MHP`de adayı anket ve teşkilat belirleyecek

MHP İl Başkanı Efkan Erkan, seçimlere ve aday adaylıklarına değinerek, AKP iktidarını da sert sözlerle eleştirdi. Erkan, “Partimiz kentimize en uygun adayı, halkta karşılığı olan adayı yapacağı araştırma ve teşkilatımızın görüşleri doğrultusunda belirleyecektir” dedi.

709
2014 yerel seçimlerinde kilit rol oynayacağı bilinen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) seçim sürecini işletmeye başladı. Genelde iktidar yerelde muhalefet olan AKP`den ses çıkmazken, CHP gibi MHP de çalışmalarına başladı. MHP İl Başkanı Efkan Erkan, aday adaylık sürecinin devam ettiğini ifade ederken, Çanakkale`de seçimlere girilecek adayın ince elenip sık dokunarak ortaya çıkacağını ifade etti. Erkan, “Şuanda aday adaylığı ile ilgili başvuralar devam ediyor. Önümüzdeki süreçte partimizin yayınlayacağı genelge ile parti teşkilatlarımızın istifa edip aday adayı olma süreçleri başlayacak. Partimiz seçim sürecini oldukça hızlı ve yoğun bir tempoda götürüyor. Çanakkale`de bugüne kadar 4 aday adayı başvuruda bulundu. Aday adaylığı sürecinin tamamlanması ile ile birlikte hem kamuoyu yoklamaları hem de adaylar ile ilgili teşkilatımızın görüşleri genel başkan yardımcılarımızdan oluşan komisyonu gönderilecek. Oradan da yapılacak araştırmaların sonucunda, Çanakkale`ye en uygun, halkta karşılığı bulunan bir aday belirlenecektir. Bu yapılacak seçimlerde partimizin oylarını daha da artıracağını umuyorum” dedi.
 
“Ülkenin 10 yıl 8 ayı boşa geçti”
“Türkiye; 10 yıl 8 aydır Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıyla yönetilmekte ve yönlendirilmektedir” diyen MHP İl Başkanı Efkan Erkan; “İçinde bulunduğumuz zamandan geriye dönüp baktığımızda hiçbir sorunu çözülemeyen, hiçbir yükü hafifletilemeyen bir ülke gerçeğiyle yüz yüze kalmamız kaçınılmazdır. Yıllar AKP’yle israf edilmiş ve boşa geçmiştir. Türk milleti yüz üstü bırakılmış, kuru vaatlerle oyalanmış, boş sözlerle avutulmuştur. Türkiye aslında adı konulmamış siyasal, sosyal ve ekonomik merkezli bir krize yıllardır katlanmak, yıllardır tahammül etmek zorunda bırakılmıştır. 24 Temmuz’da 90’ncı yıldönümünü idrak edeceğimiz Lozan Antlaşması’yla, tescil ve teyit edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm hayat hakları, tüm kuralları ve tüm kurumları birer birer zayıflatılmış, zaafa düşürülmüştür. Cumhuriyet’in ilanından 2002 yılına kadar geçen 79 sene içinde elde edilen kazanımlar, sahip olunan birikimler, sağlanan gelişmeler ve koyulan milli hedefler maalesef saldırıya uğramıştır. Tencere tava çalanlar yargıya teslim edilirse, meşru sınırlar dâhilinde gösteri yapan, seslerini duyuran, kişisel hak ve özgürlüklerine sahip çıkan gençler yakalanıp haklarında gerekli işlemler yapılırsa her şey daha da güzelleşecektir. Şu çirkinliğe, bakınız ki, elinde silah taşıyanlar barış yanlısı, tencere tava bulunanlar kamu düzenini bozan suçlulardır. İşte burası sözün bittiği yerdir. Bu zihniyetin gücü teröriste değil, katillere değil, şehir ve dağ eşkıyalarına değil; masum şekilde demokratik tepkisini gösterenlere yetmektedir. Bunun yanında kafalarını, kredi kartına takan bu zihniyet, faiz lobisinin hop oturup hop kaktığını söyleyerek, bunların ceplerine giren paranın artık girmediğini sevinç içinde duyurmuştur. Nasıl ve hangi yollarla hesaplandığı meçhul olan 642 milyar lira tutarındaki bir astronomik meblağa göz dikmiş faiz lobisinin buna ulaşamadığını da ilave olarak iddia etmektedir. Kredi kartı felaketini Türk milletine hediye eden bir siyasi zihniyetin, şimdi kalkıp da bundan şikâyet etmesi traji komiktir. Türkiye çok hareketli bir coğrafyanın tam ortasındadır. Irak, Suriye, İran ve Türkiye’den koparılacak dört parçalı topraklar üzerinde yeni bir devlet harıl harıl inşa edilmektedir. Özellikle bağımsız Kürdistan’ın kurulması için büyük bir gayret ve çaba vardır. Türkiye’nin bir bölgesi sözde Kuzey Kürdistan olarak lanse edilmektedir. Ne acıdır ki, AKP tüm bu olup bitenlere onay vermiş gibi tepkisizdir. PKK terör örgütü Doğu ve Güneydoğu’da eylem üstüne eylem yapmaktadır. Hatta sözde şehit mezarlıkları açmakta, bölünme için yoğun bir alt yapı hazırlamaktadır. Parçalanmada hayır yoktur. Bölünmede huzur yoktur. Kucaklaşmanın adresi büyük Türk milletidir. Uzlaşma ve huzurun adresi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Kimin nereli olduğu, etnik kimliğinin nereye dayandığı kimseyi ilgilendirmemektedir. Mühim olan kardeşliğimizdir, mühim olan Türk milletinde buluşmamız ve kaynaşmamızdır. Bize göre, öncelikle bu ülkede yaşayan her insanımız Cenab-ı Allah’ın kutsal bir emanetidir. Hangi kökenden gelirse gelsin, Türk milletini oluşturan her fert şanlı tarihimizin kutsal bir hatırasıdır. Beraberce, mutlu günlere doğru kat edeceğimiz daha çok yüzyıllar vardır” dedi.
Paylaş