Gerekli onarım ve bakımı yapıldıktan sonra 2017-2018 eğitim-öğretim yılında hizmet vermeye devam eden Çanakkale merkeze bağlı Karacaören İlkokulu ile ilgili mobbing iddiası Türk Eğitim-Sen tarafından gündeme getirildi. İlgili açıklamada; “Okulda müdür, müdür yardımcısı ve 9 kadrolu öğretmen görev yapmaktadır. Okul Aile Birliği Odası otistik öğrenciler için düzenlenerek, otistik öğrenci sınıfı yapılmıştır. Burası otistik öğrenciler için yeterli fiziki şartlara haiz değildir. Çanakkale kamuoyu bu şirin okulda yaşanan olaylarla çalkalanmaktadır” denildi. iddialara göre; Karacaören İlkokulu Müdürü Gülümser Acar’ın; öğretmenlere mobbing uyguladığı, öğretmenler odasında bulunan ve tek çay içebilecekleri çay makinesini kaldırdığı, her gün hizmetlilere kahvaltı hazırlatıp kahvaltı yaptığı, pazartesi hariç her gün 10:30’da geldiği halde, öğretmenlere geç geldikleri yönünde baskı yaptığı ifade edildi. Karacaören İlkokulu Müdürü Gülümser Acar’ın15 Kasım tarihinde saat 15.00’te öğretmenler kurulu toplantısı yaptığı, toplantının sonlarına doğru öğretmenlere uyulması gereken kuralları tekrar ettiği, tuvaletlere ders saatlerinde gidilmemesini, bu ihtiyaçların teneffüslerde giderilmesini istediği ileri sürüldü. Söz konusu toplantıda ders esnasında öğretmenlerin tuvalete gitmemesi gerektiği, rahatsızlığından dolayı mutlaka gitmesi gerekiyorsa kendisine bilgi verilmesini ya da doktordan rapor alınması gerektiğini ifade ettiği ileri sürülürken, öğretmenlerin; böyle bir isteğin olamayacağını, rahatsızlığı olanlar olabileceğini beyan edip tepki gösterdikleri öğrenildi. Bu konunun öğretmenler kurulu tutanağına da yazıldığı ileri sürüldü.
Türk Eğitim-Sen’den tepki
Türkiye Kamu-Sen`e bağlı Türk Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi Başkanı Resul Demirbaş ise konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamasında; “21’inci yüzyıl pedagoji anlayışında okul binalarının bizatihi kendileri öğrenmenin, programların ve müfredatın bir parçasıdır. Okul binaları, sıva ve tuğlalardan ibaret yapılar değil, aynı zamanda eğitimin simgesi olan mekânlardır. Ayrıca fiziksel şartların insanları motive edebileceği veya tam tersine motivasyonlarını düşürebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle okul binalarının iyi bir öğretim, üretken bir eğitim sağlayabilecek, insanlara keyif verebilecek ve kişilerin kendilerini güvende hissedebilecekleri şekilde tasarlanması önemlidir. İnsan hakkı denilen olgu, belli nitelikteki düzenin sağlanabilmesi için gereken ilkeler bütünüdür ve zamana ve ortama göre değişir, gelişir. En temel hak, İnsanın ‘yaşama hakkı’dır. İnsan hakkı kavramı, temel tanımıyla, insanın sadece insan olarak doğmuş olmasından dolayı sahip olduğu hakları ifade eder. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 23. maddesinde; ‘Herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır. Herkesin, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır. Herkesin kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal koruma önlemleriyle desteklenmiş bir hayat sağlayacak adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır. Herkesin çıkarını korumak için sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı vardır’ denilmektedir. Bu okulda görev yapan öğretmenlerimizin, bu temel haklardan yararlanma istekleri, en tabii haklarıdır. Sayın Gülümser Acar; öğretmenlerinin ve öğrencilerinin doğal ihtiyaçlarını giderebileceği bir mutfakları, kantinleri veya çay, kahve vb. ihtiyaçlarını giderebilecekleri bir çay ocağı kazandıracağı, fiziki şartları yeterli olan bir otistik sınıf kazandırmaya çalışacağı, Okul Aile Birliği Odasını amacına uygun olarak düzenleyeceği ve sağlıklı bir çay ocağı veya mutfak kazandırmaya çalışacağı yerde, sıcacık odalarında keyif çatmakta, öğretmenlere mobbing uygulamaktadır. Engelli tuvaletine sıra atılarak, çay malzemeleri ve bardaklar burada muhafaza edilmekte ve buradaki lavabo da yıkanmaktadır. Okul müdürü sıhhi koşullarda olmasa bile ihtiyaçlarını çay ihtiyaçlarını giderdikleri bu imkânı çalışanlarına çok görmüştür. Bu var olan çay makinesini kaldırmasından anlaşılmaktadır. Binanın bakım ve onarımları yapılırken, bu eksiklikleri neden dikkate alınmadığı, merak konusudur? Bina onarımı planlandığında ve onarıma başlandığında, acaba Müdüre hanım sıcacık odasında, hizmetlilere hazırlattığı kahvaltısını iştahla midesine mi götürüyordu? Tüm yetkilileri bu sorunları görmeye ve acil olarak çözmeye davet ediyoruz” dedi. (Seçkin Sağlam)