Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu
(PPK) toplantı özetini yayımladı. Özette şu ifadelere yer
verildi:
''Küresel büyümedeki sınırlı iyileşme yılın üçüncü çeyreğinde de
devam ederken, işgücü piyasaları arz talep dengesindeki
normalleşme eğilimi sürmüştür. Türkiye’nin dış ticaret
ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme
endeksinin 2024 yılında yüzde 1,9 artışla 2023 yılındaki yüzde
1,8’in sınırlı oranda üzerinde büyüyeceği, 2025 yılında ise,
büyüme oranının yüzde 2,3 ile tarihsel ortalamasına yaklaşacağı
tahmin edilmektedir. Hizmet sektöründe olumlu seyir devam ederken
imalat sanayindeki zayıf görünüm korunmuştur. ABD ekonomisi
büyüme eğilimi diğer gelişmiş ülkelerden olumlu ayrışmaya devam
etmiştir. Küresel talep görünümü, arz yönlü faktörler ve
jeopolitik riskler emtia fiyatlarının dalgalı bir seyir
izlemesine neden olmaktadır. Küresel ekonomi ve ticaret
politikalarına ilişkin belirsizlikler ile jeopolitik gelişmeler
küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk
faktörleri olarak görülmektedir.
Küresel enflasyondaki düşüş devam etmektedir. Hizmet sektöründeki
enflasyon katılığı zayıflamakla birlikte enflasyon üzerindeki
yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte
olan ülkelerde (GOÜ) faiz indirim süreçleri devam ederken ABD
Merkez Bankası’nın (Fed) Aralık toplantısında 2025 yılı için daha
sınırlı bir gevşemeye gidebileceği yönündeki iletişimi dikkat
çekmiştir. Merkez bankalarının indirim süreçlerini enflasyon
görünümündeki olumlu eğilimi koruyacak şekilde sürdürerek
temkinli bir yaklaşım izleyecekleri değerlendirilmektedir. Diğer
taraftan artan küresel belirsizlikler nedeniyle GOÜ hisse senedi
piyasalarından portföy çıkışları devam etmiştir.
TL mevduatı önceliklendiren makroihtiyati politikaların da
katkısıyla mevduat faizleri 22 Kasım haftasına kıyasla 48 baz
puan artarak 20 Aralık haftası itibarıyla yüzde 56,5 seviyesinde
gerçekleşmiştir. Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri (Kredili
Mevduat Hesabı ve Kredi Kartı hariç) 33 baz puan azalarak yüzde
55,2 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel tarafta, ihtiyaç kredisi
(Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 146 baz puan azalarak
yüzde 69,2 olurken; konut kredisi faizleri 27 baz puan azalarak
yüzde 41 seviyesinde gerçekleşmiştir. Taşıt kredisi faizleri ise
20 Aralık itibarıyla yüzde 36,1 seviyesinde oluşmuştur.
Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 22
Kasım’dan sonra yükselerek yüzde 2,3 seviyesinden yüzde 3,5
seviyesine gelmiştir. Bu artışta kredi kartı ve ihtiyaç
kredilerindeki ivmelenmenin etkisi belirgin olmuştur. Bireysel
kredi kartı ve ihtiyaç kredilerinin artışında yılın son ayında
yoğunlaşan kampanyaların yanında bankaların sene sonlarında
bilanço büyüklüğünü artırma eğilimi etkili olmuştur. Aynı dönemde
TL ticari kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması
yüzde 1,1 seviyesinden yüzde 1,4’e gelmiştir. Böylece, TL ticari
kredi büyümeleri kredi büyüme kısıtlarının altındaki seyrini
sürdürmüştür. Kur etkisinden arındırılmış yabancı para (YP)
ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması, bir
önceki PPK dönemindeki yüzde 1,5 seviyesinden YP kredi büyüme
sınırlarından muaf olan krediler kaynaklı olarak yüzde 2,3’e
yükselmiştir.
Kur Korumalı Mevduat (KKM) bakiyesindeki azalışın desteklenmesi
amacıyla 20 Aralık 2024 tarihinde makro ihtiyati çerçevede
değişikliğe gidilmiştir. Bu kapsamda KKM’nin TL’ye geçişine ve
yenilenmesine ilişkin toplam hedef yüzde 70’ten yüzde 60’a
indirilmiş ve KKM hesapları için belirlenen asgari faiz oranı
politika faizinin yüzde 70’inden yüzde 50’sine düşürülmüştür.
Ayrıca, KKM için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıklara faiz
veya telafi ödemesi uygulaması yeni açılan ve yenilenecek olan
KKM hesapları için kaldırılmıştır.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt uluslararası
rezervleri, 22 Kasım’dan bu yana 0,4 milyar ABD doları azalarak
20 Aralık 2024 itibarıyla 156,2 milyar ABD dolarına gerilemiştir.
Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 20 Kasım’ dan bu yana
sınırlı miktarda düşerek 24 Aralık 2024 itibarıyla 259 baz puan
seviyesine gelmiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 24
Aralık itibarıyla yüzde 11,7 seviyesine, 12 ay vadeli kur
oynaklığı yüzde 20,5 seviyesine düşmüştür. Önceki PPK toplantı
haftasından bu yana 0,2 milyar ABD doları net portföy çıkışı
gerçekleşmiştir. Bu çıkışın tamamına yakını Devlet İç Borçlanma
Senetleri (DİBS) piyasasından kaynaklanırken, hisse senedi
piyasasından çıkış oldukça sınırlı bir seviyede gerçekleşmiştir.
Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla (GSYİH) verileri, yılın üçüncü
çeyreğinde iktisadi faaliyette sınırlı ivme kaybına işaret
etmektedir. Bu dönemde, tüketimin yıllık büyümeye katkısı, bir
önceki çeyreğe kıyasla artmasına rağmen, ılımlı bir seviyede
gerçekleşmiştir. Net ihracatın yıllık büyümeye pozitif katkısı
ise artarak sürmüştür. Özel tüketim çeyreklik bazda azalışını
sürdürürken yatırımlar önceki çeyrekteki düşüşün ardından üçüncü
çeyrekte artış kaydetmiştir. Bu dönemde, mal ve hizmet ihracatı
çeyreklik bazda artarken, mal ve hizmet ithalatı azalış
kaydetmiş, net ihracatın çeyreklik büyümeye katkısı ise pozitif
olmuştur. Böylece, büyümenin talep kompozisyonundaki dengeli
seyir devam etmiştir.
Ekim ayında perakende satış hacim endeksinde aylık bazda yüzde
0,2 oranında ılımlı artış görülmüş, çeyreklik artış sürmekle
birlikte hız kesmiştir. Gıda dışı bakıldığında ise, perakende
satış hacminde aylık bazda sınırlı bir azalış gerçekleşmiştir.
Aynı dönemde ticaret satış hacim endeksi aylık bazda düşüş
kaydetmiştir. Hizmet üretiminin yanı sıra talebi hakkında da
bilgi sunan hizmet üretim endeksinde, ekim ayında yüzde 0,2
oranında sınırlı bir artış gerçekleşmiştir. Otomobil ve beyaz
eşya satışları önceki iki çeyrekteki gerilemelerini takiben son
çeyrekte artarak telafi eğilimi sergilemektedir. Kartla yapılan
harcamaların aylık bazda artış oranları ekim ve kasım aylarında
önceki çeyrek ortalamasının altına inerken aralık ayının ilk iki
haftasına ilişkin veriler söz konusu ılımlı seyrin devamını ima
etmektedir. İmalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, iç
piyasa siparişlerinin dördüncü çeyrekte arttığını, ancak tarihsel
ortalamasının altında bir seyir izlemeye devam ettiğini
göstermektedir. Bu çerçevede, son çeyreğe ilişkin göstergeler
yurt içi talebin yavaşlamayı sürdürerek enflasyondaki düşüşü
destekleyici seviyelerde bulunduğunu göstermektedir.
Ekim ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden
arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 0,9 oranında, takvim
etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 3,1 oranında
gerilemiştir. Çeyreklik bazda ise sanayi üretimi ikinci ve üçüncü
çeyreklerdeki sırasıyla yüzde 4,1 ve yüzde 1,3 oranlarında
gerilemenin ardından, ekim ayı itibarıyla dördüncü çeyrekte yüzde
0,4 oranında azalmıştır. Tipik oynaklık sergileyen sektörler
dışlandığında, sanayi üretimi çeyreklik bazda sınırlı bir artış
kaydetmiştir. Bu çerçevede, ekim ayı itibarıyla veriler sanayi
üretiminde, yavaş da olsa, toparlanma eğilimi ima etmektedir.
Bununla uyumlu şekilde, imalat sanayi kapasite kullanım oranı da
ekim ayındaki düşüşünün ardından kasım ayında artmış, aralık
ayında ise yatay seyretmiştir.
Ekim ayında mevsimsellikten arındırılmış istihdam, 33,0 milyon
kişi seviyesinde gerçekleşmiş ve çeyreklik bazda yüzde 0,7
oranında artmıştır. Bu dönemde, işgücüne katılım oranı çeyreklik
olarak 0,4 puan artış kaydetmiş, işsizlik oranı ise yüzde 8,8
düzeyinde gerçekleşmiştir. Anket göstergeleri, imalat sanayi
firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde, son
çeyrekte iyileşme gerçekleşmekle birlikte, nispeten zayıf bir
görünüme işaret etmektedir.
Ekim ayında cari işlemler dengesi aylık bazda 1,9 milyar ABD
doları fazla vermiş, 12 aylık birikimli cari açık ise 7,7 milyar
ABD dolarına gerilemiştir. Ekim ayında birikimli cari dengedeki
iyileşmede, altın ve enerji hariç dış ticaret açığındaki azalış
etkili olmuştur. Diğer yandan, 12 aylık birikimli enerji dış
ticaret açığı görece yatay seyretmiş, altın dış ticaret açığı ise
bir önceki aya kıyasla artış kaydetmiştir. Bu dönemde, 12 aylık
birikimli hizmetler dengesi fazlası güçlü seyrini sürdürmüş ve
60,1 milyar ABD doları seviyesine çıkmıştır.
Geçici dış ticaret verileri, kasım ayında mevsimsellikten
arındırılmış olarak ihracatta azalışa, ithalatta ise artışa
işaret etmiştir. 12 aylık birikimli olarak bakıldığında ise dış
ticaret açığında bir önceki aya göre artış gerçekleşmiştir. Bu
çerçevede, 12 aylık birikimli olarak cari açığın, kasım ayında
artacağı öngörülmektedir. Altın ithalatı, kasım ayında 2,1 milyar
ABD doları seviyesinde gerçekleşirken, birikimli olarak 16,7
milyar ABD doları olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış olarak
tüketim malı ithalatı, üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre
gerilerken ekim ve kasım aylarında yeniden artış kaydetmiştir.
Son dönemde tüketim malı ithalatının artışına yüksek katkı veren
mücevher kalemi dışlandığında ise yatay bir görünüm
izlenmektedir. Kasım ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri
aralık ayı için yüksek frekanslı öncü verilerle beraber
değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatın
gücünü koruduğuna, ithalatın artış kaydettiğine işaret
etmektedir. Söz konusu eğilimler, tüketim malı ithalatında aralık
ayında artış ima ederken mücevher hariç bakıldığında aylık bazda
azalış gerçekleşebileceğini göstermektedir.
Cari açığın finansmanı tarafında, bankacılık sektörünün 12 aylık
birikimli uzun vadeli borç çevirme oranı, ekim ayında yüzde 139
civarında gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü
dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 113 olmuştur. Bu çerçevede,
yurt dışı borçlanma imkanlarının bankacılık dışındaki diğer
sektörler için bir önceki aya kıyasla iyileştiği gözlenmektedir.
Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 2,24 oranında yükselirken,
yıllık enflasyon 1,49 puan düşüşle yüzde 47,09 seviyesine
gerilemiştir. B ve C endekslerinin yıllık enflasyonu sırasıyla
1,42 ve 0,62 puan azalarak yüzde 45,68 ve yüzde 47,13 olmuştur.
Yıllık enflasyona katkılar enerji, hizmet ve alkol-tütün-altın
gruplarında gerilerken, temel mal grubunda sabit kalmış, gıda
grubunda ise artmıştır. Nitekim, kasım ayında tüketici enflasyonu
üzerinde gıda fiyatlarının etkisi öne çıkarken, gıda hariç
enflasyon görece olumlu seyretmiştir. Mevsim etkilerinden
arındırılmış gıda dışı aylık tüketici enflasyonunun kademeli bir
yavaşlama eğilimi içerisinde olduğu gözlenmektedir.
Temel mal enflasyonu düşük seyretmeye devam ederken, hizmet grubu
aylık fiyat artışı ılımlı seyretmiştir. Kasım ayında, hizmet
sektöründe son üç yıllık dönemdeki en düşük aylık artış oranı
gözlenmiştir. Gıda grubu, ekim ayının ardından, kasım ayında da
işlenmemiş gıdaya bağlı olarak güçlü fiyat artışıyla aylık
tüketici enflasyonunu yukarıya çekmiştir. Geçici arz koşullarına
duyarlı olan işlenmemiş gıda fiyatları, taze meyve ve sebze grubu
kaynaklı güçlü bir artış kaydederek bu gelişmeyi sürüklemiştir.
Nitekim, gıda dışı aylık tüketici enflasyonu bu dönemde yüzde
1,34 ile daha düşük bir oranda gerçekleşmiştir. Enerji fiyatları
ise kasım ayında ılımlı seyretmiştir.
Enflasyonun ana eğilimi kasım ayında yataya yakın seyretmiştir.
Mevsimsellikten arındırılmış verilerle, aylık artışlar bir önceki
aya kıyasla B ve C göstergelerinde sınırlı bir şekilde
yükselmiştir. Bu dönemde fiyat artışları B endeksini oluşturan
gruplardan işlenmiş gıdada gerilerken hizmetlerde yataya yakın
seyretmiş, temel mallarda ise bir miktar artış kaydetmiştir.
Dağılım ve model bazlı ana eğilim göstergeleri ise bir önceki aya
kıyasla belirgin bir değişim sergilememiştir.
Kasım ayı itibarıyla son üç aylık dönemde mevsim etkilerinden
arındırılmış ortalama fiyat artışı temel mallarda yüzde 1,7 iken,
bu oran hizmet sektöründe bir önceki aya kıyasla güç kaybederek
yüzde 3,5 olarak gerçekleşmiştir. Kira hariç hizmetlerde ise bu
oranın yüzde 3’ün altında olduğu gözlenmektedir.
Hizmet sektöründe hâkim olan fiyatlama davranışı önemli bir
atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir
zamana yayılmasına neden olmaktadır. Uzun süredir güçlü artışlar
sergileyen hizmet fiyatları kasım ayında yüzde 1,61 ile görece
düşük bir artış göstermiştir. Aylık bazda kira görece yüksek
artış kaydetse de bir önceki aya kıyasla yavaşlamış, kira dışı
hizmet aylık enflasyonu yüzde 0,90 ile daha düşük bir oranda
gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, dönemsel fiyatlama yapılan
kalemlerde göreli fiyat uyarlamasının büyük ölçüde
tamamlanmasının yanı sıra talebe duyarlılığı görece yüksek olan
hizmet kalemlerindeki olumlu görünüm etkili olmuştur. Bu
görünümde ayrıca mevsimsel unsurların da etkisi hissedilmiştir.
Kasım ayında ulaştırma hizmetleri fiyatları azalan
hareketliliğinde de etkisiyle görece yatay (yüzde 0,33)
seyretmiştir. Kira aylık enflasyonu kasım ayında sözleşme
yenileme oranındaki düşüşün yanı sıra sözleşmelerdeki artış
oranının gerilemesinin etkisiyle yavaşlamıştır. Lokanta-otel alt
grubunda, yemek hizmetlerinde aylık fiyat artışı yavaşlarken,
konaklama fiyatlarındaki düşüş devam etmiş, böylece aylık
enflasyon yüzde 0,79 ile önemli oranda zayıflamıştır. Kasım
ayında diğer hizmetler fiyatlarındaki ılımlı artış (yüzde 0,97)
bu alt grupta yavaşlamanın sürdüğüne işaret etmiştir.
Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip
edilen öncü göstergeler, aralık ayında aylık kira enflasyonunun
yavaşlayacağına işaret etmektedir. Mevsimsel etkilerle düşüş
gösteren sözleşme yenileme oranı yanında, yeni ve yenilenen
sözleşmelerde referans alınan kira artış oranının da gerileme
eğiliminde olduğu gözlenmektedir. Gerek PÖS mikro verilerinden
elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerde oluşan gerekse de
konut değerleme raporları üzerinden takip edilen kira artış
oranlarının TÜFE’deki mevcut yıllık kira enflasyonunun altında
değerler aldığı ve gerilemeye devam ettiği izlenmektedir.
Üretici fiyatları artışı önemli ölçüde zayıflamıştır. Yurt içi
üretici fiyatları kasım ayında 0,66 oranında artmış, yıllık
enflasyon 2,77 puan düşerek yüzde 29,47 ile gerileme eğilimini
sürdürmüştür. Bu dönemde sermaye ve ara malları ile enerji grubu
manşet üretici enflasyonunu sınırlayan gruplar olurken,
dayanıksız tüketim mallarındaki fiyat artışında gıda imalatı ile
birlikte ilaç fiyatlarının etkisi öne çıkmıştır.
Uluslararası emtia fiyatlarında kasım ayında enerji sektörü
öncülüğünde düşüş gözlenmiştir. FAO gıda fiyatları endeksinde
eylül ayı itibarıyla aylık bazda gözlenen artışlar kasım ayında
yavaşlayarak da olsa devam etmiştir. Üretim sorunlarını takiben
yağ alt grubunda fiyat artışlarının belirgin olduğu dikkat
çekmektedir. Aralık ayının ilk yarısında emtia fiyatları görece
yatay seyretmiştir. Alt gruplar bazında bakıldığında, emtia
fiyatları enerjide gerilerken tarımda artış kaydetmiştir. Kasım
ayında ortalama 74,4 ABD doları seviyesinde olan Brent ham petrol
fiyatları jeopolitik gelişmelere de bağlı olarak oynak bir seyir
izlemekte ve aralık ayının ilk yarısında yaklaşık 74,0 ABD doları
seviyesinde bulunmaktadır.
Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi kasım ayında yataya yakın bir
seyirle tarihsel ortalamasının bir miktar altında
gerçekleşmiştir. Küresel ve Çin’e yönelik konteyner endekslerinde
temmuz sonrasında gözlenen düşüş eğilimi kasım ayında yerini
artışa bırakırken, kuru yük taşımacılık fiyat endekslerinde ekim
ayı sonrasındaki düşüş eğilimi devam etmektedir. Döviz kuru
sepeti kasım ayında sınırlı bir düşüş sergilemiştir. Bu dönemde
mevsimsel etkilerden arındırılmış PMI verileri, imalat sanayinde
girdi ve ürün fiyatlarında yavaşlamaya işaret etmiştir.
Aralık ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre enflasyon
beklentileri kısmi bir artış kaydetmiştir. On iki ay sonrasına
ilişkin enflasyon beklentisi 0,1 puan düşüşle yüzde 27,1’e
gerilerken, cari ve gelecek yıl sonuna ilişkin enflasyon
beklentileri sırasıyla 0,5 ve 0,9 puan yukarı yönlü güncelleme
ile yüzde 45,3 ve yüzde 27,1 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yirmi
dört ay sonrasına ilişkin beklenti 0,1 puan artışla yüzde 18,5
olmuştur. Beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise
yüzde 11,3 seviyesinde ölçülmüştür. Reel sektör beklentilerine
bakıldığında kasım ayında yüzde 47,8 olarak ölçülen firmaların on
iki ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisi, aralık
ayında 0,2 puan azalarak yüzde 47,6 seviyesine gerilemiştir. Bu
dönemde, hane halkının on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon
beklentileri ise daha belirgin bir aşağı yönlü güncelleme ile 1,0
puan azalarak yüzde 63,1 seviyesinde gözlenmiştir. Enflasyon
beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğilimi
sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru
olmaya devam etmektedir.
Öncü göstergeler tüketici enflasyonunun aralık ayında
zayıfladığına işaret etmektedir. Temel mal enflasyonu düşük
seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyileşme
belirginleşmektedir. Gerek kira gerekse kira dışında kalan
hizmetlerde aylık fiyat artışı hız kesmektedir. İşlenmemiş gıda
enflasyonu önceki iki aydaki yüksek seyrin ardından aralık ayında
ılımlı görünmektedir. Öncü veriler taze meyve ve sebze
fiyatlarında arz koşulları kaynaklı baskıların aralık ayında
sönümlendiğine işaret etmektedir. Bu görünüm altında, öncü
veriler aralık ayında ana eğilimde düşüşe işaret etmektedir.
Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz
oranının yüzde 50’den yüzde 47,5’e indirilmesine karar vermiştir.
Kurul ayrıca, operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez
Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir
hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 150 baz puanlık
bir marj ile belirlenmesine karar vermiştir.
Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme,
Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde
düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmekte
ve dezenflasyon sürecini güçlendirmektedir. Maliye politikasının
artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır. Aylık
enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana
ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana
kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda,
politika faizinin seviyesi, enflasyon gerçekleşmeleri ve
beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon
sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde
belirlenecektir. Kurul, kararlarını enflasyon görünümü odaklı,
ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla alacaktır. Enflasyonda
belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para
politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.
Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler
olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati
adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları muhtemel
gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir.
Sterilizasyon araçları etkili şekilde kullanılmaya devam
edilecektir.
Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli
etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini
geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine
ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde
belirleyecektir.
Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler
yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı
doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla
kullanacaktır.
Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir
çerçevede alacaktır.''