Kürtaj yasaklanamaz...

Çanakkale’deki Kadınlar, toplanan bireysel ve kurumsal imzaları, bu yasaklama girişimini başlatan ve sürdüren Başbakan, Sağlık Bakanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’na ayrıca Cumhurbaşkanı’na posta yolu ile gönderdi.

349
 
Çanakkale Kadın Platformu kürtajın yasaklanmasına tepki için topladıkları imzaları postaneden Başbakan, Sağlık Bakanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’na ayrıca Cumhurbaşkanı’na gönderdi. Kürtajı yasaklamak veya daha da kısıtlamak için başlatılan sürecin derhal durdurulmasını talep ettiklerini bildiren Çanakkale Kadın platformu üyeleri yaptıkları açıklamada ; “Haziran ayı başından beri çok çeşitli kesimlerden bu yasaklama girişimine karşı açıklamalar geliyor, protesto eylemlerinin arkası kesilmiyor. Başbakan`ın kürtaj yaptıran kadınları "katil" addettiği, Sağlık Bakanı`nın "tecavüze uğrayan kadınlar doğursun" diyerek tecavüz suçunu meşrulaştırdığı ve "kadınlar kürtaj ile ilgili değil, tecavüzün cezasının artırılmasıyla ilgili eylem yapsın" diyerek yıllardır tecavüze karşı mücadele veren kadın örgütlerini yok saydığı ve gündemi değiştirmeye çalıştığı, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı`nın "kürtaj Uludere`den de beter bir iş" dediği son İki hafta İçinde en az 23 İlde eylemler gerçekleşti. Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Uluslararası Af Örgütü gibi onlarca uluslararası örgüt bu konuda hükümeti eleştiren açıklamalar yaptı.
 
Türkiye medyası, üzerindeki yoğun baskının da etkisiyle konuyu genellikle dini argümanlar üzerinden tartıştırma rüzgarına teslim olurken, eylemlerimizi ve söylemlerimizi yeterince duyuramadı” dedi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Başbakan`ın ve hükümetin kürtaj tartışmasında kadınların temel bedensel, cinsel ve doğurganlık haklarını yok saymasına ve süresi Dünya Sağlık Örgütü`nce belirlenen adil ve güvenli kürtaj hakkına yönelik dünyadaki eğilim kısıtları kaldırmak iken Türkiye`de yasaklama ve kısıtlayarak fiilen kullanılamaz hale getirme girişimlerine son verilinceye dek İstanbul`dan Diyarbakır`a, Trabzon`dan Adana`ya onlarca ilde yaptığımız eylemlere devam edeceğiz. Kürtajın yasaklanması veya kısıtlanarak fiilen kullanılamaz hale getirilmesi: kadınların sağlık ve yaşam haklarının ihlalidir! kadınların cinsel ve doğurganlık sağlıkları ve hakları ile ilgili karar verme haklarının ellerinden alınmasıdır! Kürtaj değil, kürtajın yasaklanması cinayettir. Böylesi bir karar milyonlarca kadının yaşam hakkının ve kadın, erkek ve çocukların insan onuruna yaraşır bir yaşam sürme haklarının açık bir ihlali anlamına gelir. Kadınların özgür tercihiyle yapılan güvenli kürtaj yaşam hakkıdır; kısıtlanamaz, yasaklanamaz.
 
Güvenli kürtaj hakkı, kadınların kendi bedenleri ve doğurganlıkları üzerinde karar verme hakkının vazgeçilmez bir parçasıdır! Kürtajı yasaklamak yerine; BM 1994 Kahire Deklarasyonu ve Eylem Planı çerçevesinde, kadınların cinsel ve doğurganlık sağlığı ve hakları garantiye alınmalıdır. Bu amaçla; Türkiye`de bir iç hukuk normu olan BM Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Tasfiyesi Sözleşmesi (CEDA W) 16/e bendinde belirtilen" kadının çocuk sayısına ve çocukların ne zaman dünyaya geleceklerine serbestçe ve sorumlulukla karar verme hakkı" ve bu konuda devlete düşen yükümlülükler yeni anayasa açıkça yazılmalıdır. Kız ve erkek çocuklara yönelik eğitim müfredatlarına, bilimsel veriler ışığında cinsellik eğitimi eklenmelidir. Genç ve yetişkin kadın ve erkek nüfusa toplumsal cinsiyet eşitliği, kadının cinsel özerkliği ve istenmeyen gebeliklerin önlenmesi konusunda eğitim verilmelidir. Kapatılmış olan Ana Çocuk Sağlığı-Aile Planlaması merkezleri ile Sağlık Bakanlığı`ndaki ilgili müdürlük derhal açılmalıdır. İstenmeyen gebeliklerin önlenmesi konusunda erkeklerin sorumluluklarını da içeren politikalar geliştirilmeli ve erkek sperm kanallarının geçici kapatılması olan vazektomi uygulamalarının da etkili gebelik önleyici yöntemlerden biri olarak kamuoyunca öğrenilmesi sağlanılmalıdır. Devlet gebeliklerin sonlandırılması konusunda yasaklayıcı bir rol oynamaktan kaçınmalıdır.
 
Tüm yukarıdakilere rağmen gerçekleşen istenmeyen gebeliklerde, karar hakkı kadınlara ait olmak üzere 12 haftaya kadar ücretsiz, güvenli kürtaj hizmeti devlet tarafından sağlanmalıdır. Kürtajı erkeğin iznine bağlayan tüm yasal mevzuat iptal edilmelidir.  Sağlıkta dönüşüm programı kapsamında öncelikler belirlenirken doğurganlık sağlığı hizmetleri bir bütün olarak tasarlanmalı ve tüm hizmetlere gereken önem verilmelidir. Ücretli doğum izinleri süresi artırılmalı, kadın ve erkeğe seçimlik olarak tanınacak ebeveyn izinleri çocuğun ebeveyn bakımına bakıma ihtiyaç duyduğu tüm süreyi kapsamalı, bu süreden sonrası için devlet ve işverenler tarafından kreş ve okul öncesi eğitim dahil nitelikli çocuk bakım hizmetleri sunulmalıdır.”
Paylaş