havadurum

Küçük’e büyük baskı “Gel aday ol!”

CHP`nin Çanakkale eski Milletvekillerinden Ahmet Küçük, 2015 yılında yapılacak yerel seçimler öncesi, aday adayı olarak önseçime girmeye hazırlanıyor. Geçtiğimiz günlerde gazetemizi ziyaret eden Ahmet Küçük, CHP`de gelişen sürece ve Çanakkale`ye dair görüşlerini paylaştı. AKFA ile ilgili önemli mesajlar veren ve Çanakkale`nin Türkiye`nin ender güzelliklerine sahip illerinden biri olduğunu söyleyen Küçük, burada toprağın ve havanın savunulması gerektiğinin altını çizdi. Milletvekilliği adaylığı konusundaki soru üzerine ise Küçük, “Partililer bana, ağır bir şekilde, yani şımartılabileceğim ölçüde tekrar aday olarak siyasete dönmem konusunda baskı yaptı. Ben bunu daha iyi anlamak için de iki aydır geziyorum” şeklinde konuştu.

1084
Türkiye Büyük Millet Meclisi 20, 22 ve 23`üncü Dönem Çanakkale Milletvekilliği yapan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı Kâtip Üyesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı İdare Amiri görevlerinde bulunan Ahmet Küçük, yaklaşan 2015 seçimleri öncesi kolları sıvadı. CHP`nin önemli isimlerinden biri olan Küçük, geçtiğimiz günlerde gazetemiz Çanakkale OLAY`ı ziyaret ederek güncel gelişmeleri değerlendirdi. Sorularımıza ayrıntılı bir şekilde yanıtlar veren Küçük, CHP`de gelişen kongre sürecini değerlendirdi. AKP iktidarını eleştiren ve CHP`nin iktidara hazır bir parti olduğunu söyleyen Küçük, ön seçimin önemine de değindi. Geçen dönem Çanakkale`de ön seçim yapıldığını ve CHP oylarının ciddi bir artış gösterdiğini ifade ederek, “Önseçim ile Çanakkale`de tartışmasız birinci parti olacağız. Onda hiçbir tereddüt yaşamıyoruz. Bu başarıyı Türkiye geneline de yayıp, iktidarı alacağız. Çanakkale`de adaylar önseçim ile belirlenecek” dedi.
 
İşte CHP`nin önemli isimlerinden, eski milletvekillerinden Ahmet Küçük`ün, Çanakkale OLAY`a yaptığı o açıklamalar;
OLAY: CHP, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından sandığı olağanüstü kurultaya getirerek, genel başkanlık seçimini gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu önderliğindeki yeni parti meclisi ve MYK oluştu. Siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu seçimin ardından tüm dikkatlerin çevrildiği 2015 seçimleri için önseçim yapılacak bu konuyla ilgili de görüşlerinizi alabilir miyiz?
Ahmet Küçük: Bence CHP`de anlayış olarak mevcut durum devam etti. Genel başkanımız kadroların bir kısmını değiştirirken, partimizin mevcut durumda izlediği genel siyasette değişiklik yapmadan, konjektürel şartlar içindeki değişiklikleri yaparak kongre sürecini aştık. Genel seçime doğru hızla yol alıyoruz. CHP Türkiye`nin ana muhalefet partisi, iktidara her zaman aday partidir. CHP, ülkeyi yönetmeye aday bir parti olarak, ülke yönetimini kazanmakla ilgili projelerini ortaya koyma sürecindedir. Bu süreç, artık kuluçka dönemidir. Seçim önce CHP, yeni dönemdeki iddialarını ortaya koymak için projelerini ürettiği ve zaman zaman bu projelerin uç verdiği bir dönemi yaşıyoruz. Bu sürecin iki önemli ayağı var. parti içinde bu iş `Aday kim olacak?` meselesi gibi algılandı. Oysa esas olan CHP hangi projelerle halkın karşısına çıkacak. Yani AKP`yi hangi projelerle tehdit edecek, hangi projelerle iktidara talip olacak tartışmasıdır. Kamuoyunun daha çok ilgisini çeken tarafı, `kim aday olacak?` ve `Adaylar hangi yöntemle belirlenecek?` tartışmasıdır. Tabi görünen o ki CHP, iki yıl önce yaptığı tüzük değişikliği ile önseçimi mecburi hale getirdi. Bu ülkenin yüzde 85`inde adaylarını önseçim ile belirleme durumunu ortaya koydu. Geçen dönem keyfi idi, mecbur değildi. Ama şimdi neredeyse mecbur. Çanakkale`de önseçim konusunu geçen sefer rica ettik, talep ettik oldu. Bundan da parti yararlandı. Biz Çanakkale`de tarihimizin en yüksek oyuna ulaştık. AKP`yi ciddi bir şekilde zorladık. Ben inanıyorum ki, onun etkisiyle, önseçim ile Çanakkale`de tartışmasız birinci parti olacağız. Onda hiçbir tereddüt yaşamıyoruz. Bu başarıyı Türkiye geneline de yayıp, iktidarı alacağız. Çanakkale`de adaylar önseçim ile belirlenecek. Tabi bu Türkiye`de veya Çanakkale`de özellikle parti içinde adayın kimliğinden çok, partinin iktidarı önemlidir. Yani, memurlar için, işçiler için, köylüler için, `iktidar olacak mı?` `İktidar olunca neler yapacak?` gibi soruların cevabı bekleniyor, ama haber değeri olarak da adayın kimliği ve belirleme yöntemi ön plana çıkıyor.
 
OLAY: Siz, 2015 seçimleri öncesi aday adayı mısınız?
Ahmet Küçük: Ben bir süredir, aday olup olmama konusunda gerçekten karar verme aşamasındaydım. Yani geçen sefer ben 5`inci adaylığımı koymuştum. Yaşım da halen genç. Yani şuan milletvekili olan arkadaşlarımızdan daha gencim. Tabi siyasete genç girince, bazen süreç sizi farklı değerlendiriyor. Geçen sefer söylenen şuydu, `Ahmet Küçük iyi hoş, güzel bir milletvekilliği yaptı, sorunlarımızla ilgilendi ama yeter artık, bir değişiklik olsun` anlayışıydı. Bu değişiklik talebi gerçekleşti, biz de hakkımız verdik, şimdi bana tekrar dön talebi var. Bana ulaşan, yüz yüze geldiğim partililerden, telefonla arayıp `dön` diyen partililer olmaya başladı. Ben de bunun doğru bir talep olup olmadığını anlamak için ciddi bir arayış içine girdim. Yani örgütlerde arıyorum, üyelerde arıyorum, partide arıyorum. Bunu ciddiye alınabilir ve bir görev gibi değerlendirerek aday adayı olmaya karar verdim. Tabi bu açıklamamı resmi olarak daha sonra yapmayı düşünüyorum. Bu süreçte de örgütleri ziyaret etmeye devam ediyorum.
 
OLAY: Sizce CHP iktidara ne kadar hazır bir parti? Sizce CHP iktidara gelir mi, gelirse ne olur?
Ahmet Küçük: Aslında CHP`nin iktidara gelmesi için şartlar dün de müsaitti, bugün de müsait. Ama tabi sonuçta bir muhalefet partisinin Türkiye gibi kolay kolay partilerinden vazgeçmediği bir ülkede zor bir iştir. Ama gerçekten özellikle Tayyip Bey`in Cumhurbaşkanı olması ve Başbakanın onun yerini dolduramıyor gözükmesi ve son zamanlarda bölgemizde oluşan siyasi gelişmelerin Türkiye üzerindeki yükünün çok ağır bir şekilde hissediliyor olması, dış politikada canımızı acıdan gelişmelerin olması ve bizim o olumsuz gelişmelerden etkileniyor olmamız ve daha birçok nedenle AKP`nin işinin zor olduğu kanaatindeyim ve işin kötüsü, bu işleri başımıza aşan en büyük sebep Dışişleri Bakanlığı`ndan Başbakanlığa çıktı. Sıfır sorun diye başlayan Davutoğlu bir de Başbakan yapılarak, bu sorunların sebebi olan insan, bu sorunların tam da başına getirildi. Ben de bu süreçte mevcut durumu insanlara anlatırız diye düşünüyorum. CHP iktidara gelir. CHP iktidara gelince Türkiye her açıdan rahatlar. Kendi değerleri ile, kuruluş referansları ile, kurullarıyla kurumları ile kavga eden ülke olmaktan çıkar. Özgürleşir ve tam bir demokrasi ortamı ortaya çıkar.
 
OLAY: Bana parti içinden ciddi bir talep ve baskı var diyorsunuz, mevcut iki milletvekilinin performansları mı yetersiz? Bu nedenle mi size yönelik bir talep var?
Ahmet Küçük: Öncelikle tabi ki ikisi de benim arkadaşım. Serdar Soydan da benim siyaseten bu noktalara gelmesinde katkıda bulunduğum bir arkadaşım. Ali Sarıbaş ile asker arkadaşlığına dayanan bir geçmişimiz var, ben milletvekili olduğum dönemde o da belediye başkanlığı yaptı. İkisine de ben başarılar diledim, Ankara`da onlara katkı verme, destek verme konusunda hazır olduğumu ifade ettim. Gerçi ikisi de hiçbir yardım istemediler bugüne kadar. Ama bir performans ortaya koydular. Gördüğüm eksikliklerini kendilerine iletmeyi. Çünkü söyledim bunu, gittim, onları ziyaret ettim, hatta bunu eski milletvekillerimizden Altan Tuna ile birlikte yaptım. Şimdi kötü veya iyi olarak değerlendirmek benim haddim değil. Ben o zaman söyledim. `Bu üye sizi baş yaptı. Siz de taş olup baş yarın` dedim. `Doğur yapın, iyi yapın, aratmayın. Kurulan çıtanın üstüne çıkın` dedim. Çünkü Çanakkale siyaseti Ankara`da da düşük değil. Sonuçta bu arkadaşlarımız, benim ve İsmail Özay`ın koyduğu çıtanın üzerine çıkmak zorundalar. Bu arkadaşlarımız da mutlaka bir şeyler yaptılar. Yaptıkları konusundaki değerlendirme üyelerindir. Partililer bana, ağır bir şekilde, yani şımartılabileceğim ölçüde tekrar aday olarak siyasete dönmem konusunda baskı yaptı. Ben bunu daha iyi anlamak için de iki aydır geziyorum. Gerçekten de bunu bir görev olarak algıladım. Ben kendime göre bir siyaset çıtası kurdum. Çanakkale`de bu ne kadar anlaşılmıştır bilemem. Ama, CHP`nin Ankara siyasetinde hiç sıradan adam olmadım. Bunu büyük bir gururla söylüyorum. Ben ilk Milletvekili olduğum dönemde Grup Yönetim Kurulu üyesi ve Merkez Yönetim Kurulu üyesi, yani şimdiki pozisyonu ile Genel Başkan Yardımcısı oldum. Ondan sonra da 9 yıl divan üyesi oldum, idare amiri oldum. Arkadaşlarımızın oyları ile oldum, seçime girdim, yarıştım arkadaşlarımla. Dolayısıyla da bir çıtamız vardı. Artık ciddi ciddi de bırakmayı düşündüm siyaseti. Ama gerçekten bu dönem aday olmamın bir ihtiyaç ve görev olduğunu biliyorum. Ben, bu defa geçmişte yaptığım hataları tekrarlamadan, özgür birey ve bireylerin özgürce düşüncelerini ifade edebileceği grupların değil, grupları birleştiren bir aday olma düşüncesi ile son defa Çanakkale`den CHP`nin adayı olacağım. Çanakkale siyasetinde seçilen olarak değil, Çanakkale siyasetinin emrinde, içinde olacağım.
 
OLAY: Çanakkale hem Kazdağları`nda metalik madencilik hem de Biga ve Karabiga yöresindeki termik santral faaliyetleri ile büyük bir mücadele veriyor. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ahmet Küçük: Çanakkale`de bu gelişmeler maalesef çok büyük bir endişe yaratıyor. Çanakkale, Türkiye`nin en güzel kenti. Bunu da laf olsun diye söylemiyorum. Coğrafyası, dağları, ovaları, denizleri, yaşanabilirliği, sakinliği ile, her şeyi ile şartların oluştuğu bir şehir. İnsanın en çok ihtiyacı olan şeyi havadır. Havamızı bozmamamız lazım. Suyumuzu kirletmememiz lazım. Son olarak da ekmeğimizi kazanabilmemiz lazım. Bütün mesele bu dengeyi kurmakta. Biz ekmeğimizi kazanabileceğimiz işlerin sahibi olurken, soluyabileceğimiz havadan, içebileceğimiz bir sudan ve yiyeceklerimizi yetiştireceğimiz topraktan olmamamız lazım. Ne yapmak lazım? Sürdürülebilir kalkınmanın imkanlarını gerçekleştirmeliyiz. Maalesef özellikle, ete kemiğe bürünen rezalet, Biga tarafında müthiş bir baskı ile karşı karşıyayız. 10 bin megavatın üzerinde bir termik santral patlaması oluşuyor. Biga bir termik terminale döndü. Bütün Çanakkale coğrafyasından, Türkiye coğrafyasını etkileyecek bir güç bu. Termik santral zararsızmış. Hadi oradan be! Gidin başka yeri kurun. Yeter. Türkiye`nin 26-27 bin megavat termik santralinin 10 bin megavatını bize taşıtmaya utanmıyor musunuz? Böyle bir şey olabilir mi? Biz artık coğrafyamızın yetiştirdiklerinden yararlanacak, sağlıklı nesillerin yaşayabileceği ama iş de bulabileceğimiz bir Çanakkale istiyoruz. Emek yoğun sanayiler kurun. Emisyon hacmimizi, termik santrallerle tüketmek istemiyoruz. Öncelikle Çanakkale`de bunun mücadelesini veren çevrecilere selam olsun. Onlar gerçekten, belki de bizden daha az Çanakkale`nin olanaklarından yararlanıyorlar, ama bizim kadar hava kullanıyorlar ve hepimizin adına mücadele ediyorlar. Sağ olsunlar. Onlar, bu çağın `Kuvva-i Milliyetçileri`dir. Bu bölgenin çevreyi kirleten sanayicilerden ve madencilerden korunması gerekiyor. Çanakkalelilerin de biraz daha cesur olmalılar. Bu işi sadece çevrecilere bırakmamalılar. Bizim siyasiler olarak bu işin önderliğini yapmamız doğru değil. Bizim onların mücadele edeceği alan yaratmamız lazım. Coğrafya hepimizin.
 
OLAY: Çanakkale son günlerde AKFA dosyası ile oldukça meşgul. Siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle bir milletvekilinin isminin geçtiği dosya ile ilgili siz de 3 dönem milletvekilliği yaptınız, değerlendirmeleriniz nelerdir?
Ahmet Küçük: Daha önceki yapılanlar da dahil. Onları yapanları da kınıyorum, bunu yapanları da. Çanakkale`nin coğrafyasında, Kazdağları`na da deniz kıyısına da sahip çıkıyorum. Başka yerlerde olurken, bu kadar gürültü çıkarmayanların da şimdi gürültü çıkarmasını doğru bulmuyorum. Çanakkale`de, yaşanabilir Çanakkale`yi yok edecek her şeye karşıyım. Tabi ki bir arkadaşımız bu işin tarafı gibi olmuştur. Ben milletvekili arkadaşımı eleştirmiyorum. Ama şunu söylüyorum; Ben bu güne kadar bir siyaset anlayışı ortaya koydum. Beğenirler, beğenmezler, seçerler, seçmezler bir tarzım var. Bence milletvekili kimsenin adamı olmaz. Hiçbir kurumun adamı olmaz, koltuğunun altına girmez. Milletvekili özgür olur, kimlikli olur. Milletvekilliği yapacak insan parayla ilişkilerini bitirir. Ekmek davası milletvekili maaşı olur. Bu maaş yetmiyorsa yapmayacaksın. Ben milletvekili olduktan bir iki yıl içinde işlerimin tamamını tasfiye ettim ve işlerle fiilen de ilgilenmedim. İş adamı olmadım, TSO ve vergi dairesini kaydımı yaptırmadım. Bu laflarım kimseye değil. Bu laflar kime ne kadar lazımsa o kadar alsın. Milletvekilliği bir üst makamdır. Ben milletvekili değilken de burada elimi cebime koyup gezdim, milletvekilliğinden sonra da gezdik. Bir anlayış, bir tarz ortaya koymaya çalıştım. Milletvekilliğini sokağa indirdim. Hava yapmadım, şaibe, dedikodu çıkarmadım. Kimseye söylemiyorum, kendimi anlatıyorum.
 
OLAY: Son olarak Çanakkalelilere ve partililere mesajınız nedir?
Ahmet Küçük: Bir defa ben bu görevi son defa yapmak için ortaya çıkıyorum. Çanakkale`yi coğrafyası ile insanları ile güzellikleri ile, olanları ile, olmayanları ile eksikleri ile fazlasıyla çok seviyorum. Türkiye Cumhuriyeti`nin değerlerine, kurucularına, minnetle bağlıyım. O değerlerin yaşaması, yaşatılması ve geliştirilmesi, Türkiye`de cumhuriyetin ve onun ürünü olan demokrasinin daha da gelişmesi, kitleselleşmesi, içselleştirilmesi için çalışmaya devam edeceğim. Bunu böyle gören, böyle anlayan, özgür iradesini sandığa yansıtacak olan herkesin desteğini bekliyorum. Olursa da sağ olsunlar, olmazsa da sağ olsunlar, verirlerse de sağ olsunlar, vermezlerse de sağ olsunlar. Ben bu sefer aday haline gelirsem de son defa aday oluyorum, olmazsa da son defa. Birinci de olsam son defa, sonuncu da olsam son defa. Çanakkale`de gençlerin, kadınları, var olmak isteyenler, kendini ifade etmek isteyenlerin önüne açmak için kendimi ortaya koyuyorum. Ben yaş olarak iki milletvekilinden de küçüğüm. Geçen seçimde de 15 aday adayı vardı, 9`undan gençtim. Bu konuda deneyimli olduğumu düşünüyorum, şanslı olduğumu düşünüyorum. Bana görev tevdi edileceğini görüyorum, hazırm. Enerjim, birikimim ve bilgim buna müsaittir. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun.
 
 
Paylaş