"Kurşunlu köyü Kaz Dağları'nın kilidi oldu"

748

 Bayramiç’in Kurşunlu Köyü’nde feldspat madenine karşı, 2013-2014 döneminde yaşanan direnişi kazanan köy sakinleri, Zafer Madenciliğin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunduğu yeni proje dosyası sonrasında yeniden mücadeleye hazırlanıyor. Kurşunlu sakinleri, 19 Haziran’da yapılacak ÇED toplantısında köylerinin üzerinde, meralarında kısacası yaşam alanlarında maden istemediklerini bir kez daha dile getirecek. Çanakkale OLAY Gazetesi’ni ziyaret eden Bülent Behçet Özüren ve Kağan Baraş, iki yıl sonra yeniden Kurşunlu Köyü halkı karşısına çıkan ÇED dosyasını değerlendirdi. Kurşunlu köyünün hazırlıklara şimdiden başladığını söyleyen Bülent Behçet Özüren, bu sefer köy halkının daha fazla dayanışma içerisinde olduğunu vurguladı. 2013-2014 yılları içerisinde “madene hayır” demek için 22 gün açlık grevi yapan ve ardından Kurşunlu Köyü mücadelesinin simgesi haline gelen Özüren, ayrıca o günleri ve yeniden yapılacak mücadeleyi gazetemize anlattı. 


“Açlık grevi yeniden yapar mısın diye soruyorlar”
19 Haziran günü Kurşunlu Köyü’nde yapılacak dayanışma buluşmasına birçok kişinin katılacağını belirten Özüren, gazeteciler ve köy halkının kendisine “Tekrar açlık grevi yapacak mısınız?” sorularını yönelttiğini söyledi.  Bu sorulara o zamanlarda köyde yaşanan dayanışma ruhu ile cevap verdiğini ifade eden Özüren; “Eve orada dayanışma vardı ve güzeldi. Hep sorarlar herkes güçlünün yanında mı olmak zorunda diye? İşte Kurşunlu Köyü’nde bu cevaplanmış oldu. Kimse güçlünün yanında olmadı. Bir davaya inanıyorsanız eğer, bunu kazanacağını göstermiş oldu Kurşunlu köyü. Benim açlık grevim kesinlikle bir ekip kararıydı o zaman. Sadece benlik değildi. Ben sadece vitrinin önünde olan kişiydim. Kurşunlu köyünde mücadele veren herkes doğal bir şekilde o zamanlar görevlerini paylaşmış gibiydi.  Dayanışma vardı. Çok fazla düşünülmeden herkes kendi üzerine düşen görevleri yapmıştı. Gönüllük vardı. Şimdi bana soranlar oluyor yine açlık grevi yapar mısın diye? Hayır yapmam çünkü o an yapılmış bir şeydi. Keçi çobanı bir kadın vardı, ben onu aynı gün yukarıdan dört defa odunları taşıdığını bilirim.  Herkes ordaydı, sadece ben değil. Gönüllük vardı. Kurşunlu köyü Kaz Dağları’nın kilidi oldu. Burada bir şeyleri başaramayacaklarını gördüler, bu onları korkuttu. Şimdi daha güçlü gelecekler, Kaz Dağları’nda olmuş bitmiş bir şey yok. Ve yine biz kazanacağız” dedi. 

“Halkta üniforma korkusu vardı”
Kurşunlu Köyü’ne ilk gittiği zaman yaşadığı bir anıyı hatırlatan Özüren, köy halkının zamanla yaşadığı korkulardan nasıl kurtulduğunu anlattı. Özüren, “Kurşunlu’ya ilk gittiğim zamanlar hava çok soğuktu. Herkes dışarıda duruyordu. Dedim ne oldu, ormanlar için sipariş yazılıyor dışarıda duruyoruz. Herkesi tek tek çağırıyorlar. Kim istiyorsa parasını yatırıyorlar. ‘Bu nedir?’ diye köy kahvesinin içerisine girdim. ‘Ne yazıyorsun?’ dedim, orada duranlara, ‘sipariş yazıyoruz’ dediler. ‘Dışarıda insanlar üşüyor’ diye tepki gösterdim.  Sadece üniforma işte. Halkı korkutan o üniforma korkusu vardı. Üniforması olan herkesten bir kere insanları korkutmuşlardı. Kurşunlu’nun özelliği o zaman buydu. ‘Git istediğin yerde yaz’ dedik adama. O adam sonradan rezil olup gitti. O köyün kazanmış olduğu ilk aşamaydı. Herkes gördü, orada bir mücadele verildi. En başından bu yana. Şu bir gerçek ki bugün sosyal adalete inanmış insanlar, ister sosyalist olsun ister komünist olsun, kendinden başkalarını düşünen insanlar olduğunu biliyorlar. Bizim o Kurşunlu direnişi içinde bir MHP’li yoktu, bir AKP’li yoktu. Keşke olsaydı, ama yoklardı. Sonra seçim zamanı köyün kahvesine geldikleri zaman, biz size imdat yardım edin deyince neredeydiniz dedik. Şimdi oy istemeye geliyorsunuz, ne kadar yüzsüzsünüz dedim. Bunlar orada hep köylüye bir ders oldu. Sonra ne oldu 85 oyun içerisinden ‘hayır’ çıktı. Yani halk öğrenmeye açıktı ve öğrendi. Kimin ne yaptığını ne yapmadığını gördü. Özellikle benim köyümde Yörükler,  çok iyi insanlar. Hareketin arkasında durdular, bu yüzden onlara güvenilebilir. Artık korkmuyorlar” diye konuştu. 
 
 
“Oraya fidan dikmeye hazırlanıyorduk”
ÇED raporu öncesinde maden çalışmaları yüzünden tahrip olan alana fidan dikmeye hazırlandıklarını söyleyen Özüren, “Şaşırmadık, ama üzüldük. O zamanlar biraz daha şanslıydık. Şuan muhalefet yok. Bir tane muhalif gazeteci kalmadı.  Şimdi yeniden Kurşunlu köyüne geliyorlar. Bütün muhalefet o zaman yanımızdaydı, tüm televizyon kanalları gelmişti. Herkes haberimizi yapıyordu. Niteliği vardı. Şimdi kim yayınlayabilecek? Ama biz yine büyük bir katılımla sesimizi duyuracağız. Kurşunlu gerçekten çok zorlu mücadelelerden geçti bu yüzden bence büyük bir saygıyı hakkediyor. Yani böyle olmamalıydı. Ama netice de oldu, biz yine orada olacağız. Köylüler bu sefer daha hazırlıklı bir biçimde orada olacak. Şimdi dayanışma ruhu her zamankinden fazla. O zamanlar bizden korkuyorlardı, şimdi köylülerden korkmaları gerekiyor. Çünkü kime nasıl karşılık vereceklerini artık biliyorlar. Ama yine de üzücü biz mücadeleden sonra oralara fidanlar dikecektik. Şimdi maden kabusu geri döndü. Vahşi kapitalizm denir ya. İşte bunlarda acıma falan yok. ÇED raporu deniyor, olumlu deniyor etrafta etkilenecek varlığa rastlanmadı deniyor. Biz orada yaşıyoruz, biz neyiz? Bizi nasıl görmezsiniz. Her yer toz duman. Etraf bembeyaz oluyordu. Sen bu insanların yaşadığı yerde nasıl böyle izin verebiliyorsun. Bu izni veren insana diyeceksin o evlerde sen oturur musun? Hayır diyecek tabi ki. Oturdukları yerden bir köyün kaderini değiştirecek bir katliama nasıl izin verebiliyorlar anlayamıyoruz” dedi. 
 

22 gün açlık grevi gerçekleştirmişti 
Bülent Behçet Özüren, Kurşunlu Köyü`nde feldspat madenine karşı çadırda başlattığı açlık grevi ile ilgi odağı olmuş ve köyünün sesini duyurmayı başarmıştı. 25 Ekim tarihinde başladığı açlık grevini tam 22 gün sürdüren Kurşunlu köyünden Özüren, maden çalışmaları nedeni ile ağaçların kesildiğini, heyelan bölgesi olan Kurşunlu Köyü`nün tehdit altında olduğunu, maden çalışmaları nedeni ile köy halkının sağlığının olumsuz etkileneceğini dile getirmiş ve bazı çevreler tarafından açlık grevi yaptığı için hedef olarak gösterilmeye çalışılmıştı. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise, hedef gösterilmeye çalışılan Özüren’e sahip çıkarak;  “Nereden geldiği, kim oldukları ve kimin adamı oldukları” gibi konularda yazılar yazıldığını ifade ederek, karalanmaya çalışıldığını söylemiş ve  “O artık bizim hemşehrimizdir” açıklamasında bulunmuştu. Grevin 12’nci gününde rahatsızlanan Özüren, Bayramiç`in Kurşunlu Köyü`nde feldspat madenine karşı başlattığı açlık grevini 22`nci gününde sonlandırmıştı.

Ağaçlar sökülecek, her yer toz duman olacak!
Kurşunlu Köyü için yeniden başlatılan ÇED dosyasında, Zafer Madencilik Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından IV. Grup Maden (Feldspat) Ocağı ve Kırma-Eleme Tesisine (7,74 hektar alan ve 200.000 ton/yıl üretim kapasitesi) II. poligonun ilave edilerek 7,20 hektar alan genişlemesi yapılması (toplam alan 14,94 hektar) ve üretim kapasitesinin 400.000 ton/yıla çıkarılması planlanıyor. ÇED başvuru dosyasında proje ile ilgili olarak; “IV. Grup Maden (Feldspat) Ocağı ve Kırma-Eleme Tesisi 7,74 hektar alana ve 200.000 ton/yıl üretim kapasitesine sahip olup, mevcut durumda üretim faaliyetlerine ara vermiştir. Proje alanının yer aldığı 764,37 hektar alan için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden alanın 105,74 hektar (1. Poligon 24,83 hektar ve 2. Poligon 80,91 hektar olacak şekilde) yüzölçümüne sahip kısmı için IV. Grup İşletme İzni alınmıştır” denildi. 
Proje dosyasında; “Üretim faaliyetleri malzemenin kepçe yardımıyla sökülerek kamyona yüklenmesi ile başlamaktadır. Ocağın faaliyeti sırasında patlatma yapılmayacak olup, gevşek yapıda olan malzeme sadece iş makineleri marifeti ile sökülecektir. Kamyonlarla bunkere beslenen malzeme, hemen sonra titreşimli besleyici marifeti ile eleme işleminden geçirilecek ve elek altı malzeme (nebati toprak) dolgu malzemesi olarak kullanılmak üzere ayrılacaktır. Elek üstü malzeme önce primer çeneli kırıcıya girecek ve ardından 10 mm’lik titreşimli elekte elenerek elek altı boyutlarına göre sınıflandırılmak üzere katlı eleğe gelirken, elek üstü malzeme darbeli kırıcıya verilecektir. Elek altı -10 mm boyutundaki malzeme boyut ayrımı için katlı eleğe verilecektir. Katlı elekte 0-10 mm boyutlara ayrılan malzeme stoklanacaktır. Malzemenin özelliğine ve talep durumunda stoklanan 10 mm boyutlarındaki ürün, 1 mm boyutlarında manyetik separatörden geçirilerek demirli malzeme ve demirli olmayan malzeme olarak cam, seramik ve boya sanayisinde kullanılmak üzere piyasaya arz edilebilecektir” ifadelerine yer verildi. 
(Şebnem Özer)
Paylaş