Dünyanın geçim kaynağını oluşturan tarım, Türk siyasetçilerinin de ana konusu oldu. Liderlerin tarımı 24 Haziran seçimlerinde hep gündemde tutmaları tarımın ve çiftçinin sorunlarını gündeme getirdi. Hükümetin yeni sisteme geçmesi ile birlikte çiftçiler de tarıma yönelik uygulanacak politikaları beklemeye başladı. Ziraat Odaları Birliği bünyesinde bulunan Çanakkale Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kaya, tarımda yaşanan sorunları ve çiftçinin hükümetten beklentilerini sıraladı. Kaya, tarımdaki ana sorunun, girdi fiyatlarının yüksek olması değerlendirmelerinde bulundu.. Herkesin üzerine düşen görevi yerine getirdiği takdirde her şeyin kolaylaşacağı söyleyen Kaya, öncelik olarak tarımın ele alınması gerektiğini belirtti.
“Çiftçi, girdi fiyatlarının düzenlenmesini bekliyor”
Çiftçinin hükümetten beklentisinin girdi fiyatlarını düşürmek olduğunu söyleyen İsmail Kaya; “Çiftçinin en önemli sorunlarından bir tanesi, girdi fiyatlarının yüksek olmasıdır. Tarımla yaşayan, tarımla geçimini sağlayan kesim girdi fiyatlarının düzenlenmesini bekliyor. Tarımdaki girdi fiyatları dünyada yükselirken Türkiye’de de aynı şekilde yükseliyor. Özellikle dövizdeki yükseliş tarımdaki girdi fiyatlarını da yukarı çekiyor. Dolayısıyla tarımda çalışan kesimin en büyük sorunlarından bir tanesi girdi fiyatları, mazot fiyatları ve gübre fiyatlarının yüksek olması. Hükümetin tarım konusunda atmış olduğu birçok adım var, desteklemeler, teşvikler ve mazotun yarısının hükümet tarafından karşılanması üreticiyi heyecanlandıran politikalardır” dedi.
“Tarımda, kısa vadeli hesaplamalar yapılmalıdır”
Hükümetin uyguladığı politikaların uzun vadeli olduğunu söyleyen Kaya, bunun yerine kısa vadeli politikalar uygulanması gerektiğini vurgulayarak; “Son zamanlarda dövizdeki yükselişle beraber geçen yıl yapılan hesaplamalar, bu yıl bir önem kazanmadı ve üreticiler sıkıntı yaşamaya başladı. Hükümet, geçen yıl mazot 3,50’nin üzerindeyken yarısını karşılamayı teklif etti ve üretici de kendini o günkü fiyatlara göre hazırladı. Bu yıl mazot 5,50’nin üzerine çıkarak hem hükümetin hesaplamalarını hem de üreticinin hesaplamalarını boşa çıkardı. Dolayısıyla bu konuda uzun vadeli hesaplamalar değil de daha çok kısa vadeli hesaplamalar yapılmalıdır. Çünkü geçen yıl yapılan hesaplama bu yıl çöpe gidiyor. Aynı şey bu yıl için de geçerli, bir sonraki yıl girdi fiyatlarının ne kadar olacağını tahmin edemeyiz. Bizim bölgemizde üretimle alakalı bir sorunumuz yok. Çiftçimiz üretiyor, kaliteli ürünler de üretiyor ama bizim girdi maliyetlerimizin yukarıda olması, kazançlarımız azalıyor. Biz, hiçbir zaman ürünleri fahiş fiyattan satmayı amaçlamadık ama bu konuda zarar da etmek istemiyoruz. Hükümetin desteklemeleri ne kadar çok artarsa üretici de ürünlerini o kadar ucuza satar” ifadelerini kullandı.
“Bu yıl buğdayda verim kaybı yaşandı”
Buğdayda hasat döneminin devam ettiğini ve bu yıl çok ciddi derecede verim kaybı yaşandığını söyleyen Kaya; “Şuanda hasat dönemimiz devam etmektedir. Hasat döneminde Çanakkale bölgesi için konuşmak gerekirse, buğdayda verim kayıplarımız var. Son zamanlarda bize gelen verim rakamlarına baktığımızda geçen yıllara göre ciddi şekilde verim kayıplarımız var. Hükümetin buğday için açıkladığı bin 50 liralık satış fiyatı yerli yerinde bir fiyattı ama bu planlama geçen seneki maliyetlere göre yerli yerindeydi. 6 ay önce yapılan harcamalara göre verilen fiyat çok mantıklı bir fiyattı. Bu yıl aynı fiyatlarda harcama yapıyor olsak bu fiyat, bu maliyetlerle bizi kurtarmaz. Ama buğdayın 6 ay gibi yetişme zamanı var. Tabi dolayısıyla bu konu ile alakalı çalışmaların da bir an önce uygulanması gerekiyor. Yine aynı şekilde tarım ile ilgili uygulanan politikaların uzun vadeli değil aksine kısa vadeli yapılması gerekiyor” dedi.
“Hükümet, yerel yönetim ve üretici üzerine düşen görevi yaparsa ülke kazanır”
Tarım konusunda herkesin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini söyleyen Kaya; “Tarım, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de gelişiyor ve değişiyor. Burada devletin üzerine düşen görevler var, yerel yönetimlerin üzerine düşen görevler var ve üreticinin üzerine düşen görevler var. Hükümet, üreticiye verdiği desteklemeleri arttırması ve üreticinin üzerine düşen yükleri azaltmak gibi sorumluluklara sahiptir. Burada yerel yönetimin, üzerine düşen görevleri de yerine getirmesi gerekiyor. Üreticinin üzerine düşen görevlerinde planlamayı güzel yapmak, arazide verimli çalışmak, daha az metrekareden daha çok verimi nasıl alabilirimin peşine düşmektir. Herkes üzerine düşen görevi yaptığı takdirde üretici de kazanır, yerel yönetim de kazanır, hükümet de kazanır. Çünkü tarım, dünyanın en önemli geçim kaynağıdır” dedi.
(Baykal Sağlam)