Koç, kendisi hakkında suç duyurusunda bulundu...

Çanakkale’de Gezi Parkı eylemlerine destek vermek için düzenlenen yürüyüşlere katıldıkleri gerekçesi ile açılan davanın ilk duruşması, dün başladı. 25 sanıkli davanın dünkü duruşmasında kimlik tespitleri yapılırken, dava 15 Temmuz saat 14`e ertelendi.

1548
 
 
İstanbul`daki Taksim Gezi Parkı`ndaki ağaçlara sahip çıkmak, o ağaçları kestirmemek için başlatılan, polisin o dönemki müdahalesinin ardından ülke geneline yayılan ve Gezi Direnişi olarak bilinen eylemler sürecine katıldıkları gerekçesi ile haklarında dava açılan 20 kişi Çanakkale`de hakim karşısına çıktı. Geçtiğimiz yıl Haziran ayı boyunca Türkiye geneline yayılan protesto gösterilerinin gerçekleştiği Çanakkale’de de, eylemlere katıldıkları polis tarafından tespit edilen ve savcı tarafından haklarında iddianame hazırlanan 25 kişinin yargılanmasına Çanakkale Adliyesi 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Aralarında Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç, Tabip Odası Çanakkale Şubesi Genel Sekreteri Dr. İlhan Pirinçciler’in de bulunduğu 25 sanık, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet, yönetme, bunların hareketlerine katılma ve hakaret suçlamalarıyla hakim karşısına çıktı. İlk duruşma olması nedeni ile kimlik tespitleri yapılan Gezi sanıklarının Adliyeye girişleri sırasında Adliye önünde Çevik Kuvvet ekiplerinin yoğun güvenlik önlemi aldıkları dikkat çekti. 25 sanıklı duruşmaya 20 sanık katılırken, duruşma 15 Temmuz saat 14.00’e ertelendi.
 
 
Sanıklar anayasal hakkını kullandı
Gezi sanıklarının avukatı Muharrem Erkek, “Bu dava bizce ifade özgürlüğüne ve demokrasiye karşı açılmış bir dava. Çanakkale’de binlerce insan eylemlere katıldı ve son dere demokratik ve barışçıl eylemlerdi. O zaman bütün Çanakkale’nin yargılanması gerekir. Yöneticiler ve politikacılar ağır eleştirileri göğüslemek ve hoşgörüyle karşılamak zorundadır. Gencecik insanlar öldü, yaralandı. Kitlelerin bura tepki göstermesi gayet doğal. Sanıklar Anayasadan ve uluslar arası sözleşmelerden doğan haklarını kullanmışlardır. Bizim Anayasamıza göre silahsız ve saldırısız olmak üzere herkes toplanmak ve gösteri yapmak hakkına izinsiz olarak sahiptir” dedi.
 
 
“Utanıyorum”
Duruşma öncesi Adliye yakınındaki Dr. Mümtaz Pirinçciler Meydanı’nda bir araya gelen sanıklar ve onları destekleyenler basın açıklaması yaptılar. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve İl Genel Meclisi CHP Grup Başkan vekili Hicri Nalbant da basın açıklamasına katılarak destek verdiler. Açıklamada ilk konuşan aynı zamanda davanın sanıklarından Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç, “Ben bugün burada özellikle bireysel olarak ve kurumum adına özür dilemek için, utandığımı ifade etmek için bulunuyorum. Evet, çok utanıyorum. Çünkü; dünyada vahşi kapitalizm Suriye`de, Amerika`da, Afrika`da her tarafta insan kanı içerken, insanların dini, dili ve milliyetinden kaynaklı ayrım yaparak birbirine kırdırırken, bireysel olarak ve kurumum adına, uluslararası sözleşmeler, anayasa ve yasalardan gelen demokratik hakkımı kullanarak gerekli tepkiyi göstermedim, gösteremedim. Özür diliyorum, utanıyorum! Ülkemde maaşını vergilerimizle ödediğimiz devlet yetkilileri halkımızı tekmelerken, tokatlarken yeterince tepki gösteremedim, utanıyorum. Çünkü; bir toplumun yöneticileri topluma göre davranır. Eğer ben gerçekten bu cumhuriyetin kuruluş felsefesinde olan, sorgulayıcı aklın ve bilimin yol göstericiliğinde bir emek mücadelesi verebilseydim, birey ve insan olabilseydim, bu yöneticiler böyle davranmazdı. Onun için özür diliyorum ve utanıyorum. Bir ülkenin güvenlik kuvvetleri halkını korumak için maaş alırken, halkını öldürüyorsa, vuruyorsa ve onlardan sorumlu yetkililer de `bu güvenlik kuvvetleri nasıl sabrediyor` diyorsa ve ben hala susuyorsam, tepki göstermiyorsam utanıyorum, özür diliyorum. Ülkemizde emek mücadelesi veren güçler, gerçekten gündemi belirleyemiyorsa, gündeme müdahale edemiyorsa ve demokratik haklarını, anayasal haklarını kullandığı için yargılanıyorsa, burada benim sorumluluğum var, özür diliyorum ve utanıyorum” dedi.
 
 
“Üniversitenin demokratikleşmesini başaramadım”
Koç, üniversitede yaşanan olaylara da değinerek, “Kavram olarak bir parçası olmaktan onur duyduğum, ama sorguladığımda da adı üniversite olup, içinde insanların işten atıldığı, işten atılıp tüm mahkeme kararlarına rağmen, geri alınmadığı, mahkeme kararlarına rağmen tazminatlarının dahi ödenmediği bir üniversitede, üniversitenin gerçekten demokratik bir yapıya kavuşmasını başaramamışsam, becerememişsem utanıyorum. Bu ülkede, onlarca yıldır, bu kadar faili mechul varsa, insanlar öldürülüyorsa, kan akıtılıyorsa, inancından, dilinden, dininden kaynaklı olarak ötekileştiriliyorsa ve ben buna çözüm bulamıyorsam, çözüm bulmak için gerekli emeği vermiyorsam, utanıyorum” dedi.
 
“Kendimi ihbar ediyorum”
“Suyunu içtiğim, topraklarında beslendiğim, anti emperyalist mücadelenin başlatıldığı bu ortamda, gerçekten anti emperyalist mücadeleyi hakkıyla veremiyorsam, özür diliyorum ve utanıyorum” diyen Koç, “Bir teşekkürüm de güvenlik kuvvetlerine ve yargı makamınadır. Bizi, uluslararası sözleşmelerden, anayasadan ve yasalardan gelen demokratik haklarımızı kullandığımız için mahkemeye çağırıyorlar. Bunun için teşekkür ediyorum. Ama birşey hatırlatmak istiyorum, yanlış sebeplerden mahkemeye çağırdılar. Eğer bugün mahkemeye gelmek yerine Soma`da değilsem, oradaki ölen insanların yakınlarının yanında değilsem, utanıyorum. Diyorum ki; gerçekten yargılanacaksam, beraber burada beraber yargılanmaktan onur duyduğum insanlarla yargılanacaksam, bizim demokratik haklarımızı kullandığımız ve demokrasi mücadelesi verdiğimizden doğru değil, bu saydığım ve saymak için unuttuğum pekçok şeyde sessiz kaldığım için, sustuğum için, gerekli tepkiyi gösteremediğim için yargılanmam gerektiğini düşünüyorum. O nedenle, yargıyı bu konuda bizi yargılamaya davet ediyorum. Kendimden hareketle, kendimle ilgili demokratik ve yasal haklarımı kullanarak demokrasi mücadelesi veremediğimden dolayı yargılanmam konusunda suç duyurusu yapıyorum” şeklinde konuştu.
 
 
“Soma`nın acıları küllenmeyecek”
Tabip Odası Genel Sektereti Dr. İlhan Pirinçciler de açıklama yaparak, Soma maden faciasına değindi. “Utanç duyuyorum; daha iki hafta oldu, Soma`da resmi rakamlara göre 301 emekçi gaz odasında işçi cinayeti ve işçi katliamına uğratıldılar” diyen Pirinçciler, “Utanç duyuyorum Soma`da 301 emekçinin 432 çocuğu yetim kaldı. Daha 16 gün geçti, ama Soma unutulmayacak, Soma`nın acıları küllenmeyecek. Soma`nın içinde çok şey var ama bugün görülecek davanın içinde çok şey yok. Bir yıl geçti, Gezi`de demokratik tepkilerini gösteren milyonlarca yurttaş bir çok ilde yargılandı, Çanakkale hukuku bugünü uygun gördü. Onur duyuyorum, milyonlar adına, ülkem, demokrasi ve özgürlükler adına onur duyuyorum, diren hukuk diyorum” ifadelerini kullandı. Açıklamanın ardından sanıklar mahkeye girerken, dışarıda ise onları bekleyen kalabalık bir grup vardı. Yine Çevik Kuvvet adliye önünde beklerken, Gezi Davası sanıklarının destekçileri de Adliye`nin önünde davanın tamamlanmasını beklediler. “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganlarıyla yargılananlara destek veren grup, daha sonra mahkeminin sona ermesi ile dağıldı.
Paylaş