Atikhisar Su Havası’nda yaşanan orman katliamı TBMM gündeminde tartışmalarla yer aldı. CHP Genel Sekreteri, Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek ve CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan’ında bulunduğu 25 CHP’li vekil tarafından sunulan ‘Atikhisar için Araştırma Komisyonu’ kurulması önergesi AKP ve MHP oyları ile ret edildi. Araştırma Komisyonu kurulmasının önergesiyle ilgili CHP Milletvekili Özgür Ceylan Meclis Genel Kurlunda yaptığı konuşmada; “Termik santraller eliyle Türkiye`nin kazan dairesine çevrilen Çanakkale`de şimdi de cehennem çukurları açılmak isteniyor. Biz madenlerimizin ekonomimize kazandırılmasına karşı değiliz ancak yabancı şirketlerin çıkarı uğruna Kaz Dağları`nın yok edilmesine seyirci kalamayız. Çanakkale`ye kıymayın” ifadelerini kullandı. Ceylan’ın konuşmasının ardından söz alan AKP Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve AKP Milletvekili Jülide İskenderoğlu yaptıkları konuşmalarda, ÇED süreçlerinde, altın arama çıkarma çalışmalarında siyanür kullanılmasının söz konusu olmadığını ve Çanakkale’de sanayi ve madencilik olmasını isteyerek desteklediklerini belirttiler. AKP’li vekillerin maden destekleme konuşmalarının ardından söz alan CHP’li Ceylan; “ÇED raporu 45 bin ağaç için alınmış, şu anda tespit edilen 195 bin ağacın kesildiği yönünde. Bu, bir suçtur. Adı geçen firma şu anda izin aldığı çerçevenin dışarısına çıkmış ve bu alanın dışında da kesim yapmaktadır” dedi. Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, yirmi beş CHP Milletvekilinin imzası ile gündeme taşınan Atikhisar Su Havzasında maden şirketleri ile yaşanan ağaç ve doğa katliamının araştırılması için komisyon kurulmasını içeren ‘Araştırma Önergesi’ ile ilgili konuşmasında; “Marmara Bölgesi`nin akciğerleri olarak kabul edilen dünya mirası Kaz Dağlarının karşı karşıya kaldığı vahşetten bahsedeceğim. Siyanür madenciliğine izin vermek, insanımızın kullanacağı temiz su kaynaklarının, gıda güvenliğinin yok edilmesine izin vermek demektir. Siyanür madenciliği yaşamsal açıdan risklidir. Siyanürün maden sahasına taşınmasında, işletme safhasında borularda veya havuzlarda olabilecek sızıntılarda ve işletme içi kazalar dolayısıyla risk artabilir” dedi. Atikhisar’da bulunan altın madeni ile ilgili konuşan Özgür Ceylan, “Madende 26 bin ton siyanür kullanılacak ve siyanürle birlikte arsenik gibi ağır metaller ortaya çıkacak. Çanakkale`nin tek su kaynağı Kaz Dağlarının dereleri, yer altı suları, tarım alanları kirlenecek, ormanları ve dünyada sadece Türkiye`de yaşayan 7 bitki türü yok olacaktır. Siyanürlü altın madenciliğini savunmak akıl ve bilimi reddetmektir” dedi. Projenin planlandığı Biga Yarımadası ve Kaz Dağları yöresinin bir deprem coğrafyası olduğunun göz ardı edildiğini ve şirketlere işletme ruhsatı verildiğini hatırlatan Özgür Ceylan “Yaşanabilecek felaketlerin telafisi kesinlikle mümkün olmayacaktır” dedi.
“ÇED onayı 45 bin ağaç, kesilen 196 bin ağaç”
CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, iktisatta ‘alternatif maliyet! kavramına dayanarak, her seçimin bir vazgeçiş olduğunu belirterek, “Kanadalı firma için alternatif bir maliyet yok. Alamos Gold buradan 2.400 ton altın çıkaracak, bunun sadece yüzde 4`ünü devlete bırakacak, kalan altını alıp gidecek ve bir kentin tek içme suyu havzası ile tarım alanlarını zehirleyecek, havasını kirletecek” dedi. Özgür Ceylan Atikhisar’da gelinen noktayı aktarmaya çalıştığını ifade ederek, “Vicdanlarınız kabul ediyorsa söyleyecek hiçbir sözüm yok. Firma Ali Cengiz oyunları yaparak işletme ruhsatı almış ve daha ÇED raporuyla ilgili süreç tamamlanmadan mülki idarenin gözetim ve denetiminde 196 bin ağacı katletmiştir” dedi. İlk proje ile nihai proje arasında çok fark bulunduğunu ifade eden Özgür Ceylan, “Önce maden çıkarma için başvuru yapıyor, 45 bin ağacın kesileceği ÇED onayı alıyorlar; ardından, kapasite artışı ve zenginleştirme tesisi için başvuru yapıyorlar. Proje ömrü dört buçuk aydan altı yıla, cevher üretimi 120 bin tondan 25 milyon tona çıkarılıyor. İlk proje sadece cevher çıkarılmasına ilişkin iken sonradan işin içerisine zenginleştirme giriyor değerli arkadaşlar. Zenginleşmeden kasıt, siyanürdür” dedi.
Kim vardır bu firmanın arkasında? Kim koruyup kollamaktadır bu firmayı?
Siyanürün, yaşamın düşmanı, kimyasal bir zehir olduğunu ifade eden Özgür Ceylan, Danıştay ÇED raporunun hukuksuz olduğuna hükmettiğini, çevreyi korumakla görevli Çevre ve Şehircilik Bakanlığının karar düzeltme talebinin de reddedildiğini kaydederek; “Peki, bu kararlar katliamı durdurmaya yetmiş midir? Kim vardır bu firmanın arkasında? Kim koruyup kollamaktadır bu firmayı? Neyin karşılığında korumaktadır?” diye sordu. Özgür Ceylan sorularının kamuoyunun önünde yanıtlanması gerektiğini kaydederek, “Bunun yarattığı tahribatın maliyetini kim hesaplayacak? Yabancı firmanın umurunda mı burada yaşayanlar? Peki, söz konusu madencilik faaliyetinin buradaki insanların refahı açısından bir faydası var mı? Ben söyleyeyim, hiçbir faydası yok. Toprak ve suyumuz kullanılamayacak şekilde kirlendiğinde, bölgede tarım bittiğinde tarımla geçimini sağlayan 800 bin kişi ne yapacak? Ne yiyip ne içecek? Devlete kalan yüzde 4 çözecek mi bu insanların derdini” diyerek Kaz Dağları için çözüm aradıklarını söyledi. Çanakkale`nin kendine özgü markalaşmış, patentli Bayramiç Beyazı gibi ürünleri olduğunu ifaden Özgür Ceylan, “Bayramiç`in elması; Umurbey`in, Lapseki`nin şeftalisi, kirazı; Ezine`nin peyniri; Yenice`nin biberi; bunları koruyamayacak mıyız?” dedi.
“Türkiye kazan dairesine çevrildi”
CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, termik santraller eliyle Türkiye`nin kazan dairesine çevrildiğini belirterek; “Çanakkale`de şimdi de cehennem çukurları açılmak isteniyor. Biz madenlerimizin ekonomimize kazandırılmasına karşı değiliz ancak yabancı şirketlerin çıkarı uğruna Kaz Dağları`nın yok edilmesine seyirci kalamayız. Çanakkale`ye kıymayın. Gelin, bu doğa katliamına göz yummayalım. Gelin, bu araştırma önergemize destek verin, Meclis bu konuyu araştırsın. Çocuklarımıza yaşanabilir bir çevre bırakalım” dedi.
“Altın arama ve çıkarma çalışmalarında siyanür kullanılması söz konusu değildir”
Ceylan’ın önerge konuşmasının ardından söz alan AKP Milletvekili İskenderoğlu; "En çok dile getirilen altın aramaları konusunda, ÇED süreçlerinde, altın arama ve çıkarma çalışmalarında siyanür kullanılması söz konusu değildir. Arama çalışmaları sırasında kullanılan solüsyon su, bentonit ve baritin karıştırılmasıyla oluşturulmuş doğal bir çamurdur. Çıkarma çalışmalarıysa, diğer maden türlerinde olduğu gibi, patlamalı açık ve kapalı ocak işletmeciliği yöntemiyle yapılmaktadır. Çanakkale`de faaliyet gösteren termik santrallerin 5 tanesi çevre izin lisansı almış olup Çan ilçesi Yaya köyü sınırları dâhilinde yer alan Çan 2 termik santrali geçici faaliyet belgesi almış ve çevre lisans süreci başlatılmıştır. Orman Kanunu`nun 16`ncı maddesinde uygulama yönetmeliği kapsamında verilen ön izleme belgeleri, kesin ağaçlandırma arazi ve izin belgeleri alınmaktadır. Bugün, Çanakkale`nin çevre sorunlarını konuşacaksak sonuna kadar sözde değil eylemde çevreci olmayı savunmamızın samimiyet olduğunu unutmadan, öncelikle Çanakkale merkezde, 10 kilometre ilerisinde, çocuklarımızın denize girdiği Güzelyalı mevkiisin de ne yazıktır ki lağım suyunun Çanakkale`de denize döküldüğünü unutmamak gerekir. Biz, öncelikle 2 Ak Parti Çanakkale Milletvekili olarak, değerli Çanakkale vekilimize de şunun sözünü verebiliriz: Çanakkale`nin denizinden toprağına, bir tane ağacına kadar… Bizler evlatlarımızı Çanakkale`de yetiştiriyoruz, Çanakkale çocuğu olmakla övünüyoruz, bizler buraya sahibiz ve eğer Çanakkale`nin toprağına zarar gelecek en ufak bir şey varsa biz burada, her zaman mücadeleye hazırız" dedi.
“Altındaki madeni uluslararası standartlara uygun olarak çıkarmak görevimiz”
Kirazlı`da izinsiz ağaç kesimi yapılmadığını belirten Milletvekili Turan; "Bizler vekiller olarak, tüm bürokrasiyi takip ederek, orada çevreye yanlış yapılmadan, ormana yanlış yapılmadan sanayi yatırımı olmasını, madencilik olmasını istiyor ve destekliyoruz. Söz konusu yerde ağaç katliamı olduğu iddiasını doğru bulmuyorum. Orada on sene önce verilen bir ÇED raporu var. Alan genişlemiş değil, ağaç sayısının değişmesi ağacın etrafındaki filizlerin büyümesine bağlı bir yaklaşım. Alan, aynı alan. Dolayısıyla, bir yanlış varsa bu yanlışı beraber takip edip durduralım. Hiç kimsenin avukatı değiliz. Çanakkale`de hiç kimsenin yanlış yapmaması bizim görevimiz. Takip edeceğiz, yanlışa izin vermeyeceğiz ama "senin madenin", "benim madenim" tarzı bir yaklaşımı, bazı madenlere göz kırpıp bazılarını görmemeyi doğru bulmuyorum. Çanakkale`de maden varsa bu tüm millet için bir değerdir, uluslararası standartlarda, o şartlarda çıkarılması görevdir, hatta geç kalınmıştır. Amerika`nın, Rusya`nın, Çin`in dünya kadar maden çıkardığı, altın çıkardığı bir dünyada hâlâ biz ithalat aşamasındaysak altınla ilgili bir yanlışımız var. O yüzden, tarımı kollamak baş tacı görevimiz. Kazdağları bizim Kazdağlarımız, görevimiz ama altındaki madeni uluslararası standartlara uygun olarak çıkarmak da başka bir görevimiz" dedi.
“Bölgede 2 tane suç işleniyor”
Milletvekili Ceylan, AKP’li vekiller İskenderoğlu ve Turan’ın konuşmalarına cevap vererek; “Biz ezbere konuşmayız. Var olan bölgede 2 tane suç işleniyor. Bakın, ben, size burada net söylüyorum. ÇED raporu 45 bin ağaç için alınmış, şu anda tespit edilen 195 bin ağacın kesildiği yönünde. Bu, bir suçtur. Adı geçen firma şu anda izin aldığı çerçevenin dışarısına çıkmış ve bu alanın dışında da kesim yapmaktadır. Sayın Grup Başkan Vekilimizin de buradan sessiz sataşmalarına da cevap vereyim. "Lâpseki`ye karşı değil misiniz?" diyor. Lâpseki`ye de karşıyız. Biz, bu ülkede Kaz Dağları gibi bizim ulusal değerlerimizin katledilerek maden çıkarılmasına karşıyız. Biz, bunu söylüyoruz. Gelin, hep beraber araştıralım, varsa bir şey ortaya çıksın” dedi.
(Eren Aşnaz)