İzmir`de yaşanan depremin ardından yaralar sarılmaya çalışılırken, deprem afet bölgelerinde incelemelerde bulunan CHP Genel Başkanı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, gazetemiz Çanakkale OLAY`a açıklamalarda bulundu. Belediye, STK`lar ve AFAD`ın organize olarak çalıştıklarını belirten Milletvekili Erkek, "Böyle durumlarda merkezi yönetim, yerel yönetim, herkes dayanışma içinde çalışmalı" dedi. Yaşanan acılarda siyasi olarak hareket edilemeyeceğini belirten Milletvekili Erkek, İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışmalarının görmezden gelindiğini ifade etti. Önemli olanın şu aşamada çadırlarda kalan tüm İzmirlileri biran önce sağlıklı konutlara geçirmek olduğunu belirten Erkek, bunun için olağanüstü kampanya başlatıldığını ve kampanyaya büyük bir destek sağlandığını söyledi. 31 Mayıs 2012`de yürürlüğe giren 6306 sayılı kanunun ile sorumluluğun merkezi yönetimde olduğunu ifade eden Erkek, " `bu kanuna göre yetki merkezi yönetimde`, gereğini yapsalardı belki bu acılar yaşanmayabilirdi" dedi. Marmara depreminden sonra özellikle Ecevit Hükümeti ile başlayan ve bugüne kadar deprem için toplanan vergiler nerede...? diye sorduklarının altını çizen Milletvekili Erkek, iktidarın bu harcamaları vatandaşlardan toplanan vergilerle yaptığını belirterek; "Kamusal kaynakları kullanan bir iktidarın, kamuya, vatandaşlara hesap verme zorunluluğu vardır. Bu Anayasal bir zorunluluktur" dedi.
"Herkes dayanışma içinde çalışmalı"
Deprem bölgesinde yaptığı gözlemleri aktaran Milletvekili Erkek; "Geçtiğimiz İzmir`de deprem bölgesindeydik. Önce Bayraklı Belediyemizin koordinasyon merkezindeki çalışmalarını takip ettik. Orada hem Belediye personelimiz, hem gönüllüler inanılmaz özveriyle çalışıyorlar. Oradan çok ciddi ve organize bir şekilde yardımlar dağıtılıyor. Sonra çadır alanlarını gezdik. Orada da hem Sivil Toplum Örgütleri, hem AFAD, hem Belediyeler son derece organize olmuş bir şekilde çalışıyorlar. Çadırda kalanlara çok ciddi destekler sağlıyorlar. Daha sonra İzmir Büyükşehir Belediyemizin fuar alanındaki sanat merkezini ziyaret ettik. İzmir Büyükşehir Belediyesi`nin ana binası kullanılamaz durumda olduğu için orada çalışıyorlar. Tunç Bey ile bir araya geldik. Büyükşehir Belediyemizin çalışmaları hakkında bilgi aldık. Öncelikle depremin yaşandığı andan itibaren ilk saatlerde İzmir Büyükşehir Belediyemizin itfaiyesi ve arama kurtarma ekipleri ile jandarma arama kurtarma ekipleri çok sayıda yurttaşımızın canını kurtarmış. Böyle durumlarda merkezi yönetim, yerel yönetim, herkes dayanışma içinde çalışmalı" dedi.
"Acılarımızı paylaşıyorken siyaset olmaz"
Merkezi yönetim tarafından belediyelerin, yerel yönetimlerin çalışmalarının görmezden gelindiğini ifade eden Milletvekili Erkek; "Bunlar doğru değil. Deprem olduğu zaman, pandemi olduğu zaman... olağanüstü süreçlerde toplum olarak hepimiz derin bir üzüntü içerisindeyken, acılarımızı paylaşıyorken siyaset olmaz. Siyasi kaygılarla hareket edilmez. İzmir Büyükşehir Belediyemiz son derece organize şekilde, mükemmel bir koordinasyonla çalışıyor. Şunu çok iyi biliyorlar; `önemli olan şu aşamada çadırlarda kalan tüm İzmirlileri bir an önce sağlıklı konutlara geçirmeliyiz...` Bunun için olağanüstü kampanya başlatmışlar. Burada inanılmaz bir destek toplanmış, taahhüt edilmiş. Bu dayanışma çok mutluluk verici, acıları hafifletiyor. Hızlı bir şekilde havalar çok soğumadan, şartlar daha da olumsuz hale gelmeden insanlar eminim konutlara geçer. Şunu hep söylüyoruz, depremi yaşayacağız, biz deprem kuşağında bir ülkeyiz. Önemli olan, yapılması gerekenleri yapmak; riskli binaları, riskli bölgeleri tespit etmek, bunların dönüşümünü sağlamak..." dedi.
"6306 sayılı kanunun gereklerini yerine getirselerdi bu acılar yaşanmayabilirdi"
Yetki ve sorumluluğun asıl olarak merkezi yönetimde olduğunu belirten Milletvekili Erkek; "Lütfen herkes 6306 sayılı kanunun 3`üncü maddesini okusun. Bu kanun, 31 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe girdi. Son yıllarda bütün yetkileri merkezde toplayan, otoriterleşmeyi yükselten, merkezin yetkilerini sürekli arttıran bir iktidarla karşı karşıyayız. Buna rağmen maalesef hiçbir sorumluluk hissetmiyorlar. Burada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na merkezi yönetim olarak büyük bir görev ve sorumluluk düşüyor. 31 Mayıs 2012`de yürürlüğe giren 6306 sayılı kanunun gereklerini yerine getirselerdi, `çünkü bu kanuna göre yetki merkezi yönetimde`, gereğini yapsalardı belki bu acılar yaşanmayabilirdi. Bundan sonra hep birlikte hızlı bir şekilde doğruları yapmak gerekir. Umarım hiçbir zaman yaşanmaz ama ileride yaşanacak olan maalesef bir İstanbul depremi ya da başka bölgelerde yaşanacak bir depremde can kayıplarının olmaması ya da en az düzeyde olması için şimdiden riskli bölgeler, riskli alanlar tespit edilmeli, dönüşümler sağlanmalı ve bunu bizzat Bakanlık yürütmeli. Zaten yasa da bu yetkiyi Bakanlığa veriyor" dedi.
"Hesap vermiyorum anlayışı olduğu için acılarımız büyüyor"
Deprem vergileri nerede? Sorusunu yineleyerek hükümetin bu konuda açıklama yapma zorunluluğu olduğunu ifade eden Erkek; "Kat malikleri talep etmese dahi Bakanlığın kendiliğinden harekete geçme yetkisi var. Gerekli tüm tespitleri ve dönüşümleri yapma ya da yaptırma yetkisi var. İşte soruyoruz; Marmara depreminden sonra özellikle Ecevit Hükümeti ile başlayan ve bugüne kadar toplanan deprem için toplanan vergiler nerede diye soruyoruz...? Bunların kalem kalem nerelere harcandığı mutlaka açıklanmalı çünkü iktidar vergi veren yurttaşlardan topladığı vergilerle harcamalarını yapıyor. Kamu kaynaklarını kullanıyor. Kamusal kaynakları kullanan bir iktidarın, kamuya, vatandaşlara hesap verme zorunluluğu vardır. Bu Anayasal bir zorunluluktur. `Ben böyle bir şeye gerek görmüyorum, ben hesap vermiyorum, benim böyle şeylere zamanım yok...` anlayışıyla yönetildiğimiz için acılarımız daha da büyüyor. Hangi iktidar olursa olsun hesap vermek zorundadır. Onun için önemli olan bundan sonra doğruları yapmak. Ama maalesef artık son derece basiretsiz, öngörüsüz ve yönetme kabiliyetini yitirmiş bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız" dedi.
"Her zaman önemli olan sosyal devlet"
Milletvekili Erkek son olarak; "Ben herkese, tüm arama kurtarma ekiplerine, itfaiyecilerimize bütün hepsine çok teşekkür ediyorum. Tüm sağlık çalışanlarına, doktorlarımıza, hemşirelerimize sonsuz teşekkür ediyorum. Acıları paylaşacağız, dayanışma içinde olacağız ama işte pandemide de yaşıyoruz, depremlerde de yaşıyoruz her zaman önemli olan sosyal devlet. Güçlü bir sosyal devlet olmak zorundayız. Bu da hukukla olur, adaletle olur, üretimle olur... Olmadığımız zaman mağduriyetler büyüyor, acılar büyüyor. Ama İzmir`de yaralar çok hızlı sarıldı. İnanılmaz bir dayanışma örneği gösteriliyor. Durum bu..." ifadelerini kullandı.
(Eren Aşnaz)