Metal işçileri grevi "milli güvenliği bozuyor" denilerek yasaklandı!..

329

 DİSK Metal-İş’e bağlı işçilerin fabrikalarda başlatacakları grevin başlamasına saatler kala grevin yasaklanmasına yönelik Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazete`de yayımlandı. Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararla, metal işçilerinin hakları için çıkacağı grev,  "milli güvenliği bozacağı" iddia edilerek yasaklandı. Yasaklama kararı birçok kesimin tepkisine neden oldu. Kararın ardından DİSK Çanakkale İl Temsilcisi ve Genel-İş Şube Başkanı Erdinç Uslan, gazetemiz  Çanakkale OLAY’a "milli güvenliği bozacağı" iddiası ile alınan karar hakkında açıklamada bulundu. Uslan, karara tepki göstererek; “Halimizden memnun bir ülkede yaşıyoruz. Grev yasaklanmış, olmuş olmamış kimin umurunda? Bugün Anayasa değişikliği ile ilgili mecliste oylama yapılıyor. Rejim değişecek mi, değişmeyecek mi, kimin umurunda? Ülkede pek çok şey gerçekleştiriliyor, insanlar hükümete karşı tepki verirsem karalanırım, kara listeye alınırım, başka bir fikirde olduğum için düşman ilan edilirim korkusu ile tepki veremez hale geldiler. Çalışan işçilerin kanunlarla, uluslararası sözleşmelerle belirlenmiş olan grev hakkı, hükümet tarafından bu şekilde kaldırılabiliyorsa bir ülkede, artık son siz söylenmiştir demektir. Artık bunun ötesinde söylenecek bir şey yoktur. Biz grevi neden yaparız? Haklarımızı alamadığımız için, bize haksızlık yapıldığı için ve kazanımlar elde edebilmek için greve gideriz. Biz milli güvenliği tehdit etmek için grev yapmayız. Biz devletin bekasını ortadan kaldıracak amaçlar için de grev yapmayız” dedi. 


“Mücadele edebilmek için greve gideriz”
Uslan, işçilerin hakları için greve çıktıklarını ifade ederek; “Biz çalışanlar olarak işverenler tarafından ezildiğimiz için, haklarımızı vermedikleri için, onlarla mücadele edebilmek için greve gideriz.  Elimizde olan en önemli kozdur grev. Ama bu grevlerin milli güvenliği tehdit ediyor gerekçesine dayandırarak ertelemenin de ötesinde kaldırmak ya da yasaklamak, işçi sınıfına yapılan en büyük darbedir, saldırıdır. Bunun hiçbir mantığı da yoktur. Bunu kamuoyunun, bilinçli olduğunu iddia eden bütün insanların iyi görmesi, iyi okuması gereklidir. Ülkede rejimle ilgili, başkanlık sistemi ile ilgili tartışmalar yaratılıp, arka planda çalışma hayatını olumsuz etkileyen yasaların birer ikişer çıkarılmaya devam ettiği bir süreç yaşanıyor. İşçi sınıfının dibine dinamit konmuş, dinamit de ateşlenmiştir. Bundan sonraki yıllarda çalışma hayatına girecek olan gençler, çocuklar gelecek kaygısını sonuna kadar yaşayacaklardır. Türkiye’de iş hayatı ciddi anlamda kapitalist sistemin bilgisi dahilinde sınıf bilincinden uzaklaştırılıp, etki altında bırakılarak birer devlet memuru haline getirilmeye çalışılıyor. Bunun sonucunu Türkiye’deki çalışanlar çok ağır bir biçimde ödeyeceklerdir” dedi” dedi.
 
“Kasıtlı olmadığını ispat etmekle yükümlüdürler”
Grevin yasaklama kararı çıkartanların kasıtlı alınmadığını ispat etmekle yükümlü olduğunu ifade ederek; “Bizim yaptığımız grev milli güvenliği tehdit etmez. Biz işçi sınıfı sendikalarının almış olduğu grev kararları, çalışanlar olarak bize verilmiş bir haktır. Neye karşı bir haktır? İşverenlere karşı direnme hakkıdır. Biz haksızlığa uğradığımız için grev kararı alırız, biz ücretimizi alamadığımız için grev kararı alırız, biz insanca çalışma ortamları sağlanmadığı için, sağlıklı çalışma ortamlarında çalışamadığımız için grev kararı alırız. Biz devleti bölmek için grev kararı almayız.  Biz devletin bekasını ortadan kaldıracak herhangi bir etkinlik için de grev kararı almayız. Bizim grev kararlarımızın sadece kendi haklarımız doğrultusunda olduğunu görememişse eğer bazı insanlar, çalışma hayatı için Türkiye’de çok ciddi sorunlar var demektir. Dolayısı ile devleti, hükümeti yönetenler yapmış oldukları şeyin kasıtlı olmadığını ispat etmekle yükümlüdürler” dedi.  
(Seçkin Sağlam)
Paylaş