Meclis Başkanı Deniz'den madencilere destek, Belediyelere eleştiri..

964

 Kirazlı-Balaban mevkiinde Kanadalı şirket Alamos Gold ve yerli taşeronu Doğu Biga Madencilik tarafından yapılan doğa katliamı ve altın madeni faaliyeti devam ediyor. Çanakkale Belediyesi ve Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi tarafından başlatılan Su ve Vicdan Nöbeti de büyüyerek devam ediyor. Ağaçlar katledilerek, çevre kirletilerek çıkarılan altına karşı olan vatandaşların yanı sıra altın madenini destekleyenler de bulunuyor.. Son olarak Çanakkale Ticaret Borsası Meclis Başkanı Abdullah Deniz, basın mensuplarıyla bir araya gelerek madencilere destek verdi. Altın madeni ve ağaç katliamına karşı başlatılan Su ve Vicdan Nöbeti’nde direnenlere ve direnişçilere destek veren belediyelere tepki gösteren Deniz ; “Markalarımızı hibe etmek adına siyanür kampanyasıyla Çanakkale’nin kirli havası varmış gibi lanse ediliyor. Bazıları Çanakkale’deki bir esnafın sattığı ürünü kötüleyebilir. Bunu en başta Çanakkale Belediyesi yapıyor, bu beni korkunç derecede üzüyor. Belediye, Borsanın arkasında yol yapıyor ve Borsa 110 bin lira gibi bir ücret ödemek zorunda kalıyor. Fakat dışarıdan gelen vatandaşlara otobüs tahsis ediyor. Festivali iptal ediyor, oradaki insanların yemeklerini, erzaklarını sağlıyor” dedi. 


“Belediye, Borsadan para alıyor, dışarıdan gelen vatandaşlara otobüs tahsis ediyor”
Çanakkale Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Deniz; “Son günlerde ülkenin ve Çanakkale’nin değerlerinde kara bir propaganda yürütüldüğünü görüyorum. Çanakkale’de bilgisi, fikri olmayan herkes bir telden konuşuyor. Ben Ticaret Borsası Meclis Başkanı olarak, tarımla uğraşan insanların temsilcisi olarak tarafım. Genel olarak, siyanür, ağaç konuşuluyor. Ülkenin altınları sanki Kanada firmasına peşkeş çekiliyormuş gibi haberler görüyoruz. Ülkemin ve Çanakkale’nin marka değerleri, siyasi malzeme konusu yapılamaz. Hiç kimsenin buna hakkı yok. Bugün Çanakkale Köprüsünün biteceği yerde, İhtisas OSB’sinin kurulacağı Ezine’de yatırımcı çekmek için elimizden geleni yapıyoruz. Şuanda zaten ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz var. Bu krizi il olarak, ne kadar hafif atlatabiliriz, ne kadar teğet geçebilir? bunun derdinde olmamız gerekirken, buharlaşması olmayan siyanürü farklı mecralarda kullanıyorlar. Ezine Peynirimiz, Bayramiç Beyazımız, Çanakkale Domatesi, Kösedere Domatesi coğrafi işaretleri olan bir markamızdır. Bu markalarımızı hibe etmek adına siyanür kampanyasıyla Çanakkale’nin kirli havası varmış gibi lanse ediliyor. Bizim de iş dünyası olarak rakiplerimiz var. Rakiplerimiz, bu konuları iş dünyasında farklı yerlere mecralara çekebilir. Çanakkale’deki bir esnafın sattığı ürünü kötüleyebilir. Bunu en başta Çanakkale Belediyesi yapıyor, bu beni korkunç derecede üzüyor. Belediye, Borsanın arkasında yol yapıyor ve Borsa 110 bin lira gibi bir ücret ödemek zorunda kalıyor. Fakat dışarıdan gelen vatandaşlara otobüs tahsis ediyor. Festivali iptal ediyor, oradaki insanların yemeklerini, erzaklarını sağlıyor. Çanakkale’deki su parası ödeyen, imar barışında yararlanıp Belediyemize imar parası yatıran insanlar var ve bu paralara yazık” dedi. 
 
“Orada dışarıdan gelen provokatörler eylem yapıyorlar”
Meclis Başkanı Deniz; “Dün Borsa’da maden şirketi yetkililerini ağırladım ve bilgi aldım. Ben hiç kimsenin avukatı değilim. Ben siyaset yapmıyorum ama un satan tüccar bir vatandaşım. Yarın ‘sizin ununuz siyanürlü biz almıyoruz’ dedikleri zaman ne yapacağız. Biga Etimiz marka değerimizdir ve etimiz, yüksek fiyattan alıcı bulur. Çanakkale etinin kalitesini ve değerini düşürmenin kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum. Siyanürün olduğu alanda ‘bitki yetişecek, hayvanlarımız onları yiyecek, hayvanlar ölmeyecek ve eti yiyen insanlar ölecek’ böyle bir algı sistemi yaratılıyor. Bu Çanakkale’nin acı bir kaybıdır. Bu yüzen herkesi sağduyuya davet ediyorum, herkesin duyarlı olması gerekiyor. Çanakkaleli insanların bir tanesi, Kazdağları’nda çadır kurmuyor. Orada dışarıdan gelen provokatörler eylem yapıyorlar. Eylemi de bize karşı yapıyorlar. Lapseki’nin Şahinli Köyü’nde altın madeni çalışıyor. Orası Yunanistan’a mı ait, neden orada eylem yapmıyorlar da burada yapıyorlar? Tarım arazilerinin, ’Marjinal’ ve ‘Tarım Arazisi’ şeklinde bölümleri vardır. Oradaki kuru toprak alınacak, stoklanacak. Oradaki siyanürlü malzeme serildikten sonra üzerine o toprak serilecek ki bitki yetiştirelim. Bugün toprak, ağaç, baraj dünyada 500 yılda ancak meydana geliyor. Atikhisar Barajı ile ilgili duyarlı olmak kadar Menderes Çayı’na da duyarlı olmak gerekiyor. Çanakkale’de yaşayan insan da Çan’da, Bayramiç’te, Ezine’de yaşayan insan değil mi? O yüzden bunu çok iyi araştırmamız, daha sağduyulu olmamız gerekiyor” dedi. 
 
“Çan, Bayramiç Belediyeleri CHP’ye geçmişti, provokatif hareketler başladı”
Borsa Meclis Başkanı Deniz; “Bugün eğer Çanakkale’de madencilik bittiği zaman Akçansa’yı, İÇDAŞ’ı, Kale Seramik’i kapatmak gerekiyor. Bazı şeyleri bilerek konuşmamız gerekiyor. Benim Belediye Başkanım, ‘tecavüzcüler’ diye bir kelime kullanıyor. Ben bu kelimeyi kullanmak istemiyorum, literatürümden de kaldırmak istiyorum. Çünkü bu kelime terbiyesizliktir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten insanlar, ÇED’i veren insanlar satılık insanlar mı? Ağaç kesimi yapılmadan, 31 Mart’tan önce bu arkadaşlar neredeydi? Ne zaman 31 Mart olmuştur, Çan Belediyesi CHP’ye geçmiştir, Bayramiç Belediyesi CHP’ye geçmiştir ve provokatif hareketler başlamıştır. Eğer sağduyulu olacaksak, ağaçlar kesilirken sağduyulu olmamız gerekiyor. bu saha birilerine peşkeş çekilmeye mi çalışılıyor? Geçtiğimiz günlerde Fazıl Say geldi ve Çan-Çanakkale yolu kapandı. Çan’daki 65 köyümle, Çan’da yaşayan 28-29 bin insanım bir beyin kanaması, kalp krizi geçirseydi, hastaneye yetişemeyip ölseydi, bunun hesabını kim verecekti?” dedi.
(Baykal Sağlam)
Paylaş