BİGTAY ekibi, 3-4 Ekim Dünya Yürüyüş Günü'nü geçtiğimiz günlerde gecikmeli olarak kutlamak üzere unutulmaz bir köy yürüyüşüne çıktı. Bu yolculuk, Biga'dan Sadullah Korkmaz'ın midibüsüyle başladı ve Kazmalı Köyü'ne ulaştığında, tarihle doğanın iç içe geçtiği bir deneyime dönüştü.
Kazmalı Köyü, 1883 yılında Bulgaristan'ın Sumnu, Dobruca, Pravda köylerinden göç eden insanlar tarafından kurulmuş bir muhacir köyüdür. Bu köy, geçmişten günümüze taşıdığı kültürel mirasıyla önemli bir yer tutuyor.
Kazmalı'ya varışlarına, köyün tek bayan muhtarı Meziyet Hanım ve dostane köylüler tarafından sıcacık bir karşılama yapıldı. Köy kahvehanesinin bahçesinde, yerli kiraz ağaçlarının gölgesinde bulunan mini havuzda, çeşitli aletlerle donatılmış bir ortamda vakit geçirdiler. Köy kahvehanesindeki samimi sohbetler eşliğinde, köyün el yapımı ekmekleri ve domates reçelleri gibi yöresel lezzetler tadıldı.
Köy temizliğinden mutfağa, köy kadınlarının elinin değdiği her yerde fark edilen bir özen vardı. Kadınların el yapımı ekmekleri ve reçelleri, katkısız doğallığıyla damaklarda unutulmaz bir iz bıraktı.
Köydeki gezi, Kazmalı'nın tarihini daha yakından tanımak için bir fırsat sunuyordu. Grup, yaşlı bir kadının yaşadığı eve doğru yürüdü. Köydeki evlerin iç içe olduğu bu yapılarda, ataerkil bir aile yaşam izleri vardı. Köy evini gezdikten sonra, grup çınar ağacını ziyaret etti. Bu ağaç, köyün tarihine tanıklık etmiş ve köy halkının buluşma noktalarından biriydi.
Köy sokaklarında, Orman İşletme Müdürlüğü tarafından verilen odun hakları nedeniyle odun kesen insanları gözlemlediler. Ayrıca, köyün eski değirmeni hakkında bilgi aldılar. Köydeki mezartaşlı mezarı ziyaret etmeyi unutmayan grup, bu mezarın hikayesini tam olarak öğrenemedi, ancak saygılarını sundular.
Köy gezisini sürdürerek Kocaçay deresine doğru yol aldılar. Dere boyunca yürürken, meşe ve çınar ağaçları arasında serinlediler. Ancak, yıllardır ekilmeyen küçük tarlaların ve bakımsız meyve ağaçlarının gözlerine çarptığını fark ettiler.
Kocaçay dereyi boyunca ilerlerken, Kozçeşme Göleti'nin kuruma tehlikesi altında olduğunu gördüler. Bu gölet, bir zamanlar birçok insanın geçim kaynağıydı ve yerel tarımı besliyordu. Göletin önemi, su kaynaklarının ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlattı. 1997 yılında inşa edilen sulama amaçlı Kozçeşme Göleti, 4,9 milyon m3 su topluyor ve geniş bir araziye sulama sağlıyor. Ancak kuraklık ve düşmeyen yağışlar, göletin su seviyesini tehlikeli bir şekilde azaltmış durumda.
Kozçeşme Köyü, nüfus azalması nedeniyle belediyelikten muhtarlığa dönüşmüş bir köy olarak karşımıza çıkıyor. Ancak köyün piknik alanına dönüştürülen çamlığı, birçok etkinlik için potansiyel sunuyor. Ayrıca, olta balıkçılarının ve doğa severlerin uğrak noktası haline gelmiş bir kamp alanına sahip.
Son olarak, BİGTAY ekibi, keyifli yürüyüşlerinin ardından unutulmaz anılarla dolu bir günü tamamlamak üzere köylerine geri döndüler.
(Damla Yeltekin)