Coronavirüs salgını artarken, salgınla mücadele de devam ediyor. Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Eftal Yıldırım Tabip Odası tarafından hazırlanan “Çanakkale İli Pandemi Planı”nı açıkladı. Sorunları maddeler halinde sıralayan Yıldırım, Tabip Odası tarafından belirtilen çözüm önerilerini sundu. Yıldırım açıklamasında; “Gittikçe artan sayıda vatandaşımızın sağlık kuruluşlarına başvurması ve bunların “olası”, “şüpheli” ya da “klinik” olgu olarak izlenmesi, salgının ciddi bir tehlike yarattığı izlenimini vermektedir. COVID-19 salgınını kontrol altına alabilmek ve toplumumuzun en az zararla bu süreci atlatabilmesi için hekimler ve tüm sağlık çalışanları, büyük bir mücadele sergilemektedir. Sağlık çalışanları bu mücadeleyi, kendi sağlıklarının ve yaşamlarının da büyük tehlike altında olduğunu bilerek gerçekleştirmektedirler. Bu sürece sağlıklı ve akılcı bir olumlu müdahalede bulunabilme amacıyla aşağıda belirtilen sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizle birlikte “Çanakkale İli Pandemi Planı”nı kamuoyuna sunmayı, Meslek Odası üyeliğimize ait bir görev olarak kabul ediyoruz” dedi.
“Öncelikli sorunlarımızı sıralıyoruz”
Öncelikle sorunları maddeler halinde sıralayan Yıldırım; “1-Sağlık kuruluşlarından edindiğimiz bilgilere göre hekimlere ve sağlık çalışanlarına muayene ve takip ettikleri hastalar hakkında yeterli bilgi ya hiç verilmemekte ya da çok geç verilmektedir. Bu hastaların test sonuçlarını öğrenmek ve bilgilendirme yapılması, sadece ilgili hekim veya sağlık çalışanı için değil beraber çalıştığı diğer sağlık çalışanları ile tedavi ettiği hastaların sağlığının korunması açısından da hayati derecede önemlidir. Bu bilgilerin saklanması ya da geciktirilmesi, hem kaygıyı artırarak görev yapma motivasyonunu düşürmekte hem de sağlık çalışanlarının, COVID-19’dan korunmak üzere alacakları tedbirleri geciktirmekte ve aksatmaktadır. Bu durum önlenmediği takdirde, yaşanmakta olan sorunlar kısa bir süre sonra sağlık hizmeti sunumunu aksatan bir boyut kazanacaktır. 2-Aile Sağlığı Merkezleri’nde hasta sayıları oldukça azalmakla birlikte poliklinik çalışmaları devam etmektedir. Yeterli koruyucu donanım temininde zorluk devam etmekte, hekim ve diğer sağlık çalışanlarımızın riski artarak devam etmektedir. 3-ASM’lere “65 yaş üstü evde kontrol” görevi de eklenmiştir. Binlerce 65 yaş üstü vatandaşımızın telefon ile kontrolü gibi normalde belli bir merkezden başka bir işgücüyle halledilebilecek bir izlem için hekimleri kullanmak, salgının artacağı günlerde sağlık personelinin diri kalmasını etkiler ve bir süre sonra ikinci plana ötelenecek bir iş haline gelir. 4- Ücretli olarak işyerlerinde çalışanlardan yaşlı ve kronik hastalığı olanlar; rapor almaları gerektiği, aksi takdirde ücretsiz izinli sayılacağı baskısı ile ASM’lere yönlendirilmektedir. Hekimler kendileri dışında çözülmesi gereken bu problemin bir parçası haline getirilmişlerdir. 5- Yoğun iş yükü altında çalışan hekimlerin birçoğu tedirginlikle evine gitmekte, ailesine hastalığı bulaştırma kaygısı yaşamaktadır. Ayrıca evde küçük çocuğu olan kadın hekimlerin iş yükleri arttığından dolayı tükenmişlik duygusu ve demoralizasyon, hızla artmaktadır. 6- Birinci Basamakta çalışan sağlık çalışanlarına tam olarak, nasıl bir mücadele yöntemi benimsendiği ve alınacak önlemler konusunda yeterli bilgi verilmemekte ve çözüm sürecine katılımları sağlanmamaktadır. 7- ASM’lerde bölge tabanlı kayıt uygulanmadığından dolayı temaslıların her biri kendi kayıtlı olduğu Aile Hekimi’ne yönlendirildiğinden, “temaslı izlemi” ve “karantina”ya uyumun kontrolünde güçlük çekilmektedir. Birinci basamak çalışanları, yeterli koruyucu donanım sağlanmadan sahada filyasyon çalışmaları yürütmek zorunda kalmaktadırlar. 8- Eczanelerden alınabilecek raporlu ilaçların 1 aylık tedaviyle sınırlanması, sık başvuruyu ve yoğunluğu artırmaktadır. 9- Birinci Basamakta ve hastanelerde kişisel koruyucu donanım konusu çözülememiş olup, özellikle hastanelerde COVİD-19 şüpheli hastalarla temas eden kişilerin kullanması gereken tıbbi maske, tek kullanımlık elbise, eldiven, vb diğer donanımlar, hem yetersiz hem de düşük kalitede olup, kısa sürede yıpranmaktadır. Oysa bir şüpheli ile temas eden sağlık personelinin o maskeyi derhal çıkartıp, tıbbi atığa atması ve yenisini kullanması gerekir. Aksi takdirde kendisi, hastalığı yaygınlaştıran bir kimse durumuna gelir. 10- Sürecin şeffaf yönetilmemesi, sağlık personelinin bilgilendirilmemesi ve günübirlik mevcut şartlara göre değişen kararlar; insanların yöneticilere güvenini sarsmakta, doğru bir planlamanın olmadığı kanısına kapılarak, kendilerini savunmasız ve yalnızlaşmış hissetmesine neden olmakta; daha salgının başında olmamıza rağmen sağlık personelinde, ciddi tükenmişlik duygusu hâkim olmaktadır” dedi.
“Önerilerimizi sunuyoruz”
Çanakkale Tabip Odası Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan önerileri sıralayan Yıldırım; “1- Süreç şeffaf yürütülmeli ve Sağlık Müdürlüğü halkı günlük olarak bilgilendirmelidir. Hekimler hastalarının test sonuçları hakkında aynı gün mutlaka bilgilendirilmeli; “Kişisel Koruyucu Ekipman” ve çalışma düzeninde hiçbir aksaklık yaratılmamalı, COVID-19 hasta temas/şüphesi olanlardan başlanarak, bütün hekim ve sağlık çalışanları “hızlı test”ten geçirilmelidir. Ülkemizde de salgına karşı en ön cephede kamu-özel bütün sağlık kurumlarında COVID-19 hasta teması ya da temas şüphesi olan hekim ve sağlık çalışanlarından başlanarak, bütün sağlık çalışanlarının testlerinin hızla tamamlanmasını önemli ve gerekli bulmaktayız. Sağlık Müdürlüğü bu testlerin ne zaman geleceği, nerede ve kimlere yapılacağı konusunda bilgilendirme yapmalıdır. Öncelikli olarak sağlık çalışanlarına (kamu-özel ayrımı yapılmadan) ve şüpheli temaslı vakalara test yapılması ve evde istirahate alınması, hastalığın yayılmasını önlemek açısından çok önemlidir. 2- Test istem ve sonuçlarının Hastane Bilgi Yönetim Sistemleri’nde görülebilmesi sağlanmalıdır. Salgında hastalanma ve yaşamlarını kaybetme riski en yüksek olan grupların başında, hekimler ve diğer sağlık çalışanları gelmektedir. Salgının başından bu yana sürecin başarıyla yürütülebilmesi için hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının kişisel koruyucu ekipmanlarının karşılanmasını, çalışma koşulları ve sürelerinin iyileştirilerek düzenlenmesini talep ediyor olmamıza rağmen, halen yeterli koordinasyon sağlanamamıştır. Bazı iyileştirmeler sağlanmakla beraber, yaşamsal aksaklıklar devam etmektedir. Ön cephede bulunan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının çalışma süreleri, bilimsel gerekçelerle düzenlenmeli ve çok uzun süreler boyunca yoğun hasta temasının önüne geçilmelidir. 3- Hekimlerin çalışma şartlarının, vardiyaların, izinli sayılacakların, COVİD hasta/şüpheli temaslı personelin eve gönderilmeden kalacağı yerlerin belirlenmesi gibi organizasyonların bir an önce yapılması; bir süre sonra iş yükü çok arttığında sağlık çalışanlarında, tükenmişliği ve dolayısı ile sağlık sisteminin çökmesini önlemek açısından çok önemlidir. 4- Koruyucu donanım sorunu bir an önce çözülmeli, tüm sağlık çalışanları kaygılanmadan donanıma ulaşacağını bilmelidir. Tüm ASM ve hastanelere düzenli şekilde kişisel koruyucu donanım tedariki için bir lojistik merkez oluşturulmalıdır. 5- Özel Sağlık Kuruluşları’nın sunduğu sağlık hizmetleri de bu koşullarda, kamusal bir hizmet olarak kabul edilmelidir. Burada çalışan hekim arkadaşlarımızın çalışmaya devam etmesi, salgının kontrol edilmesi açısından kritiktir. Bu nedenle özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının ücretlerinin, işveren tarafından garanti altına alınması gereklidir. 6- Henüz COVID-19 hastalığı ile mücadelede kullanabileceğimiz bir aşı ve kesin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Bu nedenle yapılabilecek en önemli müdahale; vakaların tespit edilip toplumdan izole edilmesi, tedavilerinin sağlanması ve hasta ile temas etmiş tüm temaslıların “karantina”ya alınarak takip edilmesidir. Virüsün yayılımı süreci, insanların hareketliliği ile ilgili olup mümkün olan en geniş biçimde toplumsal hareketliliğin kısıtlanmasıyla, hastalığın yayılımı azaltılabilmektedir. Bu nedenle olguların artış hızı ve hastanelerin kapasite durumu göz önüne alınarak, “sosyal izolasyon” ve “karantina” önlemlerinin alınmasında tereddüt edilmemelidir. Bugüne kadar alınan önlemler yerinde ancak gecikerek alınmış önlemlerdir. Kamu otoriteleri ve yerel yönetimlerce, insanlarımızın “evde kalması ve sosyal izolasyon” kesinlikle sağlanmalıdır. 7- Karantina süresince, zorunlu maddi gereksinimleri için çalışmak zorunda olanlara gerekli destekler sağlanmalıdır. 8- İlimizdeki tüm sağlık birimlerindeki her türlü eksikler ve sorunlar hızla giderilmelidir. Bu dönemde ilimiz Sağlık kurumlarının gereksiz yere kullanılmasının ve meşgul edilmesinin önüne geçilmelidir. 9- Bu salgının ilimizde yayılımının önüne geçilmesi ve kontrol altına alınması için, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından başta Oda’mız olmak üzere diğer Sağlık Meslek Odaları ve STK’lar sürece dahil edilmelidir” dedi.
“Endişelerimizi aktararak, yanıt bekliyoruz”
“Sorulanlarımız ve endişelerimizi İl Sağlık Müdürlüğü`ne aktarmamızın, sorumluluğumuz olduğunu düşünerek yanıt beklediğimizi ifade ediyoruz” ifadelerini kullanan yıldırım; “COVID 19 şüpheli”ya da “klinik” olgu olarak izlenen ya da “test pozitif olarak tanısı doğrulanmış” sağlık çalışanı bulunmakta mıdır? Varsa şu anki mevcut durumları nedir? Bunların meslekleri ve kurumsal dağılımı nedir? “COVID 19 pozitif” sağlık çalışanlarının saptanamaması durumu; hastalığın diğer sağlık çalışanlarına, hastalara ve sağlık çalışanlarının sosyal çevresine yayılmasını kolaylaştıracaktır. Bugüne kadar kaç sağlık çalışanına test yapılmıştır? Sağlık çalışanlarını tamamına ne kadar sürede test yapılması öngörülmektedir? Halkımıza mesajımız ise evden çıkmamaları ve sağlık kurumlarını gereksiz yere meşgul etmemeleridir. Hem kendimizi ve ailemizi, hem de tüm insanlığı korumanın tek yolu budur. Daha sağlıklı ve güzel günler yaşamak dileğiyle lütfen “Evde Kal”ın!... Bütün bu olumsuz koşullar altında, kendilerinin ve ailelerinin içinde bulunduğu riskli durumlarda, bu salgına karşı tüm sağlık çalışanları canla başla mücadele etmektedir. Bu mücadeleye emek veren tüm hekimler ve sağlık çalışanlarının yanı sıra insanların yardımına koşan tüm görevlilere ve duyarlılıkla davranan halkımıza minnettarız. Çanakkale Tabip Odası olarak halkımızın, salgın riskine ciddiyetle yaklaşması gerektiğini söylemekle beraber tüm kamu otoritesi ile işbirliğine hazır olduğumuzu, bir kez daha beyan ederiz. Tüm bu belirtilen konular, kamu ve özeldeki bütün sağlık kurumlarındaki sağlık çalışanlarının salgından korunması adına, Sağlık Müdürlüğü’nden acil talebimizdir! Kamuoyuna duyurulur” dedi. (Eren Aşnaz)