CHP Çanakkale örgütünde aday adaylığı temelinde başlayan yarış, partinin siyasi çalışmalarına canlılık getirmiş, İl yönetiminin duyarsızlığının sonuçları bir anlamda telafi edilir bir noktaya gelmişti.
Parti üyeleri başta olmak üzere CHP tabanında önemli dinamizm ve heyecan
oluşmuştu.
Aday adayları; afişleri, bilbordları, broşürleri, programlı ziyaretleri, halkla ilişkiler kapsamındaki çalışmalarıyla bütün ilde CHP’yi vitrine taşıyarak; CHP üzerinden politize olmanın koşullarını yaratmışlardı.
Delege bazlı önseçim kararı alınması tüm bu ivmeyi geriye götürecek bir gelişme olarak; bindiği dalı kesmekten başka bir sonuç oluşturmayacaktır.
CHP üyelerinin kafalarında şimdi “bana güvenmeyen bir parti” imajı oluşmuş doğal olarak bunun farklı sonuçları olacaktır.
İlk elden bu bağlamda CHP’nin Çanakkale’de kan kaybedeceğini söyleyebiliriz.
Peki bu noktaya nasıl gelinmiştir?
CHP üyeleri nezdinde imajını kaybeden milletvekilinin yeniden seçilebilmek için yaptığı hamlelere CHP MYK’sının teslim olmasının sonucudur bu özel durum!
Bu girişimin ayak sesleri bazı medya organları vasıtasıyla yapılan; ‘Çanakkale’de merkez yoklamasıyla adaylar belirlenecek’ şeklindeki algı operasyonu ile kendisini çok önceden göstermişti.
Bugün de alınan karara tepkisiz kalarak gerçek niyetlerini ortaya koymuşlardır.
Yeniden milletvekili olabilmenin hesapları için böylesi bir yöntemi kendisi için uygun bulan bir anlayış , tüm entrikalara rağmen yine de hedeflerini gerçekleştiremeyecektir.
Öncelikle parti içersinde sol duyuya sahip olan delegeler, bu gerici anlayışa karşı gerekli cevabı vereceklerdir.
Onunda ötesinde, parti üyeleri ve onların etkilediği kişiler CHP’nin bu tavrını; kendi iradelerini yok sayan yaklaşımını sorgulayarak seçimlerde farklı tercihler içersine girebilirler.
Çanakkale gibi CHP’nin ülke çapında en başarılı olduğu illerden birinde, bu şekilde bir karar veriliyorsa aynı zamanda partinin politikalarının da sorgulanacağını unutmamak gerekir.
CHP Çanakkale, bu gelişme sonrasında konumuyla kritik bir karakter kazanmıştır
Çanakkale’deki gelişmeler üzerinden genelde CHP’nin nasıl bir gelişme kaydedeceğini okuyabiliriz.
CHP üyeleri ve parti tabanı bir kurgu olan, kendilerine yapılan bu komplo karşısında demokrasi eşitlik ve özgürlük gibi temel değerler konusunda bundan böyle bir arayış içersinde olacaklardır.
Gelinen noktada AKP uygulamalarının getirdiği sonuçları kavrayan; ilerici, demokrat çevreler AKP karşısında önemli bir duruş ve muhalefet sergileyecek olan politikaları tercih ederek eşitlik özgürlük demokrasi ve adalet konusunda yeni bir yaşam programına sahip HDP’yi ve onunla kavrayış olarak ortalık içersinde olan sosyalist çevreleri bundan böyle çok daha fazla dikkate alacaklardır.
Özellikle Yunanistan’da yaşanan Syrıza deneyiminin yaratmış olduğu atmosfer bu gelişmenin önünü açacak bir gelişme olacaktır.
Böylesine kişiye özel bir uygulamanın bedelini CHP bir şekilde ödeyecektir.
Bu süreç aynı zamanda eşitlik demokrasi özgürlük ve barış mücadelesinin de güç kazandığı, AKP gericiliğine karşı daha nitelikli mücadelenin başlangıcı olma noktasında ayrıca önemlidir.