Laf olsun, torba dolsun ...

Bazı kurumların çok konuşan, konuştuklarının da konunun özü ile ilgisi olmayan bir tarzı var.
Bu tarz gelişmenin önündeki ciddi engellerden biri.
ÇİMDER adı altında örgütlenmiş Çanakkaleli inşaatçı ve müteahhitlerin bir açıklaması sonrasında sizler ile bu gerçeği paylaşmak istedim.

692
Her şey “Deprem gerçeği ve Çanakkale” panelinde Rektör Laçiner’in sözleri ile paylaştı. Rektör, çok önemli bir gerçeğin daha çarpıcı olarak hafızalara kazınması için o çok tartışılan sözleri sarf ettiğini belirti.
Ben kendisinin bu sözlerini dikkat eksikliği ve yorgunluk halleri olarak değerlendirerek tatile çıkması önerisinde bulunmuş idim.
Bu tartışmanın bir başka yanı...
 
Gelelim asıl yönüne...
Rektör’ün tespitleri üzerine ÇİMDER adlı kuruluş bir açıklama yaptı.
Rektör, “kent değil tabut inşa ettik” gibi çok önemli bir tespitte bulunmuş iken bu üretim sürecinin asli unsurlarının “laf olsun, torba dolsun” misali sözleri sonrasında şimdi hayretler içersindeyim.
 
Ortada tartışılan gerçek ne, siz neler söylüyorsunuz?
Neden işin özüne ilişkin bilgilendirme yapma yerine genel lafların arkasında bilgi kirliliğine yol açıyorsunuz?
 
Rektör, kendisi açısından yanlış anlaşılma pahasına bazı riskleri alarak önemli bir tespitte bulunuyor.
Bu kentin inşaat kalitesi açısından durumunun vahametini açıkça söylüyor.
Bu tespitinin dayandığı verilerin neler olduğu konusu irdelenmesi gerekli temel bir alan iken inşaat sektörünün asli unsurlarının kaçış modundaki açıklamaları anlaşılır gibi değil.
ÇİMDER yönetimi açısından cevaplanacak konu çok açık.
Siz, ne kadar kaliteli binalar yaptınız?
Ne kadar güvenebiliyorsunuz yaptığınız binalara?
Çıkın kamuoyunun karşısında net bir şekilde bunu söyleyin.
“Halkı paniğe ve ümitsizliğe de sürüklemeden, sorunlara çözüm getirmeliyiz” diyerek aslında yarattığınız belirsizlik ile siz panik yaratıyorsunuz.
Sorun çok açık.
Yapılan binaların durumu nedir?
Size sorulan budur.
Yoksa iyi niyetinizden, bu konudaki olumlu yaklaşımınızdan kimsenin bir şüphesi olamaz.
Bu çok önemli gerçek karşısında konunun bilimsel bir şekilde masaya yatırılmasından başka alternatif yoktur.
Kim benim yoğurdum ekşidir der ki?
 
Bir yazımda dile getirmiştim.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen bir televizyon programında sorumluluk alanındaki bütün binaların deprem gerçekliğinin kendileri tarafından bilindiğini bildirmiş idi.
Yerel yönetim olarak bu çalışmayı yapmış olmanın haklı gururunu yaşıyor idi.
Şimdi bizim de acil görevimiz bu olmalıdır.
Bu işin finansman kaynağı bulunmalı, tüm yapı stoğu analiz edilmeli, durum ortaya çıkarılmalı buna göre yapılacaklar için yeni bir plan oluşturulmalıdır.
Bu proje acilen hayata geçirilerek, boş şeyler konuşmaktan kurtulmalıyız.
 
Hafızamı zorladım
Hafta sonu ÇAGİAD adlı kuruluş 15. Genel Kurulunu gerçekleştirdi.
18 yıllık bir sivil toplum örgütü olarak kentte yarattığı değerlerin izlerini bulmaya çalıştım.
Geriye dönük olarak çok fazla bir şey olmadığı için şimdi ileriye bakmak gerekecek.
Kentte değer yaratmayan böylesi organizasyonlar, bir sosyal kulüp olma konumuna bile ulaşamazlar.
Lafla pilav pişerse yağı benden olsun diyerek; yeni dönemde kendilerine başarılar dilerim.
Paylaş