"Nefret suçlarına bir yenisi daha eklenmiştir"
Ankara Altındağ`da Suriyeli olduğu belirtilen bazı kişiler tarafından yapılan bıçaklama olayında 16 yaşında bir genç yaşamını yitirmişti. Yaşana olayın ardında Altındağ`da mültecilerin iş yerlerine saldırılmış ve arabaları yakılmıştı. Altında`daki olaylar devam ederken, İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şubesi, Çanakkale Tabip Odası, Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi, Tümbel-Sen Çanakkale Şubesi, Sağlık Emekçileri Sendikası Çanakkale Şubesi, Büro Emekçileri Sendikası Çanakkale Şubesi, Çanakkale Kadın Dayanışması, Çanakkale Kadın Platformu, Pir Sultan Abdal Derneği Çanakkale Şubesi imzaları ile ortak açıklama yapıldı. Mültecilere yönelik yapılan fiziki saldırıların üzüntü ve utançla izlendiği belirtilen açıklamada, ülkede yaşaa nefret suçlarına bir yenisinin daha eklendiği belirtildi. Açıklamada; "11 Ağustos tarihinde, Ankara Altındağ`da, mültecilere yönelik organize ve ağır fiziki saldırıların yaşandığına, büyük bir üzüntü ve utançla tanık olduk. Maalesef, geçmişte çok kez yaşadığımız ve hiç bir zaman tam anlamıyla yüzleşilemeyen nefret suçlarına bir yenisi daha eklenmiştir. Mültecilere yönelik nefret söylemi, gün günden artarak, çocuklar da dahil bir çok masum insanın linç edilmesi, yaralanmasıyla sonuçlanan korkunç bir nefret saldırısına neden olmuştur" denildi.
Açıklamada; "Biz aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak vurgulamak isteriz ki, siyasal iktidarın militarist dış politikasına, mültecileri sadece bir politik şantaj malzemesi ve ucuz iş gücü olarak gören yaklaşımına, Avrupa Birliği`nin göçler konusundaki iki yüzlü siyasetine yöneltilemeyen eleştirilerin, zaten dezavantajlı ve savunmasız durumdaki göçmenlere yöneltilmesi, telafisi imkansız zararlara yol açacak, son derece tehlikeli bir tutumdur. Bu nedenle siyasal iktidarı, hiç bir şekilde barışa hizmet etmeyen, militarist dış politikalarından vaz geçmeye, bölgede barışı tesis etmeye yönelik çaba sarf etmeye. Mülteciler konusunda temel insan haklarına dayalı, uzun vadeli politikalar üretmeye; göçün kontrol altına alınması için uluslararası iş birlikleri ve tutarlı bir dış politika geliştirmeye. Her türlü nefret söylemini ve nefret suçunu engellemeye; suça karışanların yargılanmasına yönelik, tavizsiz ve etkin bir tutum almaya davet ediyoruz. Tüm toplumsal kesimleri, iktidarın mülteci politikalarını eleştirirken sorumluluk sahibi bir dil kurmaya, nefret söylemine geçit vermemeye, söylem ve politikalarını buna göre kurmaya çağırıyoruz" ifadelerine yer verildi.
(Eren Aşnaz)