin yaratılması konusunda adımlar atılmaktadır.
 
Bu stratejik yaklaşım son günlerde de gazetemiz yayınları üzerinden yapılmaktadır.
 
Son olarak yaşanılan bir olayı sizlere ile paylaştığımda çok daha iyi anlayacaksınız.
 
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın üniversitenin resmi açılış programına geldiği zaman temeli atılan ama gerçekte birinci katı bitirilmiş kütüphane ek binasına ilişkin bir haber yapmıştık.
 
Bu gazetecilik açısından haber değeri olan önemli bir konudur. Nerden baksanız hani klasik bir tanım vardır gazetecilik açısından; “insanın köpeği ısırtması” gibi, işte öyle bir konudur. Birinci katı bitmiş bir binanın atılan temeli işte bu anlamda bir haberdir.
 
Fakat her fırsatta olduğu gibi yine bu haber karşısında siyasal gömleklerini giyen kalemşörler hemen devreye girdiler ve haberimizi bahane ederek “Çanakkale kazanıyor, birileri kahroluyor “ başlığı ile Belediye başkanının törenlere gelmemesinden Çanakkaleli CHP milletvekillerine kadar birçok eleştiriyi arkası arkasına sıraladılar.
 
Halbuki yapılan bu haber ile ne ilgisi vardı bu saldırıların?
 
Bununla da yetinmediler CHP’nin siyasal konumuna ilişkin hakarete kadar vardırdılar, saldırılarını.
CHP için iktidar olmanın hayal olacağını ima ederek; böylece üstlenmiş oldukları siyasal rol ile kamuoyunu CHP’ye karşı her fırsatta etkilemekte aynı zamanda yandaş kesimlerini de bu şekilde canlı tutmaktadırlar.
 
Üstlenmiş oldukları rolün temel gerçeği de budur.
 
Şimdi bunu gazetemizin yayınlarını bahane ederek yapmaktadırlar.
Bu da bir taktiktir.
Biz gazetecilik mesleğimizin gereklerini yerine getirmeye devam edeceğiz.
Amaçlarına ulaşmak için bizim üzerimizden bazı girişimlerde bulunmak isteyenlere önerimiz; size buradan ekmek çıkmaz, başka kapıya…
 
Bu vesile ile şunu da paylaşayım.
 
Gazetemizin ÇOMÜ’nün büyümesi, yeni bölümlerin açılması, yatırımların artması gibi konularda hiçbir rahatsızlığı yoktur.  Bilakis bu konulardaki gelişimin takipçisidir. Çanakkale’nin bir üniversite kenti olması konusunda yayınları ile önemli destekler oluşturmaktadır.
 
Dolayısıyla bu çarpık zihniyet sahipleri gazetemizi de bu konuda karalamaya çalışmaktadırlar.
Tüm Çanakkale halkı yılların deneyimi ile bilir ki; Çanakkale Olay Gazetesi Çanakkale için yararlı ne varsa onun yanında ve gelişiminin destekçisi olmuştur.
 
Söz uçar, yazı kalır.
Olay Gazetesi arşivleri en güzel kanıttır.
Paylaş