"Nefret dilinin yeşermesine asla izin vermeyeceğiz"
Çanakkale Valiliği`nce, Onur Yürüyüşü de dahil olmak üzere bir dizi programın gerçekleşeceği `Onur Haftası` etkinliklerini yasaklanmıştı. Onur Yürüyüşünün yasaklanması ve LGBTİ+`ların hedef gösterilmesinin ardından Çanakkale emek ve demokrasi güçleri ortak bir açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada, "Son zamanlarda ülkede LGBTİ+`lara yönelik yürütülen saldırıları ve linç girişimlerini büyük bir kaygı ile takip ediyoruz. Bilindiği gibi 10 Haziran Cuma günü 10`uncu ODTÜ Onur Yürüyüşüne yapılan saldırının ardından maalesef aynı günlerde 17 Haziran`da yapılması planlanan Çanakkale Onur Yürüyüşüne yönelik sosyal medya tehditleri de gecikmeden sırasını aldı" denildi.
"Yasaklanması gereken bağnaz zihniyetler"
"MUAF Çanakkale LGBTİA+ tarafından Onur Haftası kapsamında yapılması planlanan film gösterimi, Cinsel Sağlık Atölyesi, Kuir Forum, Döviz Pankart Atölyesi ve 17 Haziran tarihli Onur Yürüyüşüne ilişkin sosyal medya tanıtımı, gerici-milliyetçi gruplar ve kişiler tarafından hedef gösterilmiş ve hatta kentimizdeki LGBTİ+ hak savunucuları örgütlü bir şekilde tehdit edilmeye başlanmıştır" sözlerine yer verilen açıklamada, "Valiliğin, LGBTİ`lerin adını ve etkinliklerini zikretmeyi dahi zul gören, garabet dolu, ucu açık, sınırsız ve hukuksuz bir kararla eylem ve etkinlikleri yasaklaması da, Çanakkale Onur Yürüyüşü için ayrı bir engel oluşturmuştur. Buradan tüm yetkililere sesleniyoruz. Yasaklanması ve müdahale edilmesi gereken LGBTİ Onur Yürüyüşü ve etkinlikleri değil, bu gerici, muhafazakar ve bağnaz zihniyetlerdir" ifadelerine yer verildi.
"Sessiz kalmayacağız"
Açıklamada son olarak şu ifadeler yer aldı, "Yasaklanması gereken, ülkenin renklerini yok etmeye adeta yemin etmiş bu örgütlü karanlıktır. Bizler, bu süreçte açık hedef haline getirilen MUAF Çanakkale ve LGBTİ+ hak savunucularına yapılan tehditleri son derece ciddiye alıyor ve yanlarında olduğumuzu açık bir şekilde beyan ediyoruz. Kentimizde bu tarz bir nefret dilinin yeşermesine asla izin vermeyeceğimiz gibi hiçbir bireyin varoluşunun kriminalize edilmesine karşı da sessiz kalmayacağımızın altını çizmek istiyoruz."
(Damla Yeltekin)