Kültür ve sanatın kalbi Çanakkale’de atacak...

Birinci Dünya Savaşı`nın yüzüncü yılına denk gelmesi nedeni ile, kavramsal kurgusunu savaşın yıkıcılığı ve barışın kaçınılmazlığı üzerine kuran, ünlü düşünür Platon`un “Savaşın sonunu yalnız ölüler görür” sözünü şiar edinen 4`üncü Uluslararası Çanakkale Bienali, 27 Eylül-2 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek.

754
 
 
 
Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilecek olan Uluslararası Çanakkale Bienali için son hazırlıklar da sürüyor. Doğtaş`ın da destek verdiği, kendisine ait bir alışveriş merkezi olarak hizmet veren İl Emniyet Müdürlüğü karşısındaki Hasan Mevsuf Sokak üzerindeki binanın üst katlarını Bienal sürecinde kullanılmasını sağladığı Çanakkale Bienali`nde hazırlık süreci son aşamaya geldi. Hazırlıklar ve bienale dair bilgiler veren Uluslararası Çanakkale Bienali Genel Direktörü Seyhan Boztepe, bienalin dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini, kent halkı ile buluşturacağını ifade etti. Doğtaş tarafından kullandırılan alanın, bienalin ana mekanı olacağını ifade eden Boztepe, “Burası, Doğtaş`ın bize bienal süresince kullanmamız için verdiği ve yıllardır da farklı amaçlarla kullanılmış bir yer. Çok büyük bir alan ve böyle bir iş için kullanmak adına çok ideal bir mekan. Birinci kattan sonra çatı katına kadar üç büyük kat bienalde için kullanılacak. Burası bizim 4`üncü Uluslararası Çanakkale Bienal`i için kullanacağımız ana mekanımız. Buranın dışında Korfmann Kütüphanesi, Mahal Sanat, Eski Ermeni Kilisesi, Devlet Güzel Sanatlar Galerisi ve Erkan Yavuz Deneysel Sanat Atölyesi mekanlarımız olacaklar. Bu mekanlarda da farklı çalışmalar yaptık. Özellikle Korfmann Kütüphanesi ve Erkan Yavuz Deneysel Sanat Atölyesi`nde sanatçıların işlerine göre ya da gösterilecek filmlere özel kurgular yaptık. Burada birçok işi tamamladık, açılıştan daha önce burayı hazırlamış olacağız. Bienale katılacak sanatçıların yaklaşık yüzde 80`inin çalışması burada olacak. Fotoğraf, video, resim gibi çalışmalar burada sergilenecek” dedi.
 
 
“Yoğun bir misafir ilgisi bekliyoruz”
“Tamamen Birinci Dünya Savaşı`na odaklanmış ya da onun merkeze alındığı bir fikir üretim süreci ile ortaya çıkmış işler var” diyen Boztepe, “Dünyanın en önemli sanatçıları geliyor bu yıl. Onları burada ağırlamaktan ve Çanakkaleli sanatseverlerle onların işlerini paylaşmaktan dolayı çok heyecanlıyız. Tabi ki önemli sanatçıların buraya geliyor olması nedeni ile dünya basını, özellikle kültür ve sanat alanında çalışmalar yapan medya mensupları da Çanakkale`ye büyük ilgi göstereceklerdir. Sanatçıların dışında, onlarla birlikte onların ürettikleri işleri takip etmek, izlemek için yurtdışından Çanakkale`ye yoğun misafir ilgisi bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
 
“Çanakkale`de hazırlık süreci stresli geçmedi”
Bienalin hazırlık sürecini değerlendiren Uluslararası Çanakkale Bienali Genel Sanat Yönetmeni Beral Madra ise, kentin bu tür sanatsal etkinliklerdeki tecrübesinin, hazırlık sürecindeki beklenen sıkıntıları engellediğini söyledi. Madra, “Bu tür büyük sergilerin son haftası inanılmaz yoğun ve gergin geçer. Çünkü iş birikimleri olur, sanatçıların istekleri farklılaşabilir, bulunduğunuz mekanda bir takım sorunlar çıkar. Bu tür durumlarda bienal ekibinin son derece disiplinli çalışması gerekiyor. Ancak, Çanakkale`de bu açıdan daha öncesi ile ilgili var olan deneyim ve birikim ile insanların bilgili ve bilinçli olması nedeni gibi nedenler, beklediğimiz kadar büyük bir gerginliğe olanak vermedi. İşlerimize devam ediyoruz ve planladığımız gibi yürüyor” dedi.
 
“Mekan ve sanatçı belleği önemli”
“Bizler, her zaman için bir belleği ile çalışıyoruz” diyen Madra, açıklamalarında “Yani bu sergileri yaparken bellek son derece önemli bir öğe bizim için. Birincisi biz sanatçıların ne yaptıklarına bakıyoruz. Orada bir bellek var. Küratörler olarak biz, söz konusu sanatçıların, bugüne kadar ne ürettiklerine, ne için ürettiklerine ve hangi mesajları verdiklerine bakıyoruz, bunların belleğini taşıyoruz. Bunun dışında içine girdiğimiz kentler veya mekanlara bakıyoruz, oranın belleği nedir, geçmişle ilgili birikimi nedir. Dolayısıyla bu ikisini birleştirmeye çalışıyoruz, bulunduğumuz mekanlarla sanatçıların üretimleri arasında bir ilişki kurmaya çalışıyoruz. O şekilde, geniş kitleye, bu iki olgunun içerdiği mesajları veriyoruz. 1914 dünya tarihinde son derece önemli bir dönüm noktasıdır. Bir kere `total savaş` denilen, büyük kitlelerin de savaşın içine girdiği, yıkıma uğradığı bir savaş yaşanıyor. Avrupa`nın tüm haritası değişiyor, imparatorluklar yıkılıyor, ulus devletler kuruluyor, büyük ideolojik değişimler yaşanıyor. Baktığımız zaman, bu olayların üzerinden yüzyıl geçmiş ve 2014`teyiz. Bir bakıyoruz, 1914`te olan biten, sanki bugün yine devam ediyor gibi bir durum var. Yani insanlık bu durumdan ders almış mı? Bu büyük bir soru. Bunun cevabı ise ne yazık ki olumlu değil, insanlık gerektiği kadar ders almadı ve savaşlar devam ediyor. Dolayısıyla biz bunu değerlendirdik. Yani bu yüzyılda dünyada ne oldu, bütün bu savaşlardan, gerginliklerden, siyasal ideolojilerden, çatışmalardan sonra nereye vardık bunu değerlendirdik. Bunlara karşı kültür ve sanatın da büyük bir patlama ve gelişme ile devam ettiğini görebiliyoruz. Sergi sürecinde, bu karşıtlığı da ortaya koyacağımızı düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Paylaş