Kim demiş üniversitelerde özgürlük yok diye!

Şu özgürlük savunucularını bazen anlayamıyorum!
Özgürlük yok diyenler nasıl bir körlük içersindeler öyle…
Rektör tam özgür, istediğini istediği zaman yapıyor.
Astığı astık, kestiği kestik.
İstediği personeli alıyor, işçisini çıkarıyor, memurunu istediği gibi istediği yere gönderiyor.
Yapamadığı ne var ki, hala üniversitelerde özgürlük yok diyenlerin sesleri yükseliyor.
Düşünsenize bir üniversitenin rektörü sınırsız bir özgürlük hakkını kullanırken; o üniversite nasıl özgür olamaz!..

892
Bir gün rektörümüzün düşüncelerine aykırı bir şey mi söylediniz, hemen özgürlük mekanizması çalışır.
O gün, mesela sorgusuz sualsiz hiçbir gerekçe gösterilmeden özgürce bir tasarrufta bulunulabilir hakkınızda…
Mesela bir öğrenci topluluğu akademik danışmanı özgürce görevden alınabilir.
Kendi organize ilişkilerinin devamı olan öğrenci toplulukları için sınırsız imkânlar seferber edilirken, rahatsızlık duydukları öğrenci toplulukları için uygulanacak keyfiyette sınır yoktur.
İşte paralel ve derin özgürlük anlayışı ve uygulamaları böyle bir şeydir.
Paralel ve derin ilişkiler özgürlük için sınır tanımaz.
Hukuk da neymiş, hukukun belirleyiciliği, bunlar boş şeyler!
Varsa yoksa üniversite yöneticisinin iradesidir; demedik mi zaten bu üniversite özgür üniversitedir diye!
Mahkemenin verdiği işten atılan işçilerin işe iadesi kararı uygulanmaz, özgürlük işte bu düzeydedir bu üniversitede!
Alınacak akademik personel alımları önceden belirlenir bu üniversitede, çıkılan ilanların hiçbir anlamının olmadığı kadar özgürdür bu üniversite!
Dünyanın en büyük kütüphanesini yaratmak hedefi ile hareket eder, kitap okuyan öğretim üyelerine ceza verir, böylesine özgürdür bu üniversite!
Fidan diken öğrencilere soruşturma açıp, öğrencileri okula sokmayacak kararları alabilecek kadar özgürdür!
Basın özgürlüğüne, gazetecileri okula sokmayacak uygulamalar ile katkı sunacak kadar özgürdür!
Paralel ve organize ilişkiler desteğinde, bir kentin yaşam tarzına müdahale etme hakkını kendinde bulacak kadar özgürdür!
Tüm bu özgürce girişimler için, özgürce organizasyonlar yaratılır.
Sahte isimlerle kentin dinamiklerine hakaretler yağdırılır, karalanır,  bu sahte isimlerin foyası ortaya çıkınca onlar adına bu kimlikleri üstlenen yanaşma tetikçileri kendi kurumunda bankamatik işçi olarak çalıştıracak kadar özgürdür.
Bu üniversitede özgürlük öyle bir noktaya ulaşmıştır ki; artık yazılı prosedürler, yönetmelikler ihtiyacı bile ortadan kalkmıştır.
 
Özgür rektör, istediği hakkında soruşturma açar, ceza verir, beğenmezse görevine dahi son verebilir.
Bu arada, yandaş özgürlük savunucularının temel bir argümanı gelişmiştir; üniversite her geçen gün büyümektedir, adeta bir şantiye haline dönüşmüştür, bu denli bir gelişme karşısında gelişime karşı çıkanlar hala bu özgür yönetimi kötülemektedir.
Koro halinde sahtesiyle gerçeğiyle yandaş özgürlükçülerin, bu propagandası son derece revaçtadır.
Tıpkı ülkenin başbakanın, ‘bu denli gelişen bir ülkede nasıl olurda yolsuzluk yapılır’ savunmasında bulunduğu gibi.
Bu paralel özgürlük uygulamalarının, bir de paralel ilişkileri vardır ki; bu sayede koruma altına alınmışlardır.
Paralel özgürlüklerin güvencesini bu koruma ve ardındaki ilişkiler oluşturmaktadır.
İşte böyledir Ananas cumhuriyetinin özgür üniversiteleri.
Şimdi duyar gibiyim; biz bu üniversiteyi tanıyoruz dediğinizi.
Nasıl tanımazsınız ki; Ananas Cumhuriyetini tanınamamak söz konusu olabilir mi?
Onunla yatıp, onunla kalkıyoruz.
Memleket, Ananas cumhuriyetine atıfta bulunularak yönetiliyor.
Yolsuzluklar, rüşvet, yağma hep onun komplosu.
Yoksa o kadar “ak” bir durumdayız ki!..
Paylaş