Meme kanseri, özellikle kadınlar arasında en yaygın kanser türlerinden biridir. Memorial Şişli Hastanesi Meme ve Endokrin Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Çitgez, kadınların bu konuda en çok merak ettiği beş önemli sorunun cevaplarını paylaşıyor.
Meme kanseri genellikle 45 yaşın üzerindeki kadınlarda daha yaygın olsa da genç kadınlarda da görülebilir. Özellikle birinci derece akrabalarında meme kanseri olan genç kadınlar bu riskle karşı karşıyadır. Yaş faktörü göz önüne alındığında, meme kanseri tanısı almış genç kadınların BRCA mutasyonlarına sahip olma olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle, tıbbi kuruluşlar genç kadınlara düzenli meme muayenesi yapmalarını önermektedir.
İlk çocuğunu 35 yaşında veya daha genç yaşta doğuran kadınların meme kanseri riski genellikle düşüktür. Ancak, ileriki yaşlarda ilk çocuğunu doğuran kadınların riski daha yüksektir. Hamilelik sırasında meme hücreleri hızla büyüyebilir ve genetik hasar varsa bu durum meme kanserine yol açabilir. Bu nedenle, ileri yaşlarda anne olan kadınların kanser riski daha yüksek olabilir.
Meme kanseri tedavisi, kadının doğurganlığını etkileyebilir. Kemoterapi, yumurtalıklara zarar verebilir ve kısırlığa neden olabilir. Ancak, birçok kadın tedavi sonrasında hamile kalabilir. Hamilelik sırasında kanserin tekrarlaması endişesi olabilir, ancak tedavi sonrası hamilelik genellikle güvenlidir.
Tedavi sırasında hamile kalmadan önce belirli bir süre beklemek önemlidir. Kemoterapi ve diğer tedaviler yumurtalıklara zarar verebilir, bu nedenle vücuttan temizlenmeleri için zaman gereklidir. Tedavinin türüne bağlı olarak beklenmesi gereken süre değişebilir.
Meme kanseri öyküsü olan kadınlar için yaşam tarzı değişiklikleri önemlidir. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve sigara içmemek gibi alışkanlıklar koruyucu olabilir. Hormonal tedaviler ve cerrahi seçenekler de düşünülebilir. Ayrıca, düzenli tarama programları ve genetik danışmanlık da önemlidir.
(SAİM TUNÇMAN)