havadurum

Mumcu, Barışın Kentinde BARIŞLARLA anıldı!

Gazeteci yazar Uğur Mumcu öldürülüşün 20. yılında Sivil İnsiyatif Birliği’nin öncülüğünde toplanan yüzlerce devrimci demokrat Çanakkaleli tarafından özlemle anıldı. Oda tv davasından 20 ay Silivri’de kalan Barış Pehlivan ve Terkoğlu’nun da hazır bulunduğu törenlere katılım yüksek oldu.

1196
 
Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen anma töreninde konuşan Çanakkale Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Aynur Ganiler; Uğur Mumcu’yu öldürülüşünün 20.yıldönümünde özlem ve sev-giyle andıklarını belirterek, Mumcu’nun 20 yıl önce alçakça bir cinayete kurban gittiğini söyledi. “Bu film burada bitmeyecek. Yaşanan onca acıya rağmen bu filmin sonunu biz yapacağız. Bu son; insanlığın, barışın demokrasi ve özgür-lüklerin kazanacağı bir son olacaktır” diyen Ganiler, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Metin Göktepe, Ahmet Taner Kışlalı’dan Hrant Dink’e uzanan katliamların ardından dönemin yetkililerinin verdikleri namus sözünü bir türlü yerine getirmediklerini söyledi.
 
 
 
Daha sonra Türkan Saylan Belediye Sosyal Tesislerin’de devam eden anmada; Uğur Mumcu’nun yolundan giden ve Silivri Cezaevi’nde 20 ay süre ile hapis yatan ODA TV davasının önemli isimleri Barış Pehlivan ve Barış Terk-oğlu’nun konuşmalarının damga vurdu. Buradaki anma töreninde Çanakkale Barosu adına adına Av. Muharrem Erkek ve Çanakkale Belediye Başkan vekili Dr.Celal Karakaş da Mumcu ile ilgili düşüncelerini paylaştılar.
 
 
 
 
Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen anma töreninde konuşan Çanakkale Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Aynur Ganiler; Uğur Mumcu’yu öldürülüşünün 20.yıldönümünde özlem ve sevgiyle andıklarını belirterek, Mumcu’nun 20 yıl önce alçakça bir cinayete kurban gittiğini söyledi.
“Bu film burada bitmeyecek. Yaşanan onca acıya rağmen bu filmin sonunu biz yapacağız. Bu son; insanlığın, barışın demokrasi ve özgürlüklerin kazanacağı bir son olacaktır” diyen Ganiler,
Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Metin Göktepe, Ahmet Taner Kışlalı’dan Hrant Dink’e uzanan katliamların ardından dönemin yetkililerinin verdikleri namus sözünü bir türlü yerine getirmediklerini söyledi.
 
Ganiler: “Tüm faili meçhul cinayetlerin açığa çıkarılması için hepimiz bir Uğur Mumcuyuz. Mumcu’nun bizlere bıraktığı miras olan bağımsızlık, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde bütün gücümüzle yer alacağız. Dayanışma ve birlik içersinde; insanca, onurlu bir yaşam için, barış için, insan hakları için demokrasi ve özgürlükler için mücadelemizi var gücümüzle sürdüreceğiz. Bu film burada bitmeyecek. Yaşanan onca acıya rağmen bu filmin sonunu biz yapacağız. Noktayı biz koyacağız. Bu son; insanlığın, barışın demokrasi ve özgürlüklerin kazanacağı bir son olacaktır” dedi.
 
Ganiler Mumcu’nun hedef alınmasının anlamlı olduğuna işaret ederek: “Aydınlanma, özgürlük ve bağımsızlık savaşçılarından birinin daha aramızdan ayrılışının 20. yıl dönümünde sürdürülmekte olan toplumsal sistemin sonuçlarını artan şiddeti ile yaşamaya devam ediyoruz” dedi.
 
Aynı filmin defalarca tekrarlandığını belirten Ganiler: “Hitler ve Mussolini insanlık düşmanı ödülünü alan bu filmin günümüz sahnelerinde tam bir hukuksuzluk, baskı, sömürü, şiddet ve savaş var. Fonda, biber gazı, tazyikli su, cop, işkence mekan olarak cezaevlerinin kullanıldığı bu filmin günümüz sahnelerinin baş oyuncularını gazeteciler, aydınlar, bilim insanları, sanatçılar, öğrenciler, grevdeki işçiler, barış yanlıları insan hakları savunucuları şimdilerde de bu mağdurları savundukları için birbiri ardına tutuklanan avukatlar oluşturuyor. Bu film, bundan önce çevrilmiş versiyonları gibi baskı şiddet ve sömürünün sorumlularının aklanacağı bir son ile bitmeyecek” diye konuştu.
 
Mumcu’nun katillerinin gizlenerek, korunduğunu ve himaye ettiklerini belirten Ganiler dava 20 yıl sonunda zaman aşımına uğrasa da Mumcu’nun davasının da tıpkı Hrant Dink’in örneğinde olduğu gibi bitmediğini ve Mumcu’nun dostları “ Dava bitti” diyene kadar da bitmeyeceğini ifade etti.
 
Ganiler Mumcu’nun yolsuzluk ve yolsuzluklardan arınmış tam bağımsız bir Türkiye için halkını aydınlatmaya çalıştığını ancak üzerine gittiği Siyaset-Tarikat-Ticaret ile simgelenen şeytan üçgeninin kurbanı olduğunu ifade etti. Mumcu’nun karşı çıktığı güçlerin bugün ülkeyi Patriot füzeleri ve üsleri ile emperyalizmin bir taşeronu haline getirmek istediklerini kaydeden Ganiler Mumcu’nun bugün miras bıraktığı dizeleri ile emek ve demokrasi katmanlarına güç verdiğini söyledi.
 
Ganiler Mumcu’nun: “Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi. Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi. Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi. Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi” dizelerini de paylaştığı konuşmasında Ocak ayının gazeteciler ve aydınlar için acı dolu bir ay olduğuna dikkati çekti.
 
Ganiler: “8 Ocakta Metin Göktepe’yi, 19 Ocak’ta Hrant Dink’i,24 Ocakta Uğur Mumcuyu kaybettik. Acılarımız ile sulanmış ocak ayı sonunda 1 Şubatta yine bir gazetecinin, Abdi İpekçi’nin ölüm yıldönümü ile bir kez daha aynı gerçek ile yüzleşeceğiz.Ülkenin karanlık güçleri, her fırsatta aydınlığın, ilerlemenin, çağdaşlığın temsilcilerini hedef alarak kendi düzenlerini sürdürmeye çalışıyorlar” dedi.
 
 
 
Cumhuriyet Meydanı’nda başlayan anma töreni
Prof. Dr. Türkan Saylan Tesisleri’nde devam etti.
Uğur Mumcu’nun yolundan giden ve Silivri Cezaevi’nde 20 ay süre ile hapis yatan ODA TV davasının önemli isimleri Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun konuşmalarının damga vurduğu anma programında, Baro adına Av. Muharrem Erkek ve Çanakkale Belediye Başkanlığı adına Başkan Gökhan’ın vekaletliğini sürdüren Dr.Celal Karakaş da Mumcu ile ilgili düşüncelerini paylaştılar.
 
 
 
“Hayırlı olsun dediler, hayırlı olmaz”
Av. Muharrem ErkekUğur Mumcu davasının da Sivas Madımak’ta aydınların yakılması ile sonuçlanan dava gibi zaman aşımına uğradığına dikkati çekerek: “ Madımak davası ile ilgili çıkıp hayırlı olsun dediler. Hayırlı olmaz. Mumcu’nun davası divan’a gider” derken son 10 yılda birçok davayı aydınlattığını söyleyen ve bununla övünen AKP Hükümetini de eleştirerek: “Mumcu’nun davasını neden aydınlatamadınız?”diye sordu.
 
 
“O susmadığı için öldürüldü. Biz de susmayacağız”
Dr.Celal Karakaş da ülkede aydınların daima hedef alındığını belirterek, uzun yıllardır işlenen cinayetlerin aydınlatılmadığını Mumcu ile ilgili davanın da zaman aşımına uğradığını söyleyerek: “20 yıldır içimiz burkuluyor. Mumcu Atatürkçü, cumhuriyetin devrimlerine inanan bir dava adamıydı. Bu da karanlık güçleri rahatsız etti. Mumcu’ya göre en büyük suç susmaktı. O susmadığı için öldürüldü. Biz de susmayacağız. Unutmadık ve unutturmayacağız. O gün doğanlar bugün 20 yaşında erişkin oldu. Bizim görevimiz onlara Mumcu’yu anlatmak ve eserlerini okutmak” dedi.
 
 
“Ağlamanın kimsenin faydası yok. Bizler bu ülkeyi 100 yıl önce kurduğumuz gibi yeniden kurmalı, aynı değerleri yeniden aynı kararlılıkla savunmalıyız”
“Oradaydım” Belgeseli’nin araştırmasında da görev alan ve ODA Tv’de 2008 yılından beri Haber Müdürü olarak çalışan Barış Terkoğlu yaptığı konuşmada 20 ay boyunca Silivri Cezaevi’nde yaşadıkları mücadeleyi anlatmakla kendilerini mükellef gördüklerini belirterek, ülkenin aydınlarının daima hedef olduğunu, ama yenilmediğini ve asla geri adım atmadıklarını söyledi. Terkoğlu Mumcu’nun rengi, dili, dini için değil, fikirleri için öldürüldüğünü belirterek, artık Türkiye’de karanlığa karşı mücadele vermenin ahlak ve cesaret meselesi olduğunu söyledi. Geçen zamanda sadece yöntemlerin değiştiğini ama zihniyetin devam ettiğini belirten Terkoğlu : “Aydınları etkisiz hale getirmek için kurşun ve sopa kullanmıyorlar. Artık hapse atıyorlar ve işkencenin adı Silivri. Ama ağlamanın kimseye faydası yok. Bizler bu ülkeyi 100 yıl önce kurduğumuz gibi yeniden kurmalı, aynı değerleri yeniden aynı kararlılıkla savunmalıyız” dedi.
 
“Sadece anma günlerinde onları anmayın. Onlara sahip çıkmak için ne yaptınız?”
ODA TV davasından tutuklu olan Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ise konuşmasında hedefe konmuşsanız, kaçışınız yoktur. Güçlüler, devletler. Balbay’la aynı tecrit hücresinde kaldım. Bana dediklerini unutamıyorum. Balbay bana: “ Mumcu’nun koltuğundaydım. Her şekilde hedeftim. Ama terörist olarak suçlanacağımı hiç düşünmemiştim” dedi. Pehlivan da Terkoğlu gibi hayıflanmakla vakit geçirilemeyeceğini, Silivri’dekiler için hala şans varken onların yanında olunması gerektiğini belirterek: “Onlara mektup yazın, hatırlarını sorun. Silivri’ye gidin. Onların gücünüze ve desteğinize ihtiyacı var. Sadece anma günlerinde onları anmayın. Onlara sahip çıkmak için ne yaptınız? Kaçınız Cumhuriyet Gazetesi aldı, kaçınız onların kitaplarını alıp okudu?” diye konuştu.
Paylaş