havadurum

Kent yaşlanıyor

732

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Coşkun Bakar, Çanakkale demografik verilere göre, Çanakkale`nin Türkiye`nin yaşlanma konusunda 20 yıl önden gittiği konusunda yetkilileri uyardı. Gazetemiz Çanakkale OLAY`a açıklamada bulunan Bakar, konuyla ilgili tüm bürokratik birimler eşgüdüm halinde çalışmalısı gerektiğini ve yerel düzeyde geliştirilecek çözümlerin ulusal politikalar konusunda da belirleyici olacağını ifade ederek, "Akılcı çözümlerle evlerden başlayarak açık ve kapalı tüm yaşam alanlarının kısıtlı insanlara göre düzenlenmesi gerekmektedir. Yaşlılık dönemine ait sorunlarla mücadelenin en akılcı yönü öncesinde müdahale etmektir. Aktif ya da sağlıklı yaşlanma mümkündür. Önemli olan bu durumun farkına varılması ve bireysel ve toplumsal müdahalelerin zamanında uygulanabilmesidir" dedi. İşte o ayrıntılar

OLAY; Herkesin dileği uzun yaşamak. İnsan ömrü uzunluğu günümüzde kaç yaşlarına kadar uzanmıştır?
Prof. Dr. Bakar; Uzun yaşayabilmek tarih boyunca insanın en büyük hayali olmuştur. Tıp tarihinin mitolojik başlangıcı ölümsüzlüğü bulan hekimlerin hikâyesi ile doludur. Öte yandan insan 20. yüzyılın ikinci yarısına kadar doğumda yaşam beklentisinin uzaması ile ilgili hayallerine ulaşamamıştır. Batı Avrupa`dan başlayarak, tıpta, teknolojide en fazla da sosyal hizmetlerde yaşanan gelişmeler doğumda yaşam beklentisinin giderek artmasına neden olmuştur. Geçen yüzyılın başlarında birçok ülkede 50`li yaşları ancak bulan doğumda yaşam beklentisi özellikle 1950`lerden sonra artarak küresel düzeyde 70`li yaşları bulmuştur. Ülkemizde ise kadınlarda 81, erkeklerde 76 yıla kadar ulaşmıştır. 
 
OLAY; Türkiye`de ve Çanakkale özelinde yaşlı nüfus oranındaki değişimler ve beklentiler ne düzeyde? 
Bakar; Çanakkale ilindeki yaşam beklentisi 2019 yılı için kadınlarda 80, erkeklerde 76 yıl olarak gözlenmiştir. Çanakkale, Türkiye`ye nazaran düşük doğum hızı ve yüksek 65 yaş ve üzeri nüfusu ile dikkat çekmektedir (Türkiye İstatistik Kurumu 2021 yılı toplam doğurganlık hızı Çanakkale`de 1,32, Türkiye`de 1,70 olarak vermiştir). Çanakkale ilinde 1980 yılından itibaren 65 yaş ve üzeri nüfus yüzde 7`nin üzerindedir. Bu sayı bir toplumun yaşlı olarak adlandırıldığı eşik değerdir. Türkiye`de 65 yaş ve üzeri nüfus 2010 yılında yüzde 7`nin üzerine çıkmıştır. Çanakkale ili 1980 yılından itibaren yaşlı (nüfus içerisinde 65 yaş ve üzeri nüfus yüzde 7-10 arası), 2000 yılından itibaren de çok yaşlı toplum düzeyine (nüfus içerisinde 65 yaş ve üzeri nüfus yüzde 10`dan fazla) ulaşmıştır. Türkiye genelinde 2021 yıl itibarıyla 8 milyon 245 bin 124 kişi 65 yaş ve üzerindedir. Çanakkale ilinde ise 65 yaş ve üzeri kişi sayısı 87 bin 876 kişidir. Bu sayının 7 bin 354`ü ileri yaşlılık dönemi olarak bilinen 85 yaş ve üzeri gruptadır. 
 
OLAY; Gelecekte nüfus dağılımı, yaşlı nüfus dağılımı hakkındaki tahminleriniz neler?
Bakar; Türkiye İstatistik Kurumunun yapmış olduğu nüfus projeksiyonlarına göre, ülkemizde 2040 yılına kadar 65 yaş ve üzeri nüfusun dağılımı yüzde 16 olacak olup yaklaşık 16 milyon kişiye ulaşacaktır. Aynı projeksiyonlardan yola çıkıp kaba bir tahmin yapıldığında 2040 yılında Çanakkale ilinde 176 bin 126 kişi 65 yaş ve üzerinde olacak olup, nüfus içindeki payı yüzde 25`e ulaşacaktır. Çanakkale`de 85 yaş ve üzeri kişi sayısının 2040 yılında yirmi bin kişiye ulaşması beklenmektedir.
 
OLAY; Grafikler ışığında Çanakkale`nin yaşlandığını görüyoruz. Yaşlanan Çanakkale`de ne yapmalı?
Bakar; Sunulan grafikler ve nüfus piramitleri Türkiye`nin ve Çanakkale`nin 1970`li yıllardan itibaren geri dönüşümsüz bir biçimde yaşlandığını göstermektedir. Yaşlanma hızı konusunda Çanakkale Türkiye`nin yaklaşık 20 yıl önünden gitmektedir. Bu durum avantaj da olabilir, dezavantaj da... Avantaj olabilir çünkü Çanakkale`de yapılacak olan müdahaleler ülkemiz için öncü rol oynayabilir. Dezavantaj olabilir, eğer bu durum anlaşılamaz ve doğru müdahaleler planlamaz ise Çanakkale ili 65 yaş üzeri insanların yaşadığı sorunlarla çok daha erken mücadele etmek zorunda kalabilir. Nüfusun yaşlanması sadece ülkemizin değil dünyanın da yaşadığı küresel bir durumdur. Dünya Sağlık Örgütü`ne göre 60 yaş üzeri nüfus 2050 yılında iki kat artacaktır. Dünya tarih boyunca görmediği düzeyde uzun yaşama salgınıyla karşı karşıyadır. Eğilimler böyle devam ederse doğumda yaşam beklentileri artmaya devam edecek ve çok daha fazla insan 95 yıl ve üzerini görebilecektir. Uzun yıllar yaşayacak olmak herkesin kulağına hoş gelebilir. Ancak uzun yaşam beraberinde birçok olası sorunla birlikte gelmektedir ki buna hazırlanmak gerekmektedir. Aksi takdirde 2040 yılından itibaren hem ulusal düzeyde hem de Çanakkale`de yaşayan 65 yaş ve üzeri nüfusun sorunları ile baş etmek oldukça zor olacaktır. Günümüz için bakıldığında il genelindeki 65 yaş üzeri nüfus 90 bin civarındadır. 65 yaş ve üzeri nüfusun 15 bini Çanakkale il merkezinde yaşamaktadır. 2040 yılına kadar 170 bine ulaşacaktır. Bu durum önümüzdeki 20 yıl içinde acilen gündeme getirilmesi gereken birçok potansiyel sorunu bünyesinde barındırmaktadır.
OLAY, Çanakkale`nin demografik yapısını yorumlayacak olursak, neler söyleyebilirsiniz?
Bakar: Verilen tablo ve grafiklerin bize verdiği bilgileri özetleyecek olursak; Çanakkale ile doğurganlığın düşük yaşlı nüfusun yüksek olduğu bir ildir. Yaşlı nüfus artışı önümzdeki 20 yıl içinde artmaya devam edecektir. 2040 yılında Çanakkale`de yaşayan her dört insandan biri 65 yaş, on insandan biri de 75 yaş ve üzerinde olacaktır. İldeki 65 yaş ve üzeri insan sayısı 0-4 yaş ile 5-19 yaş insan sayısından daha fazla olacaktır. Çanakkale ile yaşlanma hızı açısından Türkiye`nin yaklaşık 20 yıl önünde gitmektedir. 65 yaş ve üzeri nüfus oranı olarak bazı Avrupa ülkelerine benzemektedir. İlde 90 bin civarında 65 yaş ve üzeri insan bulunmaktadır. Bu insanların yaklaşık üçte ikisinde en az bir kronik hastalık beklenmektedir. Muhtemelen yarısında hipertansiyon, diyabet, hiperlipidemi gibi sağlık sorunları bulunmaktadır. Bu sağlık sorunları kalp damar hastalıkları, inmeler gibi ölüm ve sakatlık riski yüksek hastalıklara neden olabilmektedir. 
 
OLAY; Yaşlı nüfusu bekleyen hastalıklardan bahsettiniz. Biraz daha açabilir misiniz?
Bakar; Alzheimer ya da parkinson gibi sinir sistemi hastalıkları sayısı da giderek artacaktır. Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Risk Faktörleri Kohort Çalışması`na göre bir yıl içinde diyabet hastalarının yüzde 6,6`sı, hipertansiyon hastalarının yüzde 4,9`u, kalp hastalarının yüzde 7,5`i hastaneye yatarak tedavi görmüşlerdir. Tüm yaş grupları için verilen bu sayı 65 yaş üzerinde daha da artmaktadır. Yaklaşık 90 bin insanın 65 yaş üzerinde olduğu bu şehirde ne kadar insanın yatarak tedavi ihtiyacı olacağı kaba da olsa basit matemetik yardımıyla bulunabilir. Ayrıca bu hastalar içinde bir kısmı da uzun süreli bakıma ihtiyacı olacaktır. Artan yaşlı nüfus uzun süreli bakıma ihtiyacı olan insan sayısının da süreki olarak artması demektir. Bununla birlikte Çanakkale`de nüfusun yarısı kırsal alandan ikamet etmektedir. Kırsal alanda en dikkat çekici yaş grubu 45-65 arasında bulunmaktadır. Bu insanlar önümüzdeki 20 yıl içerisinde 65 yaş ve üzerine geçeceklerdir. Kentsel alan yanında kırsal alan yaşlı nüfusu da önemli bir sorun olarak ortaya çıkacaktır. 
 
OLAY; Kıdemli kentlilerimiz, yaşlılarımızın bakım hizmetleri konusu da burada devreye giriyor...
Bakar; Yukarıdaki şekiller bize çok şey anlatmaktadır. Önümüzdeki 20 yıldan sonra günümüze göre çok daha fazla yaşlı insanımız olacaktır. Bu insanların ihtiyaçlarını şimdiden öngöremez ve planlayamazsak toplumsal olarak çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmamız kaçınılmazdır. Türkiye`de yaşlılarla ilgili sorunlar ya geleneksel bakım yöntemleriyle ya da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde takip edilen kamu ve özel bakımevleri ve huzurevleri yaklaşımıyla yürütülmektedir. Bakanlığın verilerine göre Türkiye çapında yaşlı bakımı yapabilecek yatak sayısı 38 bin civarındadır. Çanakkale ilinde de bu Bakanlığa ait ve özel bakım merkezleri bulunmaktadır. Bununla birlikte daha fazla kapasitye ihtiyaç bulunmaktadır.
 
OLAY; Bakıldığında kimi kıdemli kentliler/yaşlı yurttaşlarda, evlerinde yalnız yaşıyorlar. Onlara hizmet götürmek konusunda ki değerlendirmeleriniz neler? 
Bakar; Öte yandan öncelikle tartışılması gereken konu bakım merkezleri değildir. Yaşlı insanların bu dönemlerini evlerinde geçirmeleri sağlanmalıdır. Evi bir insan için en güvende olduğu ve kendini daha mutlu hissettiği yerdir. Ancak bu durumda da özellikle yalnız yaşayan insanların ihtiyaçlarının giderilebileceği bir sistem oluşturulmalıdır. İnsanlara evlerinde gerektiğinde 24 saat bakım hizmeti verilebilmelidir. Bu hizmeti sağlayabilmek için ülkemizde güçlü kurumsal altyapılara ve eğitimli insan gücüne ihtiyaç bulunmaktadır. 
 
OLAY; Aslında baktığımızda Türkiye`de yaşlı bakımı aile üzerinden devam ettiriliyor. Bu durumun artı ve eksileri olduğunu da gözlemleyebiliyoruz...
Bakar; Bugüne kadar yaşlı insanlarının bakım süreci çocuklar üzerinden çözülmüştür. Yaşlı nüfusun görece az olduğu, kırsal alanda yaşayan nüfusun fazla olduğu dönemlerde bu formül işe yaramıştır. Çünkü kırsal alanda geniş aileler ortak yaşam alanlarında birbirlerine destek olabilirler. İnsanların önemli bir kısmı ileri yaşlara gelmeden öldüğünden sürekli bakım ihtiyacı çok da fazla olmayacaktır. Ancak söz konusu çözüm yolunun günümüz dünyasında sürdürülebilirliği bulunmamaktadır. Yaşlı bir insana sürekli bakım hizmeti vermek demek, başka bir işle uğraşmadan ve onunla birlikte yaşamak zorunda kalmak olabilir. Bu durum bakımla uğraşan çocuğun kendi yaşamını kuramaması demektir. Öte yandan yaşlı nüfusun arttığı kentsel alanda, herkesin gelir getiren bir iş yapmak zorunda olduğu bir ortamda ve de emeklilik yaşının 65 yıl olduğu da göz önünde bulundurulursa bu formülün işlemesi eskisi kadar kolay değildir. Kısaca artan nüfusun giderek artacak olan ihtiyaçlarının karşılanması için acilen akılcı çözümler bulunmalıdır. 
 
OLAY; Çanakkale önümüzdeki yıllarda her geçen gün yaşlanacak. Aktif ve sağlıklı yaşamak mümkün mü?
Bakar; Ülkemizde her ne kadar son yıllarda bazı yasal zorunluluklar olsa da kapalı ve açık tüm yaşam alanları kısıtlılıkları olmayan insanlar göre düzenlenmiştir. Oysa yaşam bütündür ve ileri yaşta olmak veya kısıtlılıkların olması yaşamdan uzak durmak için bir gerekçe olamaz. Akılcı çözümlerle evlerden başlayarak açık ve kapalı tüm yaşam alanlarının kısıtlı insanlara göre düzenlenmesi gerekmektedir. Bu konuyu aklınızda şekillendirebilmek için şu soruyu sormak yeterlidir: Evlerimiz tekerlekli sandalye ile yaşayan bir insanın yardımlı ya da yardımsız yaşayabilmesi ve dışarı çıkabilmesi için ne kadar uygundur? Yaşlılık dönemine ait sorunlarla mücadelenin en akılcı yönü öncesinde müdahale etmektir. Aktif ya da sağlıklı yaşlanma mümkündür. Önemli olan bu durumun farkına varılması ve bireysel ve toplumsal müdahalelerin zamanında uygulanabilmesidir. Çanakkale`ye ait nüfus piramitlerini incelediğinizde kentsel ve kırsal alanda 40-60 yaş arası nüfusun en yoğun grup olduğunu göreceksiniz. Bu insanlar önümüzdeki 20-30 yılda yaşlanacak olan nüfustur. Sorunu zamanında ele alamazsak bu yaş grubundaki insanlar bakıma ihtiyaçları olduğunda yalnız başlarına kalacaklardır. 
OLAY; yaşlı grubund aolan ve yaşlanacak vatandaşlar için ne yapmalı? Onların sağlıklı, aktif ve huzurlu olmaları için?
Bakar; Öncelikle konu kamuoyunun gündemine getirilmeli ve tartışmaya açılmalıdır. Böylece daha fazla insan sorundan haberdar olacaktır. Toplum genç yaşlarından itibaren sağlıklı yaşam davranışları açısından motive edilmelidir. Siyaset konuyu neredeyse hiç tartışmamaktadır. Yaşlanan toplum seçimlerin gündemi haline getirilmeli ve siyasi partiler konuyla ilgili politikalar üretmeye zorlanmalıdır. Ülkemizde bürokrasi büyük oranda siyasetin pozisyonuna göre çalışmaktadır. Oysa ki devlett hizmet üreten bürokrasidir. Siyaset sadece ilkeleri belirler. Konuyla ilgili tüm bürokratik birimler eşgüdüm halinde çalışmalı, yerel düzeyde konuyu ele almalı ve çözüm önerileri geliştirmelidirler. Yerel düzeyde geliştirilecek çözümler ulusal politikada da belirleyici olacaktır.
 
OLAY; Şehir planlaması ve bakım merkezleri gibi konularda, yaşlı grubundaki yurttaşlar için önerileriniz neler?
Bakar; Bugünden itibaren şehir planlaması ve yaşam alanlarına yönelik tüm uygulamalar yaşlı insanların önceliklerine göre belirlenmelidir. Şehirler, evler, parklar, okullar, hastaneler yaşlı dostu olacak şekilde düzenlenmelidir. Böylece 65 yaş ve üzerindeki insanlar toplumdan kopmak durumuna kalmayacaklardır. İnsanların yaşamlarını mümkün olduğunca kendi evlerinde geçirmeleri sağlanmalıdır. Bunun için insanların ev ortamında bakımını yapabilecek eğitimli insanlara ihtiyaç bulunmaktadır. Bu eğitim ihtiyacını gidermek için üniversitelerde eğitim birimleri açılmalıdır. Entegre yaşlı bakım merkezleri düşünülmelidir. Çanakkale bu iş için uygun bir merkezdir. Bu birimlerde evde ve ayakta bakım ile uzun süreli yataklı bakım verilebilir. Bu birimler aynı zamanda eğitim merkezleri olarak da çalışmalıdır. Konuyla ilgili uluslararası örnekler incelenmelidir. İnsanların bakım ihtiyaçları bireysel yollarla değil, kurumsal yollarla çözülebilir. Bu konu özel sektör eliyle değil kamu kurumlarıyla çözülmelidir. Aile Sosyal Politikalar Müdürlüğü ve Belediyeler bu hizmetleri organize edebilir. 
 
OLAY; Yaşlıların, kıdemli kentlilerin ihtiyaçlarının başında ne geliyor? 
Bakar; Yaşlılık döneminde en çok ihtiyaç duyulan akranlarla sosyalleşebilmektir. İnsanların biraraya gelebilecekleri ve farklı aktiviteleri birlikte yapabilecekleri yaşam alanlarına ihtiyaç bulunmaktadır. Çanakkale ilinde Belediyeye ait Altın Yıllar Yaşam Merkezi bu görev açısından çok ideal bir örnektir. Ancak sayısı yeterli değildir. 65 Yaş ve üzeri nüfusun günümüzdeki sayısı bile düşünüldüğünde Çanakkale`de en az iki tane daha Altın Yıllar Yaşam Merkezinin açılması gerekmektedir. Bu merkezler insanların sağlıklı hallerinin korunması ve geliştirilmesi için ideal yerlerdir. 
 
OLAY; bu durumda akademilere, bilim insanlarına da iş düşüyor...
Bakar; Konuyla ilgili akademiye çok fazla görev düşmektedir. Bilimsel araştırma ile ihtiyaçların saptanması ve uygulanmasının sağlanması, her kademede hizmet sunucuların yetiştirilmesi, politik ve bürokratik karar verilcilere bilimsel danışmanlık yapmak ve toplumun bilgilendirilmesi görevleri arasındadır. Öte yandan Türkiye`de akademi önceliğini kendi gündemi üzerinden belirlemekte ve akademik bir yarar yoksa toplum sorunlarına ilgisiz kalmaktadır. Bu durumun acilen değişmesi gerekir. Yaşlı insanların sorunları ve öncelikleri birçok bilim alanının önceliği olmalıdır. 
 
OLAY; Peki yaşlı yurttaşların sağlıklı ve huzurlu yaşayabilmeleri için sivil toplum örgütlerinin sorumlulukları? 
Bakar; Sivil toplum örgütleri ile meslek örgütleri konuya daha fazla dahil olmalıdır. Örneğin Tabip Odaları olayı sağlık açısından ele alıp değerlendirip çözüm önerileri geliştirmeye çalışabilir. Toplum yaşadığı durumun ve sonuçlarının farkında olmalı ve hizmet talep etmelidir. Ancak bunun için bilgilendirilmeli ve yönlendirilmelidir. Güncel medya araçları bu amaçla yoğun bir biçimde kullanılmalıdır. Bütün bu hizmetleri yürütebilmek için kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversite, sivil toplum örgütlerinin bir arada olduğu çalışma grupları oluşturulmalı ve birlikte çalışılmalıdır. Konu çok geniştir, böyle bir raporda tüm yönleri ele alınamaz. Daha fazla veriye ve bilgiye ihtiyaç bulunmaktadır. Tüm uygulamaların bu bilgiler ışığında planlanması ve izlem sürekliliğinin sağlanması gerekmektedir.
 
OLAY; Son olarak eklemek istediğiniz başka bir konu var mı?
Bakar; Çanakkale ve Türkiye ne zaman ve nereye doğru gideceği henüz çok belli olmayan bir yaşlanma kasırgası içine girmiştir. Cumhuriyet tarihinde ülkemiz daha genç yaşta insanların sağlığı ile ilgili birçok kasırgaya girmiş ve hepsiyle de mücadele etmeyi bilmiştir. Mücadelede bilimin kılavuzluğuna başvurulduğu takdirde doğru yolu bulmak çok da zor değildir.
Paylaş