Müsilaj kaynaklı ekolojik tahribat tehlikesi

897
Son dönemde Çanakkale Boğazı`nda oldukça gözlemlenen müsilaj hakkında Milliyet Gazetesi`ne konuşan İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yelda Aktan Turan, müsilajı oluşturan fitoplanktonun ekosistemin devamı için gerekli fotosentez olayının parçası olduğunu belirterek, "Görsel kirliliğin yanında balıkçılık ve turizmi olumsuz etkiler, ekonomik kayıplara neden olabilir. Parçalanma sırasında sudaki oksijeni kullandığı için çözünmüş oksijen miktarında azalmaya, diğer canlıların alanlarını örterek ekolojik tahribatlara sebep olur" dedi.
 
Hemen hemen tüm bitkiler ve bazı mikroorganizmalar tarafından üretilen kalın, yapışkan bir madde olan müsilaj, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi habitatını tehdit ediyor. Son aylarda oldukça gözlemlenen müsilaj nedeniyle balıkçı ağları ve tekne filitrasyonla pompa sistemleri zarar görüyor. Kıyı balıkçılarının da oltalarının üzerini kaplayarak avlanmalarını engelliyor. Son aylarda Çanakkale Boğazı`nda oldukça gözlemlenen müsilaj hakkında Milliyet Gazetesine konuşan İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yelda Aktan Turan, müsilajı oluşturan fitoplanktonun ekosistemin devamı için gerekli fotosentez olayının parçası olduğunu belirterek, "Fitoplanktonun bu denli çoğalarak parçalanırken müsilajlı yığın oluşturması, kıyılarda artan insan faaliyetleriyle ilgili. Evsel ve endüstriyel atıklar denizlere ulaşarak deniz kirliliği ve ekosistemin tahrip olmasını sağlıyor" dedi.
 
"Ekolojik tahribatlara sebep olur"
Konu hakkında konuşan Prof. Dr. Turan şunları söyledi; "Bu canlılar karbondioksiti ve bazı besinleri ışık enerjisiyle şeker gibi organik moleküllere çevirir. Bazıları aşırı artarak baskın olur. Yoğunlaşan fitoplankton bulanıklık yaratır, görüş mesafesini azaltır, güneş ışığının dibe ulaşmasını engeller. Kısa ömürlü bu canlılar öldüklerinde organik maddeleri suya bırakarak müsilajı oluşturur. Bu yapıya partikül, zooplankton, deniz anaları, insansal çöpler katılırsa yapışkan kütleler oluşur. Deniz ekosistemi oksijen yokluğuna hatta toksik alg artışına sürüklenebilir. Görsel kirliliğin yanında balıkçılık ve turizmi olumsuz etkiler, ekonomik kayıplara neden olabilir. Parçalanma sırasında sudaki oksijeni kullandığı için çözünmüş oksijen miktarında azalmaya, diğer canlıların alanlarını örterek ekolojik tahribatlara sebep olur. Bu canlılar karbondioksiti ve bazı besinleri ışık enerjisiyle şeker gibi organik moleküllere çevirir. Bazıları aşırı artarak baskın olur. Yoğunlaşan fitoplankton bulanıklık yaratır, görüş mesafesini azaltır, güneş ışığının dibe ulaşmasını engeller. Kısa ömürlü bu canlılar öldüklerinde organik maddeleri suya bırakarak müsilajı oluşturur. Bu yapıya partikül, zooplankton, deniz anaları, insansal çöpler katılırsa yapışkan kütleler oluşur. Deniz ekosistemi oksijen yokluğuna hatta toksik alg artışına sürüklenebilir. Görsel kirliliğin yanında balıkçılık ve turizmi olumsuz etkiler, ekonomik kayıplara neden olabilir. Parçalanma sırasında sudaki oksijeni kullandığı için çözünmüş oksijen miktarında azalmaya, diğer canlıların alanlarını örterek ekolojik tahribatlara sebep olur."
(Atakan Alkış)
Paylaş