Esra Güller

esragullerx@gmail.com

Şiddeti birlikte(!) durduracağız…

49

Her şiddet olayının ardından klişe bir şekilde söylenen söz bu. Hatta, çocuklara yönelik şiddeti, hayvana yönelik şiddeti, kadına yönelik şiddeti, eşcinsel bireylere yönelik şiddeti… Birlikte durduracağımız “şiddet” çok ancak bunu ayrı ayrı yapmak zorundayız… Ayrı derneklerle, ayrı siyasi partilerle…


Birleşmek için, tepki vermek için yalnızca milli maçları beklediğimizden dolayıdır belki, herhangi bir şiddet olayında ayrı ayrı ses çıkarmamız. Veya belki de “Ya bizim siyasi partilerimiz ayrı, ama şiddete birlikte karşı çıkabiliriz.” diyemiyoruz.

Çünkü siyasi olarak ayrılmak zorundayız, farklı derneklere üyeyiz diye aynı cümleleri farklı çatı altından tekrar tekrar söylemek zorundayız. Çözümün bu olduğuna inandıkça, gerçek bir çözüme ulaşmak mümkün görünmüyor ne yazık ki. Şiddete karşı çıkmak için önemli olan şey bir arada olmak değil mi?

Ama hayır… “Kadına karşı şiddete karşıyız!” derken bile yanımızda kimin olduğuna dikkat etmeliyiz... (!) Çünkü ortak bir davayı savunmak, şiddete karşı çıkmak yerine kim adına konuştuğumuza karar vermek daha önemli (!)

Böyle bölünmeler ne çözüm, sunar ne de her konuşmalarda bahsedilen “faillerin” cesaretini kırar. Nitekim, “birkaç yıl yatar çıkarım” düşüncesiyle korkusuzca işlenen zihnin korkunçluğunu da unutmamak lazım.

Eğer gerçekten çözüm istiyorsak, parti kimliğini, dernek isimlerini bir yana bırakıp, tek bir ses olarak şiddetin karşısında durmalıyız. Çünkü şiddeti ancak gerçek birlikle durdurabiliriz, slogandan öteye gitmeyen göstermelik birliklerle değil.

Yapay zekaya “Kadına, çocuğa, eşcinsel bireylere hayvana şiddet/cinayet gibi olaylarda, derneklerin birleşerek değil ayrı açıklama yapması, siyasi partilerin ayrı açıklama yapması sence doğru bir politika mı? Bu durumda ne yapılması gerekir?” sorusunu yönelttiğimizde bize şu cevabı veriyor;

“Bu ayrı açıklama meselesi ciddi bir stratejik hata ve toplumsal mücadele açısından zayıflatıcı bir tutumdur. Kadına, çocuğa, LGBTQ+ bireylere ve hayvanlara yönelik şiddet gibi konular evrensel insanlık suçlarıdır, parti ya da derneklerin "bizim meselemiz" gibi sahiplenip ayrıştıracağı, ego savaşına çevireceği konular değildir.

Ayrı açıklamalar, mücadeleyi zayıflatır, failleri cesaretlendirir, kamuoyunun dikkatini dağıtır. Bu meseleler parti meselesi değil, toplumun varoluş meselesidir. Eğer değişim isteniyorsa, önce birlik sağlanmalı.”