Madencilik faaliyetlerini maden birliği başkanları değerlendirdi

849
Toplantının açılış konuşmasını yapan Çanakkale Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Naci Tülek; "Çanakkale Madenciler Derneği`nin de aralarında olduğu 15 farklı sivil toplum kuruluşu ile birlikte hareket ediyoruz. 5 yıldır yaptığımız ancak pandemiden dolayı geçtiğimiz yıl yapamadığımız Madencilik Platformu Çalıştayını şartlar elverirse yapmayı düşünüyoruz. Bu platformda sektörün sorunları ile ilgili, görüş ve bilgi alışverişlerinde bulunuyoruz. Sektörün önde gelen dernek ve STK`larından başkanlarımız Çanakkale`ye gelerek sizlerle buluşturmak istedik" dedi. Maden birliği başkanlarına Kirazlı-Balaban bölgesinde altın madenciliği girişimleri ile başlayan çevre mücadelesi sonucunda Alamos Gold`un ruhsatları yenilenmemesi durumu soruldu. Alamos Gold firması uluslar arası tahkime başvurarak Türkiye Cumhuriyeti devletinden 1 Milyar dolar civarında tazminat istediği haberleri gündeme geldiği, yaşanan süreçte özellikle Çanakkale il sınırları ve Kazdağları bölgesinde birçok altın madenciliği faaliyeti olmasına rağmen özellikle Alamos Gold`un hedef alınması, çevre eylemleri, madencilik faaliyetleri gibi konular sektörün önde gelen STK ve Dernek başkanları tarafından değerlendirildi.
"En önemli şey; insanı ve çevreyi önceleyen bir madencilik anlayışı"
Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Ali Emiroğlu tahkimde olan ruhsat yenilememe olayına ise şöyle yanıt verdi; "Alamos Gold olayı tahkime düştü. Yargıda olan bir konu ile ilgili de çok fazla bir yorum yapmak istemiyorum. Burada devlet katında nasıl bir karar alınacaksa da bunu saygıyla karşılamak durumundayız. Platformumuzdaki tüm STK`lar ve başkanlarımız madencilik faaliyetlerinin insan ve çevreye duyarlı bir şekilde yapılması için inanılmaz bir şekilde sektörü ve çalışanlarını eğitmeye devam ediyor. Alamos Gold ile ilgili karar ne olursa olsun, altın madenciliği biter mi diye sorarsanız, bitmez. 2000 yılına kadar yok denen bir maden maalesef ortaya çıkartılamamış. Türkiye bilindiği gibi metal kuşağı içinde yer almaktadır. Ciddi bir altın potansiyeli de var. Bilinen altın rezervi ülkemizde 6500 tonluk bir potansiyel var. İşletilebilir rezerv olarak ise 1200 ton civarında bir değerimiz var. Burada altın madenciliği tabi ki devam edecek ve etmelidir. Ancak burada en önemli şey; insanı ve çevreyi önceleyen bir madencilik anlayışı ile sürdürmemiz, işletmelerimizi bu şekilde çalıştırmamızdır. Türkiye`deki altın madenciliği işletmeleri de dünyaya örnek gösterilebilecek önlemleri alan ve bu şekilde işletilen, çalışırken de bittikten sonra da rehabilite edilip tekrar doğaya kazandırılan bir yapıya sahiptir" dedi.
"Alamos Gold bu açıdan bir ilk oldu"
Alamos Gold şirketinin ruhsatının yenilenmemesi ile bölgede ve Türkiye`de altın madenciliğinin bitmeyeceğine dikkat çeken Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Ali Emiroğlu; "Şunu belirtmek isterim; devletimizden, tüm izinleri alınmış madencilik işletmelerinin gerçekten düzgün işletme yapan firmaların yanında durmasının gerektiğine inanıyorum. Yani ruhsat güvencesi dediğimiz olayın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ruhsat güvencesinin sağlanmasının da madencilik alanında yatırımların daha da artacağını düşünüyorum. Alamos Gold`un ruhsatının yenilenmemesi adil mi, değil mi? Bu konu hakkında yorum yapamayız, buna mahkemeler karar verecek. Alamos Gold`un tahkim yoluyla devletten 1 milyar dolar tazminat istediği haberleri basına düştü. Tabi ki daha önceden de bazı firmaların ruhsatları yenilenmedi. Ancak bu derece aleni bir şekilde henüz böyle bir örnek yaşanmadı. Alamos Gold bu açıdan bir ilk oldu. Süreç ne olacak? Hükümet ve bakanlıklar nasıl karar alacaklar bilemiyoruz" dedi.
 
"Biz bu protestoları hak ettik mi?"
Kaz Dağlarındaki protestolar sonrasında Türkiye genelinde tüm madencilik faaliyetlerine karşı ciddi tepkiler yaşandığına, bunun sebebinin ise madencilik sektöründe faaliyet gösteren firmaların kendilerini yeterince iyi anlatamamalarının sonucu olduğuna dikkat çeken Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Ali Emiroğlu; "Dünya da aslında temel iki sektör vardır; birisi tarım diğeri madenciliktir. İnsanların nüfusu arttıkça yeme içme ihtiyaçları arttıkça madenciliğe olan ihtiyaçta artacak. Maden olmayan bir tane ürün yoktur hayatımızda. Tarım bile madenlerden elde edilen araç gereçlerle yapılıyor. Biz bu protestoları hak ettik mi? Bir tane olaydan yola çıkarak; kötü madencilik, doğa katliamı yapan bir algı oluştu. Aslında bizde de eksiklik var. Bizlerde bazı konuları toplumumuza yeterince anlatabilmiş değiliz. Biz bu konuda eksik kaldık, kendimizi tanıtmak için eksik kaldığımızın bilincindeyiz. Bu algıyı bir günde kırmanın kolay olmadığının farkındayız ve bu konuda çalışıyoruz. Şu bilinsin ki; madencilik faaliyetleri için Türkiye`de ki tüm ormanlık alanlar içerisinde sadece binde 2,9`u tahsis ediliyor. Bu çok düşük bir rakam aslında. Bu rakamın yüzde 60`a yakını ağaçsız ve çok bozuk ormanlık alanlardır. İşletmelere baktığınızda gölgesinde dinlenebilecek bir tane ağaç yok ama orman alanı vasfı olduğu için ormanlar katledilmiş algısı oluşuyor.
 
"Her geçen gün daha iyiye giden bir rehabilitasyon anlayışı ve doğayı onarma çalışmaları var"
Rehabilitasyon olayının önceden önemsenmediğini ancak Son yıllarda hem rehabilitasyon konusuna çok önem veriliyor hem de ciddi denetimler yapıldığını belirten Emiroğlu; "Bütün bakanlıklara taahhütler veriliyor. Takip ettiğimiz kadarıyla her geçen gün daha iyiye giden bir rehabilitasyon anlayışı ve doğayı onarma çalışmaları var. Türkiye genelinde 117 üyemiz var ve Türkiye`deki tüm maden üretiminin yüzde 80`ini karşılıyoruz. Yolumuz çok uzun, ülkemizin çok ciddi bir maden potansiyeli var. Biz henüz çok derine inebilmiş değiliz; 90 metreden maden çıkartıyoruz. Bunları çıkartıp ülke ekonomimize kazandırmamız gerekiyor. Tüm bu faaliyetleri yaparken de insana ve doğaya saygılı bir anlayışla çalışmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Bunu hem devletle hem de STK`lar ile el birliği içinde yapmamız gerektiğine inanıyoruz" dedi.
 
"Pandemi sürecinde istihdamı arttıran tek sektörüz"
Mart 2020`den bu yana pandemi salgınının madencilik sektörüne etkilerine yanıt veren Çanakkale Madenciler Derneği(ÇAMAD) Başkanı Mehmet Naci Tülek, açıklamalarının devamında; "Pandemi sürecinde en çok etkilenen sektörlerin başında madencilik sektörü geliyor. Çünkü her şey bir anda bıçak gibi kesildi. Ancak süreç ilerledikçe tüm sektörler içerisinde en hızlı toparlanmayı sağlayan sektörde madencilik sektörüdür. İhracat artışımız 2021 yılı içerisindeyiz; şuanda ihracatımız yüzde 20`nin üzerine çıktı. 2,8 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirdik; geçtiğimiz yıl ise 4,8 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirildi. Pandemi sürecinde işten çıkartma değil; istihdamı arttıran tek sektörün madencilik olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
(Atakan Alkış) 
Paylaş