Meydanlar ısındı, Yürekler Ankara için attı...

KESK tarafından organize edilen mitingde AKP’nin 4+4+4 eğitim yasası halaylar eşliğinde protesto edilirken, söz konusu yasaya tepki göstermek için Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya akın eden emekçiler, bazı engellemelerle karşı karşıya kaldı. Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelerek 4+4+4’e tepki gösteren Çanakkaleli emekçilerin yürekleri Ankara Tandoğan için attı. Çanakkale’de KESK üyeleri, 4+4+4’ü protesto ederek seslerini Ankara’ya duyurmaya çalıştı. Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen KESK Çanakkale Şubeler Platformu üyeleri, bir yandan ellerindeki dövizlerle 4+4+4 eğitim sistemine tepki gösterirken diğer yandan Ankara Tandoğan da mitinge katılanlara da destek verdi.

770
“4+4+4 eğitim yasası geri çekilsin”
Çanakkale’de düzenlenen miting de KESK Çanakkale Şubeler Platformu adına açıklama yapan Eftal Yıldırım, yurdun dört bir yanından Ankara’ya giden emekçilere bazı engellemelerin olduğunu söyledi. Haklarını kullanarak mücadelelerine devam edeceklerini ve geri adım atmayacaklarını belirten Yıldırım; “4+4+4 eğitim yasası geri çekilsin” dedi.
 
Engellemeler emekçileri durduramadı
Ankara’da 4+4+4 olarak bilinen yasa tasarısını protesto etmek isteyen emekçiler, Ankara’da bazı engellemelerle karşılaştı. Engellemelere rağmen Ankara’ya girmeyi başaran emekçiler, tüm müdahalelere karşı demokratik haklarını kullanarak Kızılay Meydanı’nda oturma eylemi gerçekleştirerek 4+4+4 eğitim sistemini protesto etti. Ankara’da eylemlere katılan Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç, AKP’nin meclisten kavgalarla geçirdiği 4+4+4’e karşı mücadele edeceklerini ve daha iyi bir Türkiye’yi hayal eden vatandaşlardan destek istedi.
 
 
Türkiye’nin dört bir yanından vatandaşlar Ankara’ya 4+4+4 eğitim sistemine tepki göstermek için akın ederken, Çanakkale’de toplanan KESK üyeleri ise Cumhuriyet Meydanı’ndan 4+4+4’ü protesto ederek seslerini Ankara’ya duyurmaya çalıştı. Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen KESK Çanakkale Şubeler Platformu üyeleri, bir yandan ellerindeki dövizlerle 4+4+4 eğitim sistemine tepki gösterirken diğer yandan Ankara Tandoğan da mitinge katılanlara da destek verdi.
 
Emekçiler Tandoğan’da
Miting öncesi bir konuşma yapan KESK Dönem Sözcüsü Yasin Hacımusalar, 4+4+4 eğitim sisteminin protesto edildiği Tandoğan alanına emekçilerin alınmadığını ve bazı katılımcılarında gözaltına alındığını ancak tüm engellemelere rağmen katılımcıların Ankara’daki Tandoğan alanına ulaştığını duyurdu.
 
 
 
Yıldırım “4+4+4 eğitim yasası geri çekilsin”
KESK Çanakkale Şubeler Platformu adına açıklama yapan SES Çanakkale Şube Başkanı Eftal Yıldırım, 4+4+4 eğitim yasasının geri çekilmesini istedi. Yurdun dört bir yanından Ankara’ya giden emekçilere bazı engellemelerin olduğunu belirten Yıldırım, haklarını kullanarak mücadelelerine devam edeceklerini ve geri adım atmayacaklarını ifade ederek; “4+4+4 olarak bilinen İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na ilişkin örgütümüzün itirazlarını kamuoyuna bir kez daha güçlü bir biçimde duyurmak için 28-29 Mart tarihlerinde tüm ülkede GREV yaparak ve Ankara’ da buluşacak olan örgütümüz, İçişleri Bakanlığı’nın antidemokratik tutumuyla engellenmek istenmektedir. Ankara Valiliği’nden eylemin yapılmasına izin verilmeyeceğine dair açıklamanın ardından İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 69648 sayısıyla illere gönderdiği genelge ile arkadaşlarımızın otobüslerinin illerden yola çıkışları engellenmiş, tutuklamalar olmuş, Ankara’ya ulaşabilen iller şehre alınmamıştır. Bu tutum, başta seyahat özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklere aykırı bir tutumdur. Sendikamızın ve Konfederasyonumuzun aldığı bu eylem kararı tüm uluslararası evrensel ilkelerden doğan en temel hakkımızdır. Bu hakkımızı kullanarak mücadelemizi sürdürecek, kararlı duruşumuzdan bir adım geri atmayacağız. İçişleri Bakanlığı’nın bu antidemokratik tutumu asla kabul edilemez. İçişleri Bakanlığı’nın bu hukuksuz tutumundan bir an önce vazgeçmesi gerekmektedir. Bundan sonra yaşanacakların sorumlusu İçişleri Bakanı’dır” dedi.
 
Eğitimin tamamen paralı hale getirilmesinin ilk adımları
AKP’nin 4+4+4 eğitim yasasının getireceği sıkıntıları dile getiren Yıldırım şu şekilde konuştu: “Kanun teklifinde yer alan, ‘ilköğretim devlet okullarında parasızdır’ ifadesi komisyon görüşmelerinde metinden çıkarılarak, ilköğretimin tamamen paralı hale getirilmesinin ilk adımları atılmıştır. Yıllardır okulöncesi eğitimi yaygınlaştırmak için çalışmalar yapılmasına rağmen, yasa teklifinde okulöncesi eğitim zorunlu eğitimin dışında bırakmıştır. Daha önce 4. sınıftan sonra getirilmek istenen ‘açık öğretim’ sistemi, tepkiler üzerinde 8. sınıf sonrası, son 4 yıl için öngörülmüştür. Teklifin yasalaşması durumunda 8. sınıftan itibaren ciddi anlamda ‘örgün eğitimin’ fiilen ortadan kalkması tehlikesi bulunmaktadır. İlk 4 yılın ‘ilkokul’, ikinci 4 yılın ‘ortaokul’ olarak tanımlanması nedeniyle, sınıf öğretmenlerinin en az yüzde yirmisinin ‘norm fazlası’ haline gelmesi ve bakanlık tarafından başka görevlerde görevlendirilmesinin önü açılmıştır. Düzenleme ile getirilen ilkokulun 4 yıl olacağı algısının toplumun bir bölümünün kafasında yaratacağı algı, ikinci 4 yıllık sürede çocukların mesleki yönlendirme bahanesiyle örgün eğitim ile olan bağının zayıflatılmasına yol açabilecektir.
 
Çocukların 9 yaşından sonra mesleğe yönlendirilecek olması yönlendirme sınavı, özel ders vb uygulamaların daha erken yaşlarda başlamasına neden olacaktır. Çocuk işçiliğinin ve çocuk gelinlerin ağırlıklı olarak 13, 14, 15 yaşında olduğu düşünüldüğünde mevcut düzenleme ile hem mesleki eğitim adı altında ‘çocuk işçiliğinin’ önü açılmakta, hem de ‘çocuk gelinler’ uygulaması, bizzat iktidar tarafından kademeli zorunlu eğitim uygulaması ile açıkça desteklenmektedir. Zorunlu din dersinin kaldırılması ve anadilinde eğitim taleplerini karşılaması yönündeki toplumsal talepler göz ardı edilmiş, zorunlu din derslerine ek olarak, seçmeli din dersleri getirilmesinin önü açılmıştır. Arapça, fıkıh ve Kur’an derslerinin ikinci 4 yılda seçmeli hale getirilmesi sağlanarak, bütün okullarda fiilen imam hatip modeline geçilmesinin önü açılmak istenmektedir.   İlkokul ve ortaokulun, ‘bağımsız binalarda’ gerçekleşeceği iddia edilse de, okulların bu uygulama için yeterli altyapı ve donanıma sahip olmadığı gerçeği göz ardı edilmektedir.
 
4+4+4 şeklindeki kademeli eğitim sisteminin piyasa ile ilişkilendirilmesi, meslek okulu açacak firmalara öğrenci başına destek sunulması ile eğitim sisteminin sermayeye ucuz işgücü sağlar duruma getirilmesi amaçlanmaktadır. Düzenleme sonrasında meslek liseleri özel sektöre devredilecek, meslek lisesi açan patronlara kamu kaynaklarından öğrenci başına para verilerek mesleki eğitimin özel sektör eliyle yürütülmesi sağlanacaktır. Önceden işletmelerin stajyer öğrenci çalıştırma oranı yüzde 10 ile sınırlı iken, düzenleme ile bu oran tamamen kaldırılmış ve patronlara sınırsız sayıda öğrenciyi ‘stajyer2 adı altında sömürmesinin önü açılmıştır. Bir taraftan uzun vadede seçme sınavlarının ve dershanelerin kaldırılacağı iddia edilirken, diğer taraftan kademeli eğitim uygulaması ile çocuklarımızın daha erken yaşlarda dershaneye gitmeleri teşvik edilmektedir.”
 
 
 
 
“Ucuz hesaplar, asla amaçlarına ulaşamayacak”
Çocukların ve öğrencilerin sonu görünmeyen derin bir karanlığın içine doğru itilmesine izin vermeyeceklerini kaydeden Yıldırım, eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesi uygulamalarına karşı 28–29 Mart’ta kitlesel ve örgütlü duruşu göstermeye kararlı olduklarını dile getirdi. Öğrencilerin ve çocukların geleceği üzerinden ucuz hesap yapanların asla amacına ulaşamayacağını vurgulayan Yıldırım; “AKP’nin eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik hedeflerine uygun bir şekilde biçimlendirme girişimleri karşısında sessiz ve tepkisiz kalmamız mümkün değildir. Çocuklarımızın ve öğrencilerimizin sonu görünmeyen derin bir karanlığın içine doğru itilmesine izin vermeyeceğiz.
 
Bu nedenle, düzenlemenin doğrudan muhatabı olan eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler olarak eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesi uygulamalarına karşı 28–29 Mart’ta kitlesel ve örgütlü duruşumuzu göstermeye kararlıyız. Eğitim Sen olarak velilerimize sesleniyoruz: 28–29 Mart’ta çocuklarını okula göndermeyerek grevimize destek olmalarını bekliyoruz. Çocuğunun geleceğinden endişe duyan tüm anne ve babaları grevimize doğrudan destek vermeye çağırıyor, çocuklarımızın geleceği için omuz omuza vererek bizlerle dayanışma içinde olmalarını bekliyoruz. Eğitim ve bilim emekçileri olarak, toplumun büyük bir bölümünün kaygıyla takip ettiği 4+4+4 tartışmalarında çocuklarımız, öğrencilerimiz ve velilerimizle aynı taraftayız ve benzer kaygıları taşıyoruz. Yıllardır sorunlarla boğuşan eğitim sisteminin ve çocuklarımızın Başbakanın ‘dindar nesil’ sevdasına kurban edilmesine izin vermeyeceğiz. Eğitim emekçileri ve veliler olarak öğrencilerimizin, çocuklarımızın geleceği üzerinden ucuz hesaplar yapanlar, asla ve asla amaçlarına ulaşamayacaklardır” dedi.
 
Yapılan açıklamanın ardından türküler eşliğinde halay çeken emekçiler, mitingin yapıldığı Cumhuriyet Meydanı’ndan ayrılmayarak Tandoğan’da buluşan katılımcılara destek verdi.
 
 
 
 
Ankara’daki müdahaleler emekçileri durduramadı
Ankara’da, 4+4+4 olarak bilinen yasa tasarısını protesto etmek isteyen gruba polis müdahale etti. Tüm müdahalelere rağmen demokratik haklarını kullanarak Kızılay Meydanı’nda oturma eylemi yapan emekçiler, 4+4+4 eğitim sistemini protesto etti.
 
Ankara’daki protestolara katılmak üzere Çanakkale’den hareket eden KESK üyeleri ve çevre illerden gelen emekçilerin Ankara’ya girişleri engellenmeye çalışıldı. Çanakkale’den bir otobüs ile yola çıkan KESK üyeleri, tüm müdahalelere rağmen Ankara’ya ulaşarak 4+4+4 eğitim sistemini protesto etmek için gerçekleştirilen eylemlere katılım sağladı.
 
“Daha iyi bir Türkiye için destek bekliyoruz”
Ankara’da yaşadıkları müdahalelere rağmen alanlara inmeyi başardıklarını belirten Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç; “Herşeyden önce demokratik anayasal hakkımız olan seyahat özgürlüğümüz kısıtlandı. Türkiye’nin her tarafında çıkışlarımız engellendi. Buna rağmen Ankara’ya ulaştık. Ankara’da Valiliğin aldığı bir karar ile demokratik hakkımız olan toplantı ve gösterilerimiz engellenmeye çalışıldı. Bu kararı hangi gerekçeye dayanılarak alındığını bilemiyoruz. Ancak bu hakkımızı meşru hakkımız olduğu için fiilen kullandık.
 
Şu anda Kızılay’daki alanda oturma eylemi yapıyoruz. Kızılay Maltepe hattını trafiğe kapatmış durumdayız. Hukuki olmayan engellemeler burada da devam ediyor. Ancak bütün engellemelere rağmen buraya gelen arkadaşlarımızın bir araya gelmesi engelleniyor. Ama biz meşru hukuki hakkımızı kullanıyoruz. Çünkü burada gündeme getirmeye çalıştığımız konu, meclisten tekme tokat kavgalarla geçirdikleri 4+4+4’ü bir anlamda eğitimi piyasalaştırma ve dincileştirme yasasını engellemek için mücadele ediyoruz. Bunu engellemekle ülkemize bilimin aydınlığını getirmek istiyoruz. Diğer taraftan da uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan sendikal haklarımızı kullanmamızı engelleyen bir yasayı çıkarmaya çalışıyorlar. Buna karşı fiilen burada mücadelemizi devam ettiriyoruz. Bu mücadele yalnız Ankara’da değil, bütün Türkiye’de 2 gün sürecek. Eğitim-Sen ve KESK olarak; ırkçı, gerici, dinci eğitim mantığına ve felsefesine karşı grev ve eylemlerimizi sürdüreceğiz. Daha iyi bir Türkiye’yi hayal eden herkesin bu konuda desteğini bekliyoruz” dedi.
Paylaş