Meydan savaşını Daniş kazandı!…
Belediye Meclisi olağan üstü toplantısı ile tatlı cadı misali önemli bir değişim gerçekleştirdi.
Öncelik ile bu gelişmenin doğru analiz edilebilmesi için tartışmanın doğru bir cepheden ele alınması gereklidir.
Bu gelişmeyi ‘meydan mı olsun, çarşı mı olsun’ ikilemi içersinde ele alırsanız mevcut olan dayatmacı siyaseti ve ardındakileri göz ardı edersiniz.
‘Meydan mı olsun, çarşı mı olsun’ tartışmanın bir başka yönüdür, tabiki bunu da tartışacağız.
Ama; 9 yıl bu konuda kafa patlatılan, emek verilen bir süreci, bir olağan üstü toplantı ile yok sayacak basitlikte değil…
Şimdi gelelim gelişmenin asıl ele alınması gereken yönüne...
Her şey bir 18 Mart günü İçişleri Bakanı’nın kordon ziyareti ile başladı.
Sonrasında bugüne kadar bu konuda sesi çıkmamış AKP Milletvekili Mehmet Danış’ın “burası meydan olmalıdır” açıklaması ile sürdü.
Hemen beraberinde dayatmalar başladı; koruma kurulunun vermiş olduğu onay için Kültür Bakanlığı tarafından yapılan baskı, beraberinde müfettiş soruşturması aynı zamanda diğer cephelerde özellik ile başkan Gökhan’ın üzerinde estirilen baskı rüzgarları ile saltanat anlayışının meyveleri oluşturulmaya başlandı.
Siyasal olarak da CHP’nin sessizliği, bu konuyu tetikleyen dayatmacılığa prim veren bir ortam yaratınca ne yazık ki padişahlık misali ‘dediğim dedik’ anlayışı ile 9 yıldır bu konuda yapılan çalışmalar ve oluşan irade hiçe sayılarak bu operasyon hayata geçirildi.
Mecliste CHP’li Mehmet Emin Şevik’in karşı çıkışı oldukça önemli kodları içinde barındırmasına rağmen, bir şekilde boğuldu.
Bakın bu gelişme normal koşulların getirdiği bir durum değildir, olamaz.
Her şey çok açık, kimseyi aptal yerine koyup bir başka olumsuzluğun altına imza atmayın.
9 yıl emek verdiğiniz bir gelişmeyi bir olağanüstü toplantıda yok sayarak yeni bir değişimi gündeme taşıyorsanız; bunun altında herkes bir şeyler arayacaktır.
Bu dayatmaya boyun eğenlerin haklarını da teslim edelim ; bu konuda art niyetli tavırları söz konusu değildir.
Burada siyasal anlamda halkın iradesi yok sayılmıştır, dayatmacı bir tarza prim yaptırılmıştır.
Sonuçta, Daniş öyle güçlü bir siyasal kişilik olarak artık bu kentin karşısındadır ki; söylediği her şeyi hayata geçirecek bir güç anlamında kimliklendirilmiş ve tescil edilmiştir.
Bu gelişmeleri görmeden ‘meydan mı olsun çarşı mı olsun’ ikilemi ile olaya yaklaşmak siyasal anlamda AKP’nin ekmeğine yağ sürmektir.
Kaldı ki sadece meydan olsun demek yeterli değildir, eksiktir.
‘Nasıl bir meydan olmalıdır’ sorusunun cevabının verilmediği bir meydan olsun çıkışı laf ü güzaftır.
Kentlerin meydan kararları böylesi basit ve sığ yaklaşımlar ile ele alınamaz, bir olağanüstü toplantıya kurban edilemez. .
Evet ben de bu alanın kent meydanı olarak düzenlenmesini savunuyorum.
Ama bu konunun bu şekilde oldu bittiye getirilmesine karşıyım.
İl genel meclisinin almış olduğu devir protokolü ile bu alanda hiçbir yapılaşma izni söz konusu değildir.
Meydanlar kentin kimlikleridir.
Meydan demek; kuru kuru yeşil alan düzenlemeleri demek değildir.
Kentlerin yaşayan yüzleridir alanlar, buraların kimlikli bir karakter kazanması için yapılması gerekli bir çok çalışmanın olduğunu unutmayalım.
Maalesef bu gerçeklik de atlanmıştır.
Bu gerçeklik temelinde şimdiden yapılması gerekli bir müdahale var ise yapılmalıdır.
Hiç olmaz ise yapılan bu değişim anlamlı bir değişim olsun.
Fakat burada bile bir tuzak olduğunu unutmayınız.
Kentlerin kimlikli , modern gelişimi meydanlarının çeşitli sanatsal kültürel aktiviteler ile zenginleşen yaşam alanlarına dönüşmesi çağdaş bir yaklaşımdır.
Buna tahammül edemeyen bir anlayış şimdiden yapacağını yapmıştır
Hal böyle iken; yaşanılanlar için, “bizim de idealimiz meydan yapmaktı” diyerek olay anlamsızlaştırılamaz.
Bu gelişmenin siyasal kodlarında dayatmacılık ve anti demokratik unsurlar mevcuttur.
Bu kodların teşhir edilmesini sağlaması gerekli olan muhalefet iradesinin, hayata geçirilmemiş olması manidar olmuştur.
Anafartalar Oteli daha önemli bir süre orada kalacaktır.
Burası bir işletmedir, o işletmenin de bir takım hakları vardır.
Onları da bir şekilde kullanacaktır...
Oldu bittiye getirilen bu yeni düzenleme için karar verenler Anafartalar Otel orada daha uzun süre durdukça kim bilir kendilerini nasıl hissedecekler?.
Ya işyerleri yıkılan esnafların mağduriyetleri nasıl giderilecek?
Bu gelişmeden kazançlı çıkan tek bir kişi vardır; Mehmet Daniş.
İyi de bu gelişmelerin arka planında ne vardır?
Çanakkale Belediyesi üzerinde estirilen baskı ve terör!
Yaşanılan bu gelişmeler ülkemizin siyasi gerçeğidir.
Ülkemiz her geçen gün baskının korkunun getirdiği uygulamaların dönüşümlerine göre şekillendirilmektedir.
Bu değişim için yapılan müdahalelerin altında hamburger savaşları var mıdır?
Onu da siz bulun!