"Lapseki halkının geleceği ipotek altında!"

1209

Ziraat Mühendisleri Odası ve İda Dayanışma Derneği, Çanakkale`de gerçekleştirilen maden aramalarına tepki gösterdi. Yapılan ortak basın açıklamasında konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sarp Korkut Sümer, "Atık barajındaki siyanür, havaya sürekli gaz olarak yayılıyor. Atık barajları ile yöredeki insanlar madenciler alanı terk ettikten sonra da uzun yıllar birlikte yaşıyorlar. " sözlerine yer verdi.Sümer ayrıca, "Geçmişte Şahinli köyünün kestanelik suyunu kirletmiş, suyun üzerine çökmüştür. Lapseki halkının kullandığı yeraltı sularını Lapseki Belediyesi`nden kiralayarak kullanmaya başlamıştır. Yani Lapseki halkının geleceğine ipotek koymuştur" dedi.

 
"Kazdağlarının yüzde 80`i maden şirketlerince ruhsatlandırıldı"
Sümer, "Kazdağları`nın yaklaşık yüzde 80`nin maden şirketleri tarafından ruhsatlandırıldığı ve ruhsat alan firmalardan sadece Lapseki Şahinli köyündeki Tümat Madencilik Şirketi`nin işletmeye geçtiği bilinmektedir. Şahinli işletmesi Çanakkale iline kuş uçuşu 35 km, Lapseki ilçesine 7.5 km mesafede olup Şahinli köyüne 1.2 km, Subaşı köyüne 3.3 km, Yenice köyüne 3.4 km, Taştepe köyüne 4.2 km, Çanyurt köyüne 4.6 km ve Mecidiye köyüne 5.13 km mesafede yer almaktadır. Görüldüğü gibi işletme çok sayıda yerleşim yerinin ortasındadır. Çanakkale; Kazdağları, Biga Yarımadası, boğazı ve yüzde 50`ye varan orman alanlarıyla çok özel bir coğrafya ve tarımsal ürün çeşitliliği bakımından Türkiye`nin en zengin illerinden biri konumundadır" diye belirtti.
 
"Altın işletmeciliği akıl işi değildir"
Lapseki`nin dünyaca ünlü şeftalisi, nektarini ve kirazı olduğunu hatırlatan Sümer, "Belirtilen meyvelerin önemli bir bölümü yurt dışına ihraç edilmektedir. İklim özelliği nedeni ile Mayıs ayından Ekim ayının ortasına kadar şeftali ve nektarin, dalından hasat edilmektedir. Bu, meyvecilikte çok önemli bir avantajdır. Görüldüğü gibi ilçenin altını; şeftalisi, nektarini, kirazı ve sebzeleridir. Böyle bir ilçenin merkezinde altın işletmeciliği, vahşi madencilik akıl işi değildir" ifadelerine yer verdi. 
 
"Atık barajındaki siyanür, havaya sürekli gaz olarak yayılıyor"
Açık ocak işletmeciliğinin doğaya olan zararından söz eden Sümer, "Söz konusu işletme çoğunlukla açık ocak işletmesi olarak, bir miktar da galeri işletmeciliği olarak faaliyetini sürdürmektedir. Açık ocak işletmeciliğinde yapılan patlatmalar nedeniyle oluşan tozunma, tüm orman örtüsü ve meralara zarar vermektedir. Ayrıca altın-gümüş madenciliğinde 1 ton cevher için 4 ton su kirletilerek yok edilmekte, 1 ton cevherdeki atın-gümüş (yöremiz için 1-2 gr/ton) alındıktan sonra ağır metalleri açığa çıkarılmış pasa, gelişi güzel işletme çevresine depolanmaktadır. Yapılan vahşi madencilik sürecinde, Siyanürlü atıklar atık barajında "madencilerin deyimiyle" bohçalanıyor. Atık barajındaki siyanür, havaya sürekli gaz olarak yayılıyor. Atık barajları ile yöredeki insanlar madenciler alanı terk ettikten sonra da uzun yıllar birlikte yaşıyorlar" diye belirtti.
 
"Bu şirketler dünyanın en kirli ve en kanlı işini yapıyorlar"
Türkiye genelinde örnekler veren Sümer, "Lapseki`de yapılan işletme ile Erzincan İliç`teki, Artvin Cerattepedeki, Fatsa`daki bütün altın işletmeleri ile dünyanın birçok yerindeki işletmeler aynı işlemi yapmaktalar. Geçtiğimiz günlerde Lapseki Şahinli`deki Tümat Madencilik `dünyanın en çevreci işletmesi biziz` diye kendisini tanıtmaya başladı. Tümat dahil bütün şirketler dünyanın en kirli ve en kanlı işini yapıyorlar. Bu gerçekler bilindiği halde kamuoyu aldatılmaya çalışılıyor" sözlerine yer verdi.
 
"Lapseki halkının geleceğine ipotek koymuştur"
Sümer sözlerini şöyle sürdürdü, "Tümat işletmesi başladığı günden beri halka doğruları söylemeyip, her geçen gün kapasite arttırarak 25 bin dekarlık ruhsat alanını Esan Eczacıbaşı şirketini de satın alarak 25 bin dekarlık ruhsat alanını 60 bin dekara çıkarmıştır. Üretim miktarını da koşullara göre arttıracağını beyan etmektedir. Geçmişte Şahinli köyünün kestanelik suyunu kirletmiş, suyun üzerine çökmüştür. Lapseki halkının kullandığı yeraltı sularını Lapseki Belediyesi`nden kiralayarak kullanmaya başlamıştır. Yani Lapseki halkının geleceğine ipotek koymuştur. Lapseki dumanlı dağdan imece usulüyle getirilip sokak çeşmelerinden akan doğal su, yoksul insanların içme suyu da Lapseki Belediyesi tarafından madene peşkeş çekilmiştir."
 
"Bayramdere barajı da tehdit altına girdi"
Tüm siyasi partilere çağrıda bulunan Sümer, "Daha da önemlisi şuanda Lapseki`ye, Çardak`a ve bazı köylere içme kullanma suyu sağlayan Bayramdere Barajı, su toplama havzası maden sahasına 600 metre mesafededir. Görüldüğü gibi şirket sadece Lapseki`nin yeraltı sularına el koymakla kalmamış halen kullanmakta olan Bayramdere barajı da tehdit altına girmiş, Lapseki`nin geleceği de kararmaya başlamıştır. Adı geçen şirket, bazı yerel yönetimlere sembolik katkılar yaparak ucuz siyaset yapmaktadır. Yine meslek odalarının seçimlerine müdahaleye kalkışmaktadır. Buradan tüm siyasi partilerimize de uyarıda bulunuyoruz. Çanakkale`nin geleceğini karartmak isteyenlere fırsat vermeyelim" sözlerine yer verdi.
(Damla Yeltekin)
Paylaş