havadurum

Kumarlar köylüsü kendi merasında işgalci oldu...

3821

 Devlet Su İşleri (DSİ) ve Doğu Biga Madencilik tarafından Atikhisar’da yapılmak istenen altın madeni şantiyesine su sağlamak amacı ile Kumarlar Köyü’ne gölet yapılması planlanmıştı. Kumarlar köylüleri başta kadınlar olmak üzere yaklaşık 2 ay önce `Madene Verecek Suyumuz Yok` diyerek yürüdüler.  Madene karşı hareketin tüm bileşenlerini de bir araya getiren bu yürüyüşte kadınlar; "Bir zehir için buradan su pompalanmasına karşıyız, Kumarlar suyu ile Çanakkale zehirlenmesin", "Bizim köyümüzden madene verecek suyumuz yok, köyümüzde yapılan bir barajın suyunu dışarıdan gelen bir şirkete vermeyiz" diyerek eylem gerçekleştirmiş, eyleme çok sayıda çevre örgütü ve STK’da katılım göstermişti. Eylemin ardından, DSİ Bölge Müdürü, Orman Bölge Müdürü ve yetkililerin köye gelerek, göletin köyün içme ve sulama ihtiyacı için kullanılacağını belirterek, çalışmalar başlanacağı açıklamasında bulunmuşlardı. Aradan geçen 2 ayın sonunda köylüler, yüzlerce yıllardır sahibi oldukları mera alanlarını işgal ettikleri gerekçesi ile CİMER başvurusu üzerine işlem başlatıldığını öğrendiler. Kaymakamlığa ve Orman Bölge Müdürlüğü’ne giderek işgalci değil kendi meraları olduğunu belirten köylülere, CİMER üzerinden yapılan şikayet nedeniyle işlem yapılmak mecburiyetinde olunduğu açıklandı. 

 
“Köy halkı gölete karşı kararlı duruşunu gösterdi”
Konuyla ilgili yapılan açıklamada; “Kumarlar köyü ilk kez DSİ ve Doğu Biga Madencilik ortaklığında yapılan Altınzeybek-2 Göleti ile adını duyurdu. Kumarlar köyünün yıllardır var olan su sorununa çare olacağı vaadiyle, köyün 100 - 150 yıllık ağaçlarının olduğu, merası, mesire alanı, yaylası gölet inşaatı için yok edildi. Lakin sonrasında öğrenildi ki gölet Kirazlıdaki Alamos Gold`un madende ihtiyacı olan suyun kaynağı olarak devlet işbirliği ile yapılmıştı. Madenin ÇED raporunda dahi yer almayan bir barajdan madene su hattı çekilmeye çalışılıyordu. Tüm bu haksızlıklara karşı Kumarlar köyü kadınları yaklaşık 2 ay önce `Madene Verecek Suyumuz Yok` diyerek yürüdüler, madene karşı hareketin tüm bileşenlerini de bir araya getiren bu yürüyüşte kadınlar; "Bir zehir için buradan su pompalanmasına karşıyız, Kumarlar suyu ile Çanakkale zehirlenmesin", "Bizim köyümüzden madene verecek suyumuz yok, köyümüzde yapılan bir barajın suyunu dışarıdan gelen bir şirkete vermeyiz" diyerek kararlı duruşlarını gösterdiler” denildi.
 
“Muhtar köylüyü kışkırttı”
 Büyük ses getiren yürüyüşten bir hafta sonra, Kaymakam, DSİ bölge müdürü, Orman Bölge Müdürü ve yetkililer köye geldiler ve DSİ tarımsal amaçlı sulamayı üstleneceğini, Orman Bölge gölete giden mera yolunu yapacağını, Kaymakamlık hayvan yetiştirme kursu açacağını, İl Tarım yemlik tohum vereceği gibi vaatlerde bulunarak köylüye bir nevi sus payı tekliflerini sunmuş oldular. Bu görüşmenin de üzerinden 2 ay geçmiş olmasına rağmen yetkililerin herhangi bir girişimde bulunmadığı gibi, geçtiğimiz hafta CİMER üzerinden yapılan bir şikayet gerekçe gösterilerek, göletin hemen yukarısında yer alan ve köylünün yüzyıllardır mera alanı olarak kullandıkları, çoğunun Osmanlı tapularının olduğu sayalarda işgalci diye gösterilip orman bölge şefliği tarafından bu alanları boşaltmaları istenmiş. Ki bu alanda ağılı olanlardan birkaç aile, oluklarını, tel ve kazıkların sökmüş bunun üzerine. Köyde daha önceki yürüyüşlerde hiç sesi çıkmayan muhtar, birden konuşmaya başlamış, akıllara zarar şekilde ‘CİMER üzerinden şikayeti çevrecilerin yaptığını, çevrecileri köye getirdiniz şimdi meralarımızı da elimizden alacaklar…’ diye köylüyü çevrecilere ve köyün su hakkını arayan kesimine karşı kışkırtmış. Mera alanında arazisi bulunan aileler önce Kaymakamlığa, ardından Orman Bölge Müdürlüğüne gidip haklarını aramışlar ve aslında köyün kadim mera alanı sayılan bu alanlarda işgalci sayılamayacaklarına hak verilmiş, lakin CİMER üzerinden yapılan şikayet nedeniyle işlem yapmak mecburiyetinde olduklarını dile getirmişlerdir” denildi.
 
“Köylüyü çevrecilerle su hakkını aradığı için cezalandırmak isteyenler kimlerdir?”
Konuyla ilgili yetkililere; “Kendi köylüsünü şikayet eden, köylüyü çevrecilerle su hakkını aradığı için cezalandırmak isteyenler kimlerdir ve kimlerden destek alıyorlardır? Köylü kadınların yürüyüşü sonrası köye kadar gelip çeşitli vaatlerde bulunan yetkililer, bu vaatlerini yerine getirmedikleri gibi bir de üstüne yüzyıllardır köylünün Mera alanı olarak kullandığı alanları da ellerinden almak mı istemektedirler? CİMER üzerinden şikayetin çevreciler tarafından yapıldığı yalanını ortaya atan ve köyde çevreci istemeyen, çevrecileri dövmekle tehdit eden muhtar tüm bunları hangi amaçla yapmaktadır? Geçtiğimiz hafta içerisinde Kirazlı Balabandaki çadırlı nöbette bulunanlara da orman işgaliyesi üzerinden kesilen cezaların şimdiye kadar kesilmeyip şimdi kesilmesi ile Kumarlar köyündeki Mera alanların işgaliye sayılıp dava açılacağı, istimlak edileceğinin söylenmesinin aynı hafta içerisinde gelişmesi bir rastlantı mıdır?” soruları yöneltildi. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş