Mücadele eden kazanır.

Başta altın madencileri ve termik santralciler olmak üzere çevresel değerlerinin yoğun saldırı altında olduğu ilimizde uzun yıllardır fedakârca mücadele eden duyarlı insanların varlığı ile alınan mesafe nedeniyle; şimdi birileri mirasyedi havasında yaklaşan seçimler nedeniyle yeni maskeler ile gündemdeler.
Bugüne kadar bu alanda yapılan her türlü saldırıyı sessiz kalarak onaylayan, aynı zamanda çıkarmış oldukları yasa ve yönetmeliklerle destekleyenler şimdi yeni spekülasyonlarla halka şirin gözükme çabası içersindeler.

536
Bu sinsi taktik karşısında çevre mücadelesinin fedakar destekleyicileri çok doğal olarak temkinli olmayı elden bırakamıyor.
Ayvalık Babadere’de kurulmak istenen termik santral yatırımından vazgeçilmesi haberi karşında aynı temkinle davranarak güvenmediklerini açıkladıklarında; bu yeni suratlı maskeli siyasiler kendilerine pay çıkarmak adına bugüne kadar sürdürdükleri ve sürdürecekleri çevre düşmanı politikalarla ilgileri yokmuşçasına, bir de bu kaygıyı paylaşan insanları itibarsızlaştırma girişimi içersine girerek bir kez daha kendi samimiyetsizliklerini ortaya koymuşlardır.
Yatırımcı firmanın vazgeçmesini kendi çabalarıymış gibi gösterdikten sonra çevre mücadelesi içersinde olan insanların yılların deneyimine bağlı olarak taşıdıkları kaygıları, yatırımcı firmanın vazgeçmesini içeren belgelere dayanarak karalama çabası içersinde olmaları; bir kez daha bu hayati sorunun oy hesaplarına kurban edilmesinin gayretinden öte bir anlam taşımadığını ortaya koymaktadır.
Çevre mücadelesi taraftarlarının, siyasi iktidarın şu günlerdeki yaklaşımlarına ihtiyatla yaklaşmasından daha doğal hiçbir şey olamaz.
Ayvacık’da termik santral kuruluş yerine karşı çıkanlar Biga Yarımadasındaki termik santral yatırımlarını nasıl açıklayacaklar?
Kazdağlarında bir dalın kırılmasına bile karşı olduklarını söyleyenler daha 2 gün önce Bayramiç Kurşunlu Köyü’ndeki ağaç kesimleri için ne diyecekler?
Ayvacıktaki yatırımdan vazgeçilmesi konusunu kendilerine propaganda malzemesi yapanlar aynı zamanda şunu da göz önünde bulundurmak zorundadır;Türkiye’de uzun yıllardır çevresel değerlerimizi yok edecek vahşi madencilik ve termik santral yatımları için sürdürülen mücadelenin kazanımlarını kendilerine yontanlar bunun altından kalkamazlar.
Bugün siyasal iktidar ithal kömüre dayalı termik santral yatırımlarına izin vermeyeceğini söylüyorsa bu mücadele eden duyarlı insanların çabalarının sonucudur.
Bu gerçeği çarpıtarak buradan nemalanmaya çalışanlar, ayrıca yaklaşan seçimler nedeniyle vatandaşların bu konudaki hassasiyetini oya devşirmek isteyenler hangi maskeyi takarlarsa  taksınlar gerçek yüzlerini gizleyemezler.
Hele bunu çevre mücadelesi konusunda önderlik yapan insanları karalayarak yapmaya çalışırlarsa işte o zaman bir kez daha balatayı taşa vuracaklardır.
Çanakkale Çevre Platformu Sözcüsü Hicri Nalbant’ın  “güvenmiyoruz” şeklindeki kaygısı çok net bir şekilde anlaşılmasına rağmen buradan hareket ederek işte belgeleri gibi bir basitlikle “devlete güvenme” edebiyatı ile bu mücadelenin itibarsızlaştırılması girişiminde olanların bu taktiği ucuz bir taktiktir.
Yaşamın kendisi bu konudaki gerçekliğin ta kendisidir.
Bugüne kadar bu konuda tutarsızlık içersinde olanların şimdi kendilerini “güvenilir” unsurlar olarak sunmaları hiçbir vicdanda yer bulmayacaktır.
Geleceğine, yaşama sahip çıkan duyarlı insanların kapitalist sistemin her türlü tezgâhına karşı temkinli olmalarından daha normal bir şey yoktur.
Suyumuza toprağımıza havamıza, geleceğimize sahip çıkmak adına uyanıklığımızı elden bırakmayalım.
Yaklaşan seçimler nedeniyle organize edilen maskeli balo yıllardır doğasına sahip çıkan onurlu fedakâr yurtsever vatandaşlarımızın gözünü boyayamayacaktır.
Mücadeleye devam…    
Paylaş