Kepez Belediye Başkanı Dr. Ömer Faruk Mutan, bu ayki olağan basın toplantısına CHP`de 29 Mart tarihinde yapılacak önseçime değindi. “Cumhuriyet Halk Partisi, 7 Haziran seçimlerine dönük Çanakkale ilinde delege bazlı bir önseçim kararı aldı” diyen Mutan, kendi aday adaylığı sürecinden başlayarak, geçtiğimiz günlerde Merkez İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen ve sonrasında tartışılan `birlik ve beraberlik` yemeğine de değindi. Mutan, “Şuanda 14 aday adayı bu yarışın içinde. Pazar günü nihayetine erecek. Benim bu konu ile alakalı bahsedeceğim konu şuydu. Sizlerin bildiği gibi bende aday adaylığı süreciyle başladım. Daha sonra genel başkanımızın, MYK`da böyle bir temayül oluştu, `aday olma` söylemi üzerine ben yarıştan çekildim. Akabinde delege bazlı önseçim geldi. Benim aday adaylık sürecinde de en çok vurgusunu yaptığım tüm üyelerin katılımıyla bir önseçimdi. Onu daha sonraki basın toplantımda da eğer böyle delege bazlı bir şey gelseydi bu konuda girmeyeceğimi de ifade etmiştim. Bu delege bazı formatının ortaya çıkmasında özellikle Cumhuriyet Halk Partisi kendi içinde belirli yorumlar yapılıyor. Ben bu yorumları birebir muhataplarıyla paylaştığım için, kamuoyuyla paylaşmakta hiç bir sakınca görmüyorum. Üye bazlı önseçim 85 seçim bölgesinin yaklaşık 55`inde, bunun da 11`inde örgüt temayülü ile oluştu. Onun dışında sadece ve sadece Çanakkale`de, delege bazlı bir seçim öngörüsü ve tespitiyle devam ediyor. Peki nasıl oluştu bu önseçim? Sonuçları itibariyle taraflar kendi bakışlarıyla birbirlerini suçladılar ama ben hepsi noktasında bir söylemde bulunmak istiyorum. Söylenen şuydu. Böyle bir algı yaratıldı. Mevcut milletvekilleri bu sonucun doğmasına sebebiyet verdiler. Bu sürece müdahale ettiler, manipüle ettiler. Doğrumu, evet doğru. Yapılan iş doğrumu, hayır değil. Peki mevcut milletvekillerini bu sonuca zorlayan akıl neydi? Onu da paylaşayım. Bir belediye başkanımızın açık açık taraf olarak bir aday adayı üzerinde, belediyenin tüm imkanlarını kullanarak yarışa sokmasıydı. Genel merkezin bir tespiti var. Ben ona katılmıyorum. Yani işte üye yığıntısı oluştu. 2011 yılında üye bazlı yaparken 11 bin üye vardı, 13 bine çıkmış. Yani 4 yılda 2 bin üye artması da doğaldır. Bu bir sebep değil bence. Sebebin biri biraz önce ifade ettiğim gibi, henüz daha yarışın başlangıcında hiç de adaletli olmayan, eşitlikçi olmayan, rekabet koşullarına aday adayları üzerinde eşit kılmayan, en azından biçimsel olarak kılmayan bir tutum ve davranış görülesi değildi. Bu bir yanlıştı. Bir yanlış, bir yanlış daha bir doğru etmedi” dedi.
“Ben de tarafım”
“Tabi bu süreçle alakalı özellikle ülke genelinde bir Trabzon örneğini görürseniz, Trabzon’da üye bazlı bir önseçim olmasına rağmen 1`inci sırada bir kontenjan sebebiyle, Trabzon`da il başkanı başta olmak üzere, ilçe başkanları, artı aday adaylık başvurusu yapmış bütün adaylar istifa ederek yek bütün bir duruş sergilediler” diyen Mutan, Çanakkale`nin de zamanında böylesi bir birlik ve beraberlikle hareket etmesi gerektiğinin altını çizerek, “Bu pazar Trabzon`da kontenjan kaldırılmış bir önseçim var. Bir bütünlük arz eden bir mücadele sonucu bu hak elde edildi. Bizde bu süreç nasıl çalıştı? 6-7 aday adayı henüz daha başvuru yapmadan bir Ankara yolu yaptılar. İlçe başkanıyla birlikte bir minibüsle gittiler. Genel başkanla görüşülmedi. İki defa gittiler. Genel başkan yardımcılarıyla görüşüp geldiler. Sonuç itibariyle hiçbir şey değişmedi. Değişebilir miydi? Değişebilirdi. Nasıl olurdu? Buradan 30- 40 otobüs toplanır giderdik. Hem ulusal boyutuyla Trabzon`da olduğu gibi bir etki yaratırdı. Karşılığını kamuoyunda bulurdu. Bu baskıyı Genel Merkez hissederdi. Tekrar üye bazlı seçime doğru dönüş olabilirdi. Ama maalesef daha sonra aday adaylarımız hepsi koştura koştura gittiler, hepsi aday adayı oldular. Ne kadar adil, adaletli, ne kadar birlik ve bütünlük içinde bir duruş sergilendi? Bu da belli bir anlayışa ki ben bu anlayışları da ortak addediyorum. Birbirinden çokta farkı yok. Al birini vur ötekine misali. Sonuçta çok çatışmacı da gözükseler, aynı anlayışa birlikte geldiler, şuanda yarışmaktalar. Benim vurgusunu yapmak istediğim şu; Süreçle alakalı, özellikle Çan, Yenice ve Biga noktasında bir aday adayının aday olması, en azından ikinci sırada olması gerektiğine inanıyorum. Çünkü şuan yarıştığınız siyasal parti, 2002`den bugüne taşınan üç genel seçimde de, ikinci sıraya Köşdere, birinci sıraya Mehmet Daniş oldu. İkinci seçimde Müjdat Kuşku Çan`dan, üçüncü de İsmail Kaşdemir Biga`da oldu. Yani bölgesel özellikleri de dikkate alarak, özellikle ikinci sıraya bu bölgeden bir adayı getirip milletvekili adayı yapıyorlar. Eğer bir ilçeden iki milletvekili adayı çıksaydı, biz iki milletvekili çıkaramazdık. Buradan bütün delegasyona ve Çanakkale kamuoyuna seslenmek istiyorum. Sevgili delegasyon, sevgili CHP`liler oyunuzu öyle bir kullanın ki Çan, Yenice, Biga`da bir adayınızı vekil adayınız olarak sıraya sokalım diyorum. Onların biat kültürleri, oturup kendi akılları içinde tabi ki bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Çanakkale`nin sosyolojik yapısı, yurttaşların siyasal tercihleri bu bölgede ciddi bir özen gerektiriyor. Çan, Yenice, Biga bizim bölgemizin vekili olmazsa, biz oy vermeyiz durumuna gidebiliyor. Benim tek ricam daha önce orada milletvekilliği yapmış, şuanda milletvekilliği yapanlar da var. Tercihlerini o noktada kullanmaları, onun dışında da diğer arkadaşlar. Bu seçimlerde ben de tarafım net ifade ediyorum.Taraf değilsen bertaraf olursun sonuç itibariyle. Ama bu taraflığımı Cumhuriyet Halk Partisi`nin kendi içinde yönlendirmelerimi yapıyorum. Herkese bir eşit görüntü verme noktasında da dikkat etmeye çalışıyorum. Belediyenin imkanlarını hiçbir aday adayı için harcamıyorum. Az önce belirttiğim gibi Çan, Yenice, Biga grubuna tarafım. İsmi bende kalsın, ben kendi parti içinde paylaşıyorum” ifadelerini kullandı.
“Sosyal demokrasinin arka bahçesi STK`lardır”
“Merkez ilçenin CHP`de birlik, beraberlik, kardeşlik başlığı adı altında yaptığı gecenin aslında pek de böyle olmadığını gördük orada” diyen Mutan, “Ben merkez ilçe başkanı tarafından birebir davet edildim. Nezaket çerçevesinde gittim. Konuşmalar başlarken terkettim. Çünkü o görüntü beni rahatsız etmişti. O görüntü içinde yer alan özellikle aday adaylarıyla ertesi gün hepsiyle telefonla görüştüm. Ben hatta orada oturturken Metin Bey vardı yanımda. `Nasıl gidiyor?` diye sordum. `Zor gidiyor` dedi. `Biraz adaletsizlik var galiba` dedim. 4 tane ilçe başkanı, 3 tane belediye başkanı vardı. Biz Gelibolu Belediye başkanıyla daha sonra buluştuk zaten. Geriye o gece bir belediye başkanı kaldı. Daha sonra ilçe başkanlarından biri de kalktı gitti. 14 aday adayımız var bizim. Kaçı oradaydı 5`i. Biri de terk etti. Ne kadar birlik beraberlik olduğu ortada. Ertesi gün orada bulunan aday adaylarının hepsini aradım. Hakkını yedirenden de, hak yiyenden de milletvekili olmaz dedim. Orada kendi hakkını savunan tek insan Hikmet Yurteri`ydi. Sosyal Demokrasinin arka bahçesi STK`lardır. Keşke AKP`nin STK`larla yaptığını biz yapabilseydik” eleştiri ve önerilerinde bulundu.
Acer`e başarılar diledi
Mutan, ÇOMÜ`de gerçekleşen rektörlük değişimine de değinerek, “Çanakkale ferahladı. Yücel Acer`e başarılar diliyorum. Tıp Fakültesine gittik. Sefa abimiz Başhekim olmuştu. Şuanda dekanlığa vekalet ediyor. Kendisine başarılar diledik. Her türlü iş birliğine açık olduğumuzu ifade ettik. Birçok şeyin iyi niyetle, diyalogla çözüleceğine inanan düzgün bir insan. Sedat Laçiner gitti. Ama üniversite hala burada. Yapılan çok yanlış var, inşallah yeni yönetim düzeltir. Çanakkale`de kavga edilmedik adam bırakmadılar. En son kendi kendileriyle kavga etmeye başladılar. Özellikle üniversite yönetiminin yerel yönetimlerle, STK`larla daha bilimsel, mali, idari özerklik noktasında yol kat ederler. Bizde gönülden destekleriz. Dün birlikte paralel olanlar bugün birbirlerine paralelci dediler. İnşallah ortasından çatırdarlar. Artık insanların nefes alması gerektiği inancı, ülkeyi yönetilemez duruma gelindiği bugünlerde bize de umut oluyor” dedi.
“Her 18 Mart, Çanakkale halkına eziyet oluyor”
Mutan, 100` üncü yıl anmaları ile ilgili olarak ise; “kötü gidiyor” dedi. Mutan, “Biz beklerdik ki 100`üncü yılla ilgili Çanakkale ili bu hükümetten alması gereken yatırımlar üzerinden anılabilir bir yıl olsaydı. 100`üncü yılın ruhuna uygun anmalar olabilirdi. Uluslararası bir organizasyon şirketine bunu verirdiniz. Ne istediğinizi söylerdiniz. Size profesyonel bir kutlama organizasyonu çıkardı. Ama aldığımız duyum kadarıyla oluşturulan yeni yasa gereği bu alan başkanlığının yönetim kurulu henüz biraraya gelinmemiş. 18 Mart`a bir ay kala Polis Evi`nde toplandık. Belediye başkanları, kaymakamlar. Bize sadece bilgi verildi. Yeni aldığımız duyumda iki tane 3 bin kişilik gemi geliyor. İnşallah orada biraz daha Uluslararası bir platform oluşacak. Maalesef her 18 Mart Çanakkale halkına eziyet oluyor. Yasaklamalarla, güvenlik önlemleriyle tam bir eziyete dönüşüyor” ifadelerini kullandı.
“Doğa Koleji Kepez`de olmayacak”
Doğa Koleji ile ilgili olarak ise Mutan, “Basına da yansıyan bir Doğa Koleji olayı var. Her tarafta afişleri pankartları var. İzmir yoluna giderken tepe home var. Mevcut bir bina orası. Projesi planı tahlil edilecek. Biz daha bunları konuşurken, ki gelip belediye meclisinde bize bunu anlatacaklardı. Daha önce bir meclis toplantısına geldiler sunum yaptılar. Biz dedik ki daha ayrıntılı bir şekilde başka bir toplantıda bizi ikna edin. Ama dedik ki `biz bu eğitim kurumunu istiyoruz.` Sanki biz `hadi oldu bitti` dedik. Bunlar gitmişler anlaşmaları imzalamışlar. Bir hafta önce baktım her yerde ilanlar. Bunları aradık dedik ne oluyor? Bu işin prosedürü var. Bu proje komisyona gider, komisyondan meclise gider, oradan askıya çıkar. Bizi zan altında bırakmaya hiç kimsenin hakkı yok. Biz meclisteki diğer siyasi partilerden arkadaşlarla beraber böyle bir proje olsun diye çaba harcarken, maalesef işletecek olan işletme sahipleri sanki her şey bitmiş gibi okul kayıtlarına başlamışlar. Bizde buna Müsaade etmeyeceğimizi söyledik. Çanakkale kamuoyu bilsin ki, Doğa Koleji Kepez`de olmayacak. Ama başka yerde olabilir. Bu saatten sonra o binada bir eğitim kurumu olmayacak. Bir yerde sıfırdan bir bina yaparlarsa, kendilerinin bileceği iş” dedi.