Balıkesir’de yaşayan Mevlüde Talan (41), doğum sırasında yaşadığı yüksek tansiyon sonucu böbrek yetmezliği yaşamaya başladı. 11 boyunca diyalize giren Talan, üç buçuk yıl önce ÇOMÜ Hastanesi Organ Nakli Merkezi'ne başvurdu. Talan, birkaç kez doku uyumsuzluğu nedeniyle operasyon gerçekleşmedi. 9 ay önce Balıkesir’de beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın böbreğinin bağışlanmasıyla Talan, yeniden sağlığına kavuştu.
Talan'ın kardeşi Ümmühan Ulacık da aynı hastalıktan muzdarip oldu. Dört yıl boyunca diyalize giren Ulacık, ablasının sağlığına kavuşmasından cesaret alarak altı ay önce ÇOMÜ’ye başvurdu. Ulacık, yine Balıkesir’de beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın böbreğiyle nakil operasyonu geçirerek, sağlığına kavuştu.
Organ bağışının önemine değinen ÇOMÜ Organ Nakil Merkezi Müdürü Prof. Dr. Cabir Alan, “Son dönem böbrek yetmezliğinin en etkili tedavisi organ naklidir. Burada 2 kaynaktan faydalanıyoruz; canlı ve kadavra. Ancak ülkemizde kadavra bağışı çok düşük olduğu için şu anda daha çok canlıdan canlıya böbrek nakli işlemini gerçekleştirmekteyiz. Bu nakillerde bizi şaşırtan bazı olaylar var. Her hastanın ayrı bir hikayesi var. Son yaptığımız nakil de bunlardan birisi. Hastamız 4 yıldır diyalize giriyordu. Bundan 7-8 yıl önce başlayan bir süreç bu. Ancak 4 yıl önce doğuma bağlı olarak böbrekleri çalışmaz hale geldi, diyalize bağlanmaya başladı. Hasta bu süre zarfında hayatına diyaliz tedavisiyle devam edeceğini düşündü ama diyaliz insan konforunu çok bozan bir işlemdir. Hastamız 4 ay önce böbrek nakli olmaya karar verdi, merkezimize müracaat etti. Bundan 10 gün önce Balıkesir'de beyin ölümü gerçekleşen hastadan aldığımız sol böbreği hastamıza naklettik. Ameliyatımızın 4. günü, hastamız gayet iyi. Böbrek fonksiyonları normale döndü. Normal bir şekilde idrar çıkarmaya devam ediyor.” şeklinde konuştu.
Türkiye’de yaklaşık 85 bin hastanın diyalize girdiğini belirten Alan, yılda yalnızca 4-5 bin böbrek nakli yapıldığını, bu rakamın yaklaşık bin 500’ünün kadavradan gerçekleştirildiğini söyledi. Alan, beyin ölümü gerçekleşen her 5 hastadan yalnızca birinin organ bağışında bulunduğunu ifade ederek, bu durumun organ nakli bekleyen hastaların hayata tutunma umutlarını azalttığını kaydetti.
Nakil sonrası hayatlarının nasıl değiştiğini anlatan Ümmühan Ulacık, “Diyaliz tedavisi çok zordu, su içmem bile yasaktı. Nakil sonrası rahatça su içebilmek, sağlığıma kavuşmak harika bir duygu. Ablamın organ bağışı sayesinde yeniden çocuğuna kavuştuğunu görmek de mutluluk verici." dedi.
Abla Mevlüde Talan da yaşadığı zor yılları anımsatarak, “11 yıl boyunca diyalize girdim. Diyaliz tedavisi günlük yaşamı kısıtlıyor. Şimdi su içebiliyor, çocuklarımla daha fazla ilgilenebiliyorum. Kardeşimin de nakil olması beni çok mutlu etti. Organ bağışı bekleyen birçok hasta var, lütfen duyarlı olalım,” diyerek organ bağışının önemine dikkat çekti.
(SEVİ GÖZAY UĞURLU)