Kepez Özgür Kadın Dayanışma Derneği'nden açıklama

Kepez Özgür Kadın Dayanışma Derneği üyesi kadınlar bir basın açıklaması yaptı.

262

Kepez Özgür Kadın Dayanışma Derneği bir basın açıklaması yaparak gündemi değerlendirdi. Dernek adına açıklamayı Güler Koçer okurken, açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bizler bugün yaptığımız bir çalışmayı kamu önünde duyurmayı planlarken; maalesef hak, hukuk, adalet diyerek itirazımızı dile getirmek istiyoruz. Kadın cinayetlerinin, şüpheli kadın ölümlerinin, kadın işsizliğinin ve yoksulluğunun konuşulduğu 8 Mart Haftasını geride bıraktık. Bağımsız kadın örgütleri, yıllardır sorunları ve çözümlerini söylemekten de sorumluluk almaktan da asla vazgeçmiyor. Her 8 Mart’ta hamaset ve samimiyetsiz kadın hakları söylevleri yanında dünya kadınlarının eşitlik ve özgürlük mücadelesinin simgesi olan 8 Mart’ın, İstanbul Sözleşmesinden hukuksuz çıkış kararından sonra adı geçmezken bir de üstüne bu yıl her zamankinden farklı olarak aile yılı bahanesiyle hazırlıkları yapılan son derece tehlikeli yasa girişimleri ile karşı karşıya kalmaktayız.

Biz kadınlar, yeni medeni yasalar diyerek getireceklerinin de farkındayız. Aile hukukunu “sil baştan” yazmaktan söz edenler, Medeni Kanun’un laik ve eşitlikçi özünü bozmak, kadınların medeni haklarını elinden almak istiyor. Hızlı boşanma bahanesi ile derin yoksulluğa mahkûm edilen kadınların, yetmezmiş gibi nafaka haklarına da göz dikiliyor. Kadınlar, cinsiyetler arası tarihsel toplumsal ekonomik güç eşitsizliği görmezden gelinerek aile arabuluculuğu masasına oturtulmak isteniyor. Esnek çalışma saatleri güzellemesi ile kadınlar üzerindeki bakım yükü ve kadından beklenen toplumsal cinsiyet rolleri meşru zemine oturtulmak isteniyor.

Her geçen gün temel haklar konusunda el yükselten siyasal iktidar, LGBTİ+’ları da var oluşları nedeniyle cezalandırmak için yasal değişiklik hazırlığı yapıyor. Sadece LGBTİ+’lar değil, destek olan ve dayanışanları da cezalandıracak düzenlemelerle kapsamlı bir yalnızlaştırma politikası izleneceği açıkça ortaya konuluyor. Yaşam hakkı, sağlık hakkı, ifade özgürlüğü, eşitlik ilkesi yok edilmek isteniyor.

Bugün en yakınımızda Kazdağılarında doğal kaynaklarını hunharca katledenler kadınların eşitlik ve yaşam hakkı talebini “doğaya” aykırı ilan ederek ne olduğu belirsiz “genel ahlak” kalıbını dayattıkları yasa tekliflerini meclise sunmaya hazırlanıyorlar.

Mücadelemiz, emperyalist işgaller, savaşlar, otokratik ve teknokratik rejimlerin zulmü, doğa ve yaşam alanlarını talanı ve yeryüzünde yaşama savaşı veren tüm canlılar için adil ve yaşanabilir bir dünya kurmaya götüren bir yoldur.

Yerelden başlayarak ulusala ve evrensele uzanan hak, barış eşitlik yolunda her zaman hak verilmez alınır dedik, durmadan kendi mücadelemizin temeli eğitimle atılan adımlarımızı büyüterek devam ettik.

Dünyada savaşlarının, açlığın can aldığı tek otoriter sistemlerin ideolojik düzenlerin, emperyalist güçlerin her zamankinden fazla yaşam tükettiği bu zamanda sonuna kadar barış, eşitlik, haklarımız derken, son zamanlarda ülkemde çocuk ve kadın yaşlı yoksulluğu, işsizlik, ayrıştırma hızla yayılırken, bir tarafta Filistin’de yaşanan ölümler, diğer tarafta Suriye’de dünyanı gözü önünde alevi lere yaşatılan yerinden edilme ve öldürülmelere karşı her türlü soykırıma, katliamlara, adaletsizliğe, karşı çıkarak, ülkemde seçilmiş siyasetçilere ve gazetecilere, sanatçı ve eleştirenlere tutuklama ve antidemokratik müdahalelere, başta kadınlar olmak üzere halk iradesine büyük bir darbedir diyoruz.

İrademize, seçme ve seçilme hakkımıza, protesto ve ifade özgürlüğümüzden başlayarak temel hak ve özgürlüklerimize yönelen her türlü hukuka aykırı, keyfi antidemokratik uygulamalara baskı ve biat ettirme zihniyetinin yaşattıklarına karşı haklı mücadelesini yaparken, tüm dünya ülkelerindeki hak savunucuları ile birlikte tepkimizi dile getiriyoruz, ülkemde demokrasi ve hukuka yapılan özgürlüklerin keyfi olarak kısıtlandığı, laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin devre dışı bırakıldığı bu karanlık dönemde her türlü engele inat, dayanışarak mücadeleyi büyütmek zorunda olduğumuzu demokrasiden, özgürlüklerden ve barıştan yana olan herkes bir kere daha hatırlatıyoruz.

Biz Kepez Özgür Kadın Dayanışma Derneği olarak, bu topraklarda barış ve huzur içinde yaşayabileceğimiz bir ülke istiyoruz.

Savaş istemiyoruz, şehit istemiyoruz, çocuklarımızın ölmesini, öldürmesini, birbirlerine silah çekmesini istemiyoruz.

Düşman cephelere bölünmek, kardeşliğimizi, ortaklığımızı yitirmek istemiyoruz.

Ne darbe, ne vesayet, ne diktatör, ne terör!

Kadın olduğumuz için hırpalanmak, tecavüze uğramak, öldürülmek, örtülüyüz diye aşağılanmak, şort giydik diye saldırıya hedef olmak, korku içinde yaşamak istemiyoruz. Kadın, erkek hepimiz; inançlarımızı, dinimizi, kültürümüzü özgürce, eşitçe yaşamak istiyoruz. Hangi suçla suçlandığımızı bilmeden, kimin adına, hangi hukuka göre karar verdiklerini bilmediğimiz mahkemelerce tutuklanmak, hapse atılmak; darbeyle, terörle hiçbir ilgimiz yokken yalan ihbarlarla, sahte delillerle, sorgusuz sualsiz işimizden olmak, meslekten uzaklaştırılmak, çoluk çocuğumuzla açlığa mahkûm edilmek; barış deyince terörist, mağduriyet deyince hain ilan edilmek istemiyoruz.

Biz halkız, vicdanlı, iyi insanlarız; bizi tahriklerle kötücülleştirmeyin, kin ve nefret sözleriyle ayrıştırmayın, kana, ölüme alıştırmayın. Savaş, ölüm, idam, çatışma, kavga istemiyoruz..

Bu ülkeyi yönetenler, kaderimize hükmedenler!

Sizler; halkı sindirmek, özgürlükleri yok etmek için değil, biz yurttaşları barış, güven, huzur içinde yaşatmak için seçildiniz.

23 seneden beri bu ülkeyi yönetiyorsunuz. Günden güne artan bir yoksulluk, karanlıklar çoğalmaktadır. Bu ülke, hepimize yeter. Hepimizi besler. Yeter ki paylaşmasını bilelim ..

Biz kadınlar olarak yaşatılan bu sonuçlara itirazımız var…”

(HABER MERKEZİ)
Paylaş