Karakaş; “Geçmişten ders alarak, ileriye bakacağız”

CHP Merkez İlçe Başkan adayı Cemal Karakaş, kongre öncesi gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Önceki gün ekip arkadaşlarıyla beraber CHP’lilerin ve kamuoyunun önüne çıktıklarını belirten Karakaş, “Ancak dün gördüm ki, karşımıza çıkan aday daha listesini bile oluşturmamış. Hangi ekiple siyaset yapacak? Kimlerle partiyi yönetecek belli değil. Ama biz listemizi ortaya koyduk. Hem de partinin kadın ve gençlik kotasını da aşarak, yepyeni yüzlerle tertemiz bir siyaset için yola çıktık” diye konuştu.

646
Kongrenin demokratik bir ortamda, sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi ve bir tek oyun bile ziyan olmaması için ÇARŞAF liste uygulanmasını istediklerini belirten Karakaş, “Bizim için bir tek oy bile çok değerlidir. Biz küçük olsun bizim olsun değil, kitleleri kucaklayan ve onlarla birlikte iktidara yürüyen bir anlayışla yola çıktık” dedi.
 
CHP Merkez İlçe Başkan adayı Cemal Karakaş, kongre öncesi gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Önceki gün ekip arkadaşlarıyla beraber CHP’lilerin ve kamuoyunun önüne çıktıklarını belirten Karakaş, “ancak dün gördüm ki, karşımıza çıkan aday daha listesini bile oluşturmamış. Hangi ekiple siyaset yapacak? Kimlerle partiyi yönetecek belli değil. Ama biz listemizi ortaya koyduk. Hem de partinin kadın ve gençlik kotasını da aşarak, yepyeni yüzlerle tertemiz bir siyaset için yola çıktık” diye konuştu.
 
Kongrenin demokratik bir ortamda, sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi ve bir tek oyun bile ziyan olmaması için ÇARŞAF liste uygulanmasını istediklerini belirten Karakaş, “Bizim için bir tek oy bile çok değerlidir. Biz küçük olsun bizim olsun değil, kitleleri kucaklayan ve onlarla birlikte iktidara yürüyen bir anlayışla yola çıktık” dedi.
 
 
“Bu olağan bir kongre değil”
Gazetemizin sorularını yanıtlayan Karakaş Kongre değerlendirmesinde şöyle konuştu: “Benim için iki açıdan önemli; birincisi son dönem merkez ilçe örgütümüzün bir yöneticisi olarak partililerimize veda ediyorum. Diğer yandan da yeni oluşacak  olan yönetime talip olan bir kişi olarak bunun onurunu yaşıyorum. Ben geçmişinden bugüne sosyal demokrat geleneğini sürdürmüş ve ne pahasına olursa olsun bu davaya sadakatle bağlı kalarak Türkiye sosyal demokrasi hareketine büyük hizmetler vermiş ve herkesin çok iyi bildiği bir aileden geliyorum. Ve bu sorumluluğumun bilinciyle,  gururla ve onurla partimin çalışmalarına bir nefer olarak katkı sağlamaktan büyük mutluluk duyuyorum.
 
“1983 yılında CHP’nin sade bir üyesi olarak yola çıktım”
Partimin, örgütümün görevlendirmesi sonucu çeşitli sorumluluklar üstlendim. Bu sorumluluklarımın gereğini de gücümün yettiğince, inançlarım doğrultusunda karalılıkla yerine getirmeye çalıştım. Bugüne kadar ki siyasi yaşamımda kimseyle minnet duyulacak bir ilişkim ve pazarlığım olmadı. Bundan sonra da olmayacaktır.
 
Bizler bu kongre öncesinde arkadaşlarımızla yola çıkarken temel prensibimiz şuydu;  “Sosyal demokrat ideoloji ve ilke üzerine inşa edilmiş siyaset anlayışımızı, siyaseti doğru bildiğimiz şekliyle devam ettirmek”.
 
“Siyaset anlayışımızı net olarak ortaya koyuyoruz”
Karakaş, eğer seçimi kazanırlarsa nasıl bir yol haritası izleyeceklerini de şöyle anlattı: “Bizler gerçek anlamda sosyal demokrat örgüt anlayışını Çanakkale’ye kazandırmanın sözünü veriyoruz. Sadece sandığa indirgenmiş bir demokrasi anlayışından öte, katılımcı demokrasiye öncülük etmek istiyoruz. Bizi izleyen değil, çalışmalarımıza katılan üyelerle, bir olmak istiyoruz, beraber olmak istiyoruz.
Birbirine sıkıca sarılan iyi bir takım yaratmak istiyoruz.
 
Toplumla beraber nefes alan, nabzı toplumla beraber atan bir yönetim modeli oluşturmak istiyoruz.
Ancak bütün bunların temel koşulu da çoğulcu bir anlayışla hareket etmekten geçiyor. Bu yüzden partiye ucundan, kıyısından da olsa emek vermiş herkesi kucaklamak, sürecin içine onların birikimini, enerjisini katmak zorundayız.
 
CHP, toplum için ne istiyorsa, ne ön görüyorsa bunu öncelikle parti içerisinde hayata geçirmelidir. Bu, parti içinde kısır tartışmaları bitirmenin, dayanışmanın ve dışa dönük mücadeleyi güçlendirmenin de en sağlıklı yoludur”
 
“Türkiye kritik bir dönemden geçiyor”
Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi bakımdan bir yol ayrımına geldiği çok açık ve nettir. Artık, Türkiye’nin böyle yönetilmesine daha fazla seyirci kalamayız. Eğer böyle giderse ve siyasi sistemin temelleri böylesine sarsılırsa, bu ülkemizin geleceğinin çok tehlikeli, çok karanlık sürece sürüklenmesi anlamına gelir ki, bu da bizim açımızdan kabul edilebilir bir şey değildir. Bu nedenle siyaset zeminimizi kaptırmak ve Atatürk Cumhuriyetinin temellerinin bozulmasına seyirci kalmak istemiyoruz. Artık enerjimizi, mücadelemizi, Türkiye’yi tekrar geri almanın mücadelesine dönüştürmek zorundayız.
 
Bizler bu süreçte birbirimize dayanmak, birbirimizi gözetmek ve yan yana durmak zorundayız. Bu ise; birbirimize güvenmeyi, birbirimizi sevmeyi gerektirir.
 
“Geçmiş hastalıklarımızdan kurtulmalıyız”
Artık geçmişte kalması gereken, günümüz toplumunun ve dünyanın gelişmesi ile bağdaşmayan anlayışların ısrarla sürdürülmek istenmesi hem partinin inandırıcılığını zedelerken hem de dışa dönük mücadelesini de yok ediyor.  Artık içe dönük enerji tüketmenin hiçbir anlamı yok, getirisi yok, dahası toplumda karşılığı yok.
 
Partimiz uzun bir süre içine kapalı, küçük grupların birbirleriyle yakın çalıştığı bir dönem geçirdi. Üyeler birer seçim aracı gibi kullanıldı. Onlar bir kenarda dursun, delege veya aday seçimlerinde benim söylediklerime oy versin demek ne bu partinin başarısına ne de bu tarz siyaseti benimseyen arkadaşlarımıza hiçbir katkı yapmaz. Çağdaş sosyal demokrat partilerde bu tür davranış içerisine girenlere müsamaha gösterilmezken, ülkemizde idare edilmeleri, dahası iyi örgütçü olarak adlandırılıp, sırtlarının sıvazlanması kabul edilebilir bir şey değildir.
 
Oralardan gelen kadrolardan da taze fikirler beklemek çok gerçekçi olmasa gerek.
Ancak geçmişin bazı alışkanlıklarını kırmak da ne yazık ki zor.
İşte bu yüzden geçmiş dönemin anlayışları ve onu temsil edenler bitmek zorunda.
İşte bu yüzden insan yüreğine en büyük yük olan kin ve intikam duygularından arınmamış olanlar bu partide artık egemen olmamalı değerli arkadaşlar.
 
Çanakkale örgütünde siyaset uzun süredir yukarıdan ve giderek birkaç kişinin kafasında biçimlenen bir niteliğe büründürüldü. Sonuçta bireyin-üyenin katılımını, özgürleşmesini ve yeteneklerini geliştirmesini engelleyen bu durum partililerin etkisizleşmesine ve siyasetten uzaklaşmasına yol açıyor.
 
Biliyoruz ki çağımızda, katılım ve çok sesliliğe olan ihtiyaç giderek artıyor. Bu süreçte birey çok önemli. Tüm toplumsal konularda, kararların oluşumunda, uygulamasında ve denetiminde bireyin büyük önemi ve rolü var. Aynı şey, demokrasiyi işletmekle yükümlü olan siyasi partilerde de geçerli. Özellikle sol partiler "üye, örgüt ve program partisi" olma özelliklerini sürekli bir biçimde geliştiriyorlar.
Biz de; sosyal demokrat bir parti olarak bu çoğulcu anlayışı içimizde yaratmak, üyelerin katılımını arttırmak, onların potansiyelinden, aklından yararlanmak zorundayız.
 
Bu partiyi pazarlıklarla yukardan şekillendirmeye çalışanlar; unutmayın ki, bu partide herkes çok önemlidir. Üye de en az sizler kadar önemlidir. Kimsenin birbirine üstünlüğü yoktur. Herkes birbiriyle göz hizasında olmak zorundadır.
 
Biz, partinin bize hizmet için sunduğu makamları kişisel iktidar hırslarımız için kullanmayacağız.
Bugün kendilerini CHP’nin yönetimine hak görenlerin geçmişlerine baktığımızda ihaneti görüyoruz, şiddeti, saldırganlığı görüyoruz. Bugününe baktığımızda geçmişinden taşıdıkları kinini, intikam duygularını görüyoruz. Bu parti sizin bıraktığınız parti değil artık. Sizin yöntemlerinizin, sizin üslubunuzun bu partide artık karşılığı yok. 
 
“CHP’nin artık yeni bir üsluba ihtiyaç var”
Çünkü partililerimiz artık eski siyaset anlayışlarını istemiyor. 
Geçmişin kötü izlerini, kötü alışkanlıklarını tekrar yaşamak istemiyor.
Kendi üyesiyle, kendi belediyesiyle kavga eden bir örgüt istemiyor. Çatışma ve gerilim istemiyor. İnsan yüreğine en büyük yük olan kin ve nefret duygularından arınmak istiyor.
 
Bu kongre bizler için çok önemli. Neden önemli?
Çünkü hemen önümüzde duran üç seçim var. 2014`te yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi, 2015 de ise genel seçimler.
 
Buradan tüm partililerimize sesleniyorum; karşımızda her ne pahasına olursa olsun yerel iktidarı kazanmak isteyen bir iktidar partisi var. Ama unutmasınlar ki onların karşılarında da bu heveslerini kursaklarında bırakacak inançlı, kararlı CHP’liler var.
 
Ülkemizi CHP öncülüğünde çağdaş çoğunluğun iktidarına dönüştürmek, bu kentin yerel yönetiminde CHP’nin bayrağını yıllardır olduğu gibi dalgalandırmaya devam ettirmek, önümüzde duran en önemli vazifedir. Bu bizler için kaçınılmaz bir görevdir.
 
CHP’nin bu mücadelede gerek insan sayısı, gerekse bilgi birikimi olarak potansiyelinin, kapasitesinin olduğuna yürekten inanıyorum. Yeter ki doğru politikalarla, doğru söylemlerle, eylemlerle bunu harekete geçirmesini bilelim.
 
Artık gündelik siyasetlerle hedefe ulaşılamayacağı ortadadır. Başarı, planlı bir hazırlığı ve özverili bir çalışmayı gerektirir. Bunun için birbirimize ihtiyacımız var. Bu yüzden önümüzdeki dönemi, iktidar bana gelsin diye bekleyerek, birbirimizle didişerek geçirmek yerine, kendimizi iç mücadeleden arındırıp, bu hedefe yönelik olarak Çanakkale’de ulaşmayacağımız bir tek seçmen kalmayacak şekilde çalışarak geçirmek zorundayız. Sadece yukarıdan vaatleri söyleyip insanlara ulaşamazsınız. Onların bulunduğu yerde bulunmak, onlarla somut dayanışma içerisinde olmak gerekiyor.
 
Bunun için Her şeyden önce parti içerisinde katılıma açık sağlam bir yapı ve huzur olmalı. Ama bu yetmez. Katılım sadece üye ve örgütlerle sınırlı kalmamalı, sendikaları ve tüm örgütlü toplum kesimlerini de kapsamalıdır. Çünkü sol bir partinin başarısı kendi örgütlülüğü kadar, sendikalar ve demokratik sivil toplum örgütleriyle kurabildiği ilişkinin gücüne bağlıdır.
 
Eğer bugünkü kongremiz bu anlayış çerçevesinde gerçekleşir, partide bir bütünlük ve dayanışmayı sağlayabilir, tarihinden gelen devrimci ve öncü özelliğini tekrar harekete geçirerek halkla kucaklaşabilirse, parti içerisindeki anlamsız bazı tartışmalar son bulacak ve böylece partililer de enerjilerini ve zamanlarını dışa dönük mücadeleye ayırma şansına sahip olabileceklerdir. Bu da partiyi iktidar yolunda daha güçlü ve güvenilir kılacaktır.
 
Eğer güçlü bir örgütünüz varsa, halkla bütünleşen bir örgütünüz varsa, mücadeleci bir örgütünüz varsa, katılımcı bir örgütünüz varsa, kadın-erkek-genç-yaşlı herkesi çalışmaya katan bir örgütünüz varsa iktidar yolunda zaten avantajlı olursunuz.
 
Bu çatı altında sizlerle paylaşacağımız ortak bir geleceğimiz var. Burada alacağımız kararların, CHP’ne vereceğiniz istikametin çok özel bir anlamı ve önemi var. Önümüzdeki dönemin nasıl gelişeceği, hiç kuşku yok ki sizin atacağınız adımlara, alacağınız kararlara bağlı. Sizler, partimizle birlikte uzun yıllar sosyal demokrasi mücadelesine emek verdiniz, dirsek çürüttünüz, bedel ödediniz. Sizler, Türkiye’nin en bilinçli, en birikimli, en sorumlu siyasi kadrolarısınız. İşte bu yüzden bugün sizlere büyük sorumluluklar düşüyor. Sizlerin özgür iradesine güveniyoruz. Hepinizin kararınızı bu sorumluluk içerisinde verip, oyunuzu bu bilinçle kullanacağınıza yürekten inanıyorum.
Paylaş