Eğitim-Sen’in hizmet binasında basın açıklaması düzenleyen Sendika Başkanı Telat Koç, anayasaya aykırı olarak seyahat özgürlüklerinin kısıtlandığını söyledi.
Polislerin müdahalesi sonucu bazı emekçilerin yaralandığını ifade eden Koç; “Ankara’da toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması bütün haklar engellendi. Ankara’ya gelmek isteyen üyelerimize saldırıldı ve yaralandılar. Üyelerimizin bulundukları yerlerde yapmak istedikleri etkinliklerin çoğu da saldırıya uğradı. Bütün bu engellemelere rağmen bir araya gelen üyelerimiz demokratik haklarına sahip çıktılar. Adeta gizli bir sıkıyönetimin baskısı altındaydık.” dedi.
Eğitim-Sen’in hizmet binasında basın açıklaması düzenleyen Sendika Başkanı Telat Koç, anayasaya aykırı olarak seyahat özgürlüklerinin kısıtlandığını söyledi. Polislerin müdahalesi sonucu bazı emekçilerin yaralandığını ifade eden Koç; “Kamuoyunda 4+4+4 formülü ile ifade edilen eğitimin piyasalaştırılması/dincileştirilmesi süreci, bütün uluslararası çalışma örgütlerinin tanıdığı aynı zamanda Türkiye’nin altına imza attığı sözleşmelerde bulunan çalışma hakları kazanımlarının ülkemizde tanınmaması hatta gittikçe daraltılmasıyla ilgilidir. 28-29 Mart 2012 grevi ve Ankara basın açıklaması ile yapılmak istenen demokratik bir ülkede olması gerektiği gibi bizi ve bütün toplumu ilgilendiren konularda görüş ve önerilerimizin Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde gerçekleştirilecek bir basın açıklaması paylaşmak idi. Demokrasinin yaşanabildiği ülkelerde bu tip bir davranışa ancak teşekkür edilir. Çünkü demokrasi çoğunluğun diktası, faşist, totaliter ve teokratik bir yönetim şekli değildir. Bizler demokrasiyi bütün görüş ve öneriler ile karar verilen, kararların belli gruplar ile siyasi çıkarlar için değil toplumsal huzur için verildiği bir yönetim şeklidir” dedi.
Emekçilerin Ankara’da karşılaştığı sorunlar
Koç, demokratik haklarını kullanma isteğinde olan emekçilerin Ankara’da karşılaştığı sorunları ise şu şekilde sıraladı: “Bütün illerde üyelerimizin Ankara’ya gelerek bu etkinliğe destek vermek için gelmeleri engellendi. Diğer bir ifadeyle sıkıyönetim ilan edildi. Anayasaya aykırı olarak seyahat özgürlüğümüz engellendi. Çıkabilen üyelerimize ilginç ve yasal olmayan yazılar tebliğ edildi. Ankara’nın bütün girişleri tutularak yasadışı bir uygulama gerçekleştirildi. Ankara’da toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması bütün haklar engellendi. Ankara’ya gelmek isteyen üyelerimize saldırıldı ve yaralandılar. Üyelerimizin bulundukları yerlerde yapmak istedikleri etkinliklerin çoğu da saldırıya uğradı. Ankara’ya gelen üyelerimiz saldırıya uğrayarak bir araya gelmeleri engellendi. Bütün bu engellemelere rağmen bir araya gelen üyelerimizin basın açıklaması yapma gibi basit ve temel yasal hakkı saldırıya uğradı. Bu saldırıda onlarca arkadaşımız yaralandı. Bütün bu yapılanların nasıl bir yönetim tarzı olduğunu soruyoruz? Bu konuda; çoğunluğun diktası, faşist, totaliter ve teokratik seçenekleri kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.”
“4+4+4 eylemleri başarıya ulaştı”
Bütün engellemelere rağmen Ankara’da KESK ve bu yapının bir parçası olarak Eğitim Sen eyleminin başarıya ulaştığına dikkat çeken Koç; “Öncelikle bu konuyu halkımız ile paylaştığımız için yoğun desteğini gördük. Üyelerimizin bir kısmı Ankara’da mücadele ederken geriye kalan kesimi ise Çanakkale merkez ve ilçelerde 28-29 Mart 2012 tarihlerinde iş bırakma gerçekleştirildi. Bu sürecin parçası olarak 28 ve 29 Mart 2012 tarihlerinde saat 12.30’da basın açıklaması amaçlı mitingler gerçekleştirildi. Ankara’da ve bütün illerde yaşana saldırılar üzerine 29 Mart tarihlerinde saat 17.002da AKP binası önünde basın açıklaması yapıldı. İlimiz ve Ankara’da gerçekleştirilen demokratik etkinliklerimiz siz Çanakkale halkının da desteğiyle bilim ve aklın aydınlığını hedefleyen bir topluma yakışır bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Bizlerin yasal, meşru ve fiili mücadelemize destek verenlere teşekkür ediyoruz. Bu mücadelemiz bundan sonra da daha da güçlenerek devam edecektir. Bu nedenle burada çok önemli bir tehlikeyi hatırlatmak istiyoruz. Türkiye’de halkın aleyhine olan konular, unutturularak, antidemokratik yöntemlerle ve çıkar çevrelerinin istediği doğrultuda şekilleniyor” diye konuştu.
“Mücadelemiz sürecek”
Eğitim-Sen olarak mücadelelerinin süreceğini kaydeden Koç; “Çocuk gelinleri, çocuk işçileri, eğitimin piyasalaştırılmasını, eğitimde ortaçağ karanlığının geri getirilmek istenmesini, dinci gençlik yetiştirilmek istenmesini, bilimin yol göstericiliğinin inkar edilmesini, eğitimin belli bir siyasi görüşün arka bahçesi haline getirilmesini, emeğimizin karşılığının verilmemesini, örgütlenme hakkımızın yasal oyunlar ve taşeron sendikalar aracılığıyla engellenmesini, toplusözleşme ve Grev hakkımızın engellemesini, Milli Eğitim bakanının çalışanlarına saygısızlık etmesini, 2012 yılı başlayalı üç ay geçmiş olmasına rağmen halen maaşlarımıza zam yapılmamasını unutmayacağız ve unutturmayacağız. Mücadelemiz sizlerden, yasal ve meşru olmamızdan örgütlülüğümüzden aldığımız güçle sürecektir. Desteğinizin artarak devam etmesini bekliyoruz. Bütün katkı ve desteklerinizden dolayı teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.