Meralarda tehlike devam ediyor

380

 Çanakkale Çevre Platformu tarafından ‘Zeytinciliğin ıslahı ve Yabanilerin Aşılattırılması’ hakkında kanunda değişiklik ön gören maddelerin gelen tepkiler üzerine tasarıdan çıkartılması ile ilgili basın açıklaması yapıldı. Ziraat Mühendisleri Odası’nda yapılan açıklamaya birçok sendika ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi de destek verdi. Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Prof. Dr. Türker Savaş tarafından yapılan açıklamada, her iki kararında memnuniyet verici olduğu belirtilirken, meralar konusunda ise kamuoyunun her yönü ile bilgilendirilmediğini belirtti. Açıklamada aynı zamanda Kurşun Köyü’nde tekrar açılmak istenen maden ocağı girişimlerine karşı, yöre halkı ile beraber mücadele edileceği belirtildi.  Her iki maddenin de tasarıdan çıkartılmasının memnuniyet verici olduğu belirtilen açıklamada Şube Başkanı Savaş; “Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan, ‘Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’ nın, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda değişiklik öngören maddesi kamuoyundan gelen tepkiler üzerine alt komisyona sevk edilmiş ve varılan mutabakatla söz konusu madde tasarı metninden çıkartılmıştır. Söz konusu tasarının 30 uncu maddesi ile 4342 Sayılı Mera Kanunun 14’üncü maddesine getirilmek istenen değişiklikle Endüstri Bölgeleri, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Organize Sanayi Bölgeleri, Serbest Bölgeler ve yerleşim alanları içerisinde kalmış sanayi siteleri ve münferit sanayi işletmelerinin yerleşim yeri dışına çıkarılmaları gerekçesi ile meraların bu amaçla kullanılmasının önü açılmak istenmiş, ancak benzer şekilde bu madde de tasarıdan çıkartılmıştır. Her iki karar da memnuniyet vericidir” dedi.

   
 
“Meralar konusunda tehlike geçmedi”
Zeytin Yasasında yapılmak istenen değişiklik konusunda kamuoyunun her yönüyle bilgilendirildiğini ancak meralar konusunun sahipsiz kaldığını vurgulayan Şube Başkanı Savaş açıklamasına;  “Bu nedenle bu açıklama ile meraların durumu kamuoyu ile paylaşılmak istenmiştir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü verilerine göre ülkemizde 1970 yıllarda 21 milyon 698 bin 400 hektar büyüklüğünde olan mera varlığımız günümüzde 10 milyon 348 bin 169 hektara gerilemiştir. Sadece 2001 yılından günümüze değin mera varlığındaki azalma %29,2 oranındadır. Mera alanlarındaki azalmalara bölgeler üzerinden bakıldığında en yüksek mera kaybı yüzde 51,6 ile Ege Bölgesinde olup bunu sırasıyla yüzde 49,2 ile Marmara ve yüzde 45,4 ile Güney Doğu Anadolu Bölgeleri izlemektedir” şeklinde devam etti.
  
“Tasarı maddesi ile meralar vasfı dışında kullanılabilecek”
Tasarıda hedeflenen değişiklik ile mera alanlarının mera vasfı dışında kullanılmak istenildiğini ifade eden Savaş;   “Tasarının 31 inci maddesi ile Mera Kanununun 30 uncu maddesinde değişiklik yapılması hedeflenmekteydi.  Mera Kanununun 30. maddesi mera dışına çıkartılacak parseller için 20 yıllık ot geliri bedeli alınmasını düzenleyen maddedir. Tasarıyla mera alanları bedelsiz olarak mera vasfı dışında kullanılabilecekti. Tasarıdaki ek madde olmaksızın ve 20 yıllık ot bedeli alınmasına karşın mera varlığımızdaki azalmalar ortada iken yasalaştırılmak istenen tasarı mera alanlarının bedelsiz, sınırsız ve geri dönüşümsüz olarak elden çıkmasına yol açacaktı.  Üzücü olan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca hazırlanmış tasarıya Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının sessiz kalmasıdır. Tarım Arazilerinin Korunması ve Gıda Güvenliği konuları hakkındaki kamu spotları ile televizyonlarda sürekli yayınlanan Tarım Bakanlığı gerek zeytin ve gerekse mera kanunlarında değişiklik yapılması hakkında bu güne değin sessizliğini kararlı bir şekilde sürdürmektedir” ifadelerini kullandı.
 
“GTHB kanunlarla kendisine verilen görevi yerine getirmemekte”
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın kendisine verilen yetkilerde zeytin ve mera alanların için kendisine verilen koruma yetkisini yerine getirmediğini belirten Savaş; “Ülke tarımımızın geldiği noktada büyük katkıları olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı zeytinliklerin ve meraların korunması konusunda taraftır. Konuyla ilgili yetki, kanun ile kendisine verilmiştir. Ancak üzücü bir şekilde GTHB kanunlarla kendisine verilen görevi yerine getirmemektedir. Bugün ülkemize buğdayın, mercimeğin, canlı hayvanın vs. ithalatla dışardan getirildiği kamuoyu tarafından bilinmektedir. Mera alanları ucuz ve kaliteli kaba yem hammaddesi yanında gen kaynağı olması, canlı yaşam alanı sunması, erozyonu önleme ve hava kalitesini arttırma gibi sayısız faydalar sunmaktadır” dedi.
 
“kıyılarda sağlık tesisleri ve endüstri bölgelerinin yapılmasının önü açılmakta”
Tasarıda kıyılarda tesis yapılmasını öngören maddenin çıkartılmadığını söyleyen savaş açıklamasında son olarak; “Küresel kuraklığın giderek önemli bir tehdide dönüştüğü günümüzde mera alanları otsu bitkiler sayesinde hızlı ve bol miktarda biyolojik kütle üretebilme yetisine sahiptirler.  Bu ise çevre ve insanlık için çok büyük önem taşımaktadır. Ancak tasarıdan çıkarılmayan ve geleceğimizi olumsuz etkileyecek bir madde bulunmaktadır. Tasarının 26. maddesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nda da değişiklik yaparak, kıyılarda sağlık tesisleri ve endüstri bölgelerinin yapılmasının önünü açmaktadır. Bu durum ekolojik açıdan hassas ve değerli kıyı ekosistemlerinin tahrip edilmesine neden olacaktır. İşte bu ve benzeri gerekçelerle toplumun genelini ilgilendiren, geleceğimize büyük bir tehdit oluşturan bu tip düzenlemelerin verimli ve bilimsel tartışma ortamlarında değerlendirilerek, “ben yaptım oldu” anlayışından uzak bir şekilde, sektör bileşenlerinin geniş çaplı katılımları ve geniş bir toplumsal kabul ile gerçekleştirilmesini gerekmektedir” dedi.
 
“Kurşunlu’da yöre halkının yanında olacağız”
Açıklamanın ardından Kurşunlu Köyü’nde yeniden yapılması planlanan maden ocağına karşı yöre halkı ile birlikte mücadele edileceği belirtildi.  Pazartesi günü şirket tarafından köy içerisinde gerçekleştirilmek istenen ÇED toplantısının yapılmaması için Cumhuriyet Meydanı’ndan otobüs kaldırılacağı ifade edilen açıklamada; “Pazar günü İstanbul başta olmak üzere birçok çevreci çadırları ile madene karşı kurşunlu Köyü’nde olacak ve orada çadırlarını kuracak. Gerçekleştirilen eyleme baroda resmi aracı ile avukatları aracılığı ile orada olacak. Herhangi bir olumsuzluk olduğunda gerekli müdahale yapılacak. Çevre Platformu tarafından eylem planı hazırlandı. Biz, mümkün olduğu kadar köylünün kendini savunması anlamında oluşturulmuş bir eylem olanı. Köylü bu konuda tecrübeli. Daha önce 3-4 yıl öncede kendilerine destek verdik. Sıkıntılar yaşanmadı. Açlık grevinde olan Bülent arkadaşın böyle bir uzun vadede bir şey yapması bile o rahatlığı getirdi. Bizler mümkün olduğu kadar bayanlarımız, köyün kendi bayanları bu işin içine girecekler. Bizler orada sadece avukatlarımız ile hukuki yönden gerekli oldukları paylaşmak. Aradaki sürtüşmeyi kaldırmak için mümkün olduğu kadar oradayız. İşin orasında olacağız. Oray çatışmaya gitmiyoruz. Köylüye bu haklı mücadelesinde destek vermek ve yanlarında olduğumuzu göstermek için gidiyoruz.” 
(Eren Aşnaz)
Paylaş