Kamu emekçileri alanlara döküldü

Toplu sözleşme görüşmelerinde çıkan uyuşmazlığın ardından alanlara dökülen kamu emekçileri bir gün iş bıraktı. Hükümetle yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde sonuç çıkmayınca grev hakkını kullanan kamu emekçileri, bir araya geldikleri alanlarda taleplerini AKP hükümetine haykırdı.

556
Yurt genelinde olduğu gibi Çanakkale’de de kamu emekçileri alanlara çıktı. Hükümetin zam teklifini yetersiz bulan hükümete tepkilerini dile getiren kamu emekçileri Çanakkale’de üçe bölündü. KESK’in öncülüğünde düzenlenen ve ÇOMÜ Eğitim Fakültesi’nden başlayan yürüyüş Halkbahçesi’nde sona ererken, Birleşik Kamu-İş ile Kamu-Sen işbirliğinde düzenlenen eylem ise ilginç görüntülere sahne oldu. Eylemde el arabalarına binerek protesto gösterisinde bulunan kamu emekçileri, ellerindeki aynalar ile de göndermelerde bulunduğu AKP hükümetinin zammını eleştirdi. Eğitim-Bir Sen üyeleri ise Truva Atının önünde basın açıklaması düzenledi.
 
 
 
 
Çanakkale’de hayat durdu
Çanakkale’de düzenlenen eylem nedeniyle başta okullar olmak üzere Çanakkale Belediyesi, hastane ve bir çok kamu kuruluşunda işler durma noktasına geldi. Eyleme katılan kamu emekçileri bir gün iş bırakırken, il genelindeki okullarda görevli öğretmenlerin eylemlere katılması nedeniyle öğrenciler ders başı yapamadı. Çanakkale Devlet Hastanesi’nde görevli bazı hekimler de eyleme katılıp kamu emekçilerine destek verirken, belediyede çalışan memurlar da iş bıraktı.
 
 
 
 
 
 
Yurt genelinde olduğu gibi Çanakkale’de de kamu emekçileri alanlara çıktı. Hükümetin zam teklifini yetersiz bulan hükümete tepkilerini dile getiren kamu emekçileri Çanakkale’de üçe bölündü. KESK’in öncülüğünde düzenlenen ve ÇOMÜ Eğitim Fakültesi’nden başlayan yürüyüş Halkbahçesi’nde sona ererken, Birleşik Kamu-İş ile Kamu-Sen işbirliğinde düzenlenen eylem ise ilginç görüntülere sahne oldu. Eylemde el arabalarına binerek protesto gösterisinde bulunan kamu emekçileri, ellerindeki aynalar ile de göndermelerde bulunduğu AKP hükümetinin zammını eleştirdi. Eğitim-Bir Sen üyeleri ise Truva Atının önünde basın açıklaması düzenledi.
 
Çanakkale’de hayat durdu
Çanakkale’de düzenlenen eylem nedeniyle başta okullar olmak üzere Çanakkale Belediyesi, hastane ve bir çok kamu kuruluşunda işler durma noktasına geldi. Eyleme katılan kamu emekçileri bir gün iş bırakırken, il genelindeki okullarda görevli öğretmenlerin eylemlere katılması nedeniyle öğrenciler ders başı yapamadı. Çanakkale Devlet Hastanesi’nde görevli bazı hekimler de eyleme katılıp kamu emekçilerine destek verirken, belediyede çalışan memurlar da iş bıraktı.
 
Kamu emekçileri iş bıraktı
Hükümetle yaptıkları zam görüşmelerinden sonuç çıkmayınca grev kararı alan memurlar bir günlük "iş bırakma" eylemi yaptı. KESK ve DİSK’e bağlı sendikalar Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi önünde toplandı. Eğitim- Sen, SES, BES, Yapı-Yol Sen, DİSK, Tüm Bel-Sen, çeşitli sivil toplum örgütleri ve Siyasi parti ve platformların destek verdiği yürüyüş halk bahçesinde sona erdi. Yürüyüşe Belediye Başkan Vekili Oğuz Teoman, Erenköy Belediye Başkanı Alaatin Özkurnaz CHP İl ev ilçe Yönetim Kurulu üyeleri de katıldı. Hükümetin önerdiği zammı protesto eden gurup ‘Titre Tayyip Emekçiler Geliyor, Sağlık Haktır Satılmaz, AKP Sağlığa Zararlıdır, Sadaka Değil Toplu Sözleşme, Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek, Yaşasın örgütlü mücadelemiz’  sloganları eşliğinde yürüdü.
 
“AKP patronlara ‘bonkör’, emekçilere ‘cimri’ davranıyor”
KESK Dönem Sözcüsü Etfal Yıldırım yaptığı konuşmada “Haklarına, özgürlüklerine ve geleceklerine sahip çıkarak Türkiye’nin her yerinde alanları dolduranlar, Hükümetin kapı kulları değil, taleplerine sahip çıkan emekçiler olduklarını haykıranlar, Grevsiz toplu sözleşme, toplu sözleşmesiz sendika olmaz diyenler, Bugün Türkiye’nin dört bir yanında kamu emekçileri olarak, sadece kendisi için değil, insanca bir yaşamı hak eden herkes için grevdeyiz. Yine alanlarda omuz omuzayız” dedi.
 
Yıldırım şunları söyledi; “Bugün burada yalnız değiliz. İşçiler, sağlık çalışanları, mimar ve mühendisler, öğrenciler, veliler, kadınlar olarak bir aradayız. Omuz omuzayız. Bugün kamu emekçileri olarak bizimle dalga geçenlere, 2012’nin Türkiye’sinde bizi hala kapı kulu olarak görenlere en iyi cevabı vermek için grev hakkımızı kullanıyoruz. “Grev hakkınız” yok tehditlerini boşa çıkaran yüz binlerce kamu emekçisi bugün tüm Türkiye’de hayatı durdurmuş durumda. Dağın fare doğurmasını bekleyenler dışında herkesin, kamu emekçilerinin, işçilerin, emeklilerin yürekleri bugün bizimle çarpıyor. 12 Eylül 2010 referandumu öncesinde kamu emekçilerine  “artık sizler de toplu sözleşme yapacaksınız, haklarınızı koruyacaksınız” diyenler, her zaman olduğu gibi sözlerinde durmamıştır. Referandum sürecinde “nikah masasında bile böylesine iştahla “EVET” demedik” diyenlerin kamu emekçilerinin karşısına çıkıp özür dilemesi gerekmektedir. Sadece adı toplu sözleşme olan bu sistemin yürümeyeceği zaten başından belliydi. Grev hakkının olmadığı bir toplu pazarlık sistemi olur mu? Uluslar arası hukuktan doğan anayasal hakkımız, Grev hakkımız, yasal güvence altına alınmayacak. Son söz 11 üyesinin 6 sı hükümet tarafından atanan Hakem Kuruluna verilecek. Buna da toplu pazarlık denilecek. Dünyanın neresinde görülmüş böyle bir toplu pazarlık? İşte sendikaları, kamu emekçilerini yok sayan bu sistemde başlatılan görüşmelerde hükümet dalga geçercesine 4,5 milyon kamu emekçisine ve emekliye 2012 yılı için önce %3+3, 2013 yılı için %2+3 maaş zammı teklif etmiştir. Üstelik komisyon toplantılarında gündeme getirdiğimiz ekonomik, sosyal, özlük ve demokratik sorunlara ilişkin hiçbir öneri sunmamış,  sendikaların tüm taleplerini görmezden gelmiştir. Görüşmelerin son gününde sadaka teklifine birkaç kuruş daha ekleyen hükümet 2012 teklifini %3,5 + 4, 2013 teklifini de %3+3 olarak yenilemiştir. Günde ancak bir simit parasına denk gelen, maaşlarımızda aylık olarak ortalama 45-50 TL artış öngören teklifleriyle kamu emekçilerine, emeklilere verdikleri değeri bir kez daha göstermişlerdir. Şimdi “dağ fare bile doğmadı” diye sitem edenlere sormak gerekiyor. Ne oldu, yüzde yarımlık artışlardan sonra dağ fare doğurdu mu? 4688 sayılı yasanın grevsiz ve toplu sözleşmesiz çıkması için hükümete koltuk değneği olmanıza değdi mi? Gücünüzü kamu emekçiklerinden almak yerine sırtınızı iktidara yaslamanıza değdi mi? Milyonlarca insanla dalga geçen teklifini “bütçe olanakları bu kadar, mali disiplini bozamayız”  diyerek savunan hükümetin ileri sürdüğü hiçbir gerekçe kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Toplusözleşme görüşmeleri göstermiştir ki, ortada sadece sınıfsal bir tercih vardır. Hükümet tercihini kamu emekçilerinden, emeklilerden yana değil, bugüne kadar olduğu gibi sermayeden yana kullanmıştır. Son teşvik paketinde patronlara bir seferde 3 milyar TL teşvik paketi açıklanması bunun ispatıdır. İşsizlik sigortası fonundaki paraların patronlara aktarılması bunun ispatıdır. AKP hükümeti, her zaman olduğu gibi, patronlara gelince “bonkör”, kamu emekçilerine gelince “cimri” olmayı sürdürmektedir. Her fırsatta ekonomik büyüme rakamları ile övünenlerin bu büyümden pay istediğimizde birden küçülmeleri bu yüzdendir. Biz yıllardır emekçilerin, işçilerin talepleri karşısında “hepimiz aynı gemideyiz. Sizin taleplerinizi karşılarsak halk mağdur olur, gemi batar” masallarını duymaktan artık bıktık. Evet bazılarının gemicikleri olsa da aynı gemideyiz. Ancak bu gemide birileri özel kamaralarda lüks bir hayat sürerken, emekçilerin kazan dairesine kapatılmasına artık yeter diyoruz. Geminin yol almasını sağlayan, kazan dairesinde canhıraş çalışan emekçilerin geminin batmasıyla tehdit edilmesini kabul etmiyoruz.  Kamu emekçilerinin taleplerini ve iradelerini yok sayan, geleceğini ipotek altına almaya çalışanların oyununu bozmaya kararlıdır. Bizlere tek teminatı şiddet, baskı ve daha fazla yoksulluk olanlara karşı bizim teminatımız fiili meşru mücadele geleneğimiz olmaya devam edecektir. Tüm emekçileri, işçileri, halkımızı, yoksulluğun, sefaletin, baskıların karanlık dünyasına karşı mücadele içinde birleşmeye ve geleceğimize hep birlikte sahip çıkmaya çağırıyoruz.”
 
 
 
Memurlar el arabalarıyla zammı protesto etti
Çanakkale’de iş bırakan Birleşik Kamu İş ve Kamu-Sen’e bağlı sendikalar, protesto gösterileriyle ilgi odağı oldular. Kamu çalışanlarının iş bırakma eylemi kapsamında çeşitli sendikalara bağlı memurlar, protesto gösterisi yaptı. Eyleme katılan Birleşik Kamu-İş  ve Kamu-Sen sendikalarına üye grup, Merkez İlköğretim Okulu`nun önünde toplandı. İnönü Caddesi`nden Cumhuriyet Meydanı`na yürüyen memurlar, el arabalarına binip sloganlar attı ve ilginç pankartlar da açtı. Ellerindeki aynalar ile de AKP hükümetine göndermelerde bulunan kamu emekçileri, ayrıca içinde %3,5 yazılı kağıtların bulunduğu cüzdanlarını alana atarak zamma tepki gösterdi.
 
 
 
“Memurlarımız aldatılmıştır”
Eylemde konuşan Kamu-Sen İl Temsilcisi Ülfettin Yalın, memurların dışlandığını ve aldatıldığını belirterek; “2002-2012 yılları arasında ülke ekonomisi ortalama yıllık %6,8 oranında büyürken, kamu görevlilerine büyümeden pay verilmemiş, "büyümeye ne katkınız var ki!" denmiştir. Ekonomik kriz dönemleri, çalışanlarımızın haklarının budanması için bir fırsat olarak görülmüş, bu dönemlerde çalışanlarımız işsizlikle tehdit edilerek sesleri kısılmıştır. Daha bir ay kadar önce yatırım paketi adı altında sanayici ve iş adamlarına 2 milyar TL`lik bir kaynak yaratılırken, memurlarımız ve memur emeklilerimiz tam 5 aydır zam alamadan yaşamak zorunda kalmışlardır. Bütçe de milli gelir de milletin ortak kaynağıdır. 75 milyonun ortak kaynağından; milletin %99`u için ayrılan pay, milletin geri kalan %1`lik ayrıcalıklı kesimi için ayrılan pay kadar bile olamamıştır. Son 10 yıl içinde toplamda reel anlamda %68 büyüyen bir ülkede, çalışanların pastadan aldığı pay azalıyorsa, burada bir tutarsızlık ve adaletsizlik var demektir. Memurlarımız dışlanmış, terk edilmiş ve aldatılmıştır. Diyaloğa direnen, müzakereye kapalı, verdiği sözü yerine getirmeyen bir iktidarla neyin konuşulacağını, hangi konuların karara bağlanacağını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz” dedi.
 
 
Toplu sözleşme ve grev hakkının, kamu görevlilerinin uluslararası sözleşmelerden doğan Anayasal hakkı olduğuna dikkat çeken Yalın; “Hükümetin taraflı tutumuyla oluşturulan toplu sözleşme masasında kamu görevlilerimiz, emeklilerimiz, dul ve yetimlerimiz için sunulan maaş artış teklifi, %3,5+%4; yıllık toplam %7,5 olmuştur. Dolayısıyla bu teklif, dört aylık enflasyon artışını dahi karşılamaktan uzaktır. Bir taraftan Türkiye`nin ekonomisi en hızlı büyüyen ülke olmasıyla övünen yetkililerin, diğer taraftan memurlarına ve emeklilerine 4 aylık enflasyon kadar maaş artışı teklifi sunması anlaşılır ve kabul edilebilir değildir” diye konuştu.
 
“Hükümeti, yaklaşımından vazgeçmeye çağırıyoruz”
Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Bozdemir ise; “Hükümet, 2012 yılı için kamu emekçilerinin maaşlarına yüzde 3.5+4 zam önerisinde bulunarak, kamu çalışanlarının taleplerini ve yetkili kamu çalışanları sendikalarını ciddiye almadığını bir kez daha ortaya koymuştur. Bu teklif kabul edilebilir bir teklif değildir. Yüzde 3.5+4`ün ortalama memur maaşında yapacağı artış 55-75 TL arasındadır. Yüzdelik artış oranında buçuklu artış yapan Hükümet, kamu çalışanlarıyla adeta dalga geçmekte, kamu çalışanlarının emeklerini yok saymaktadır. Hükümeti, bir an önce bu yaklaşımından vazgeçmeye çağırıyoruz. Kamu emekçilerini, insan onuruna yakışır bir yaşam standardına kavuşturmak için yapılması gereken zam oranı 2012 için en az yüzde 25 olmalıdır. Ayrıca, ek ödemeleri düzenleyen 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yaratılan ücret adaletsizliği giderilmeli, eşit işe eşit ücret ödenmelidir. Bu bağlamda, öğretmenlere ve akademisyenlere en az 300 TL ek ödeme yapılmalıdır. Kamu çalışanlarının demokratik hakkını engellemeye çalışan hükümet yetkililerini hukuka uymaları konusunda uyarıyoruz” şeklinde konuştu.
 
Yapılan açıklamanın ardından kamu emekçileri çeşitli sloganlar attıktan sonra eylemine son vererek alandan ayrıldı.
 
 
 
Eğitim Bir-Sen de iş bıraktı
“Mağduriyetlerle değil insanca yaşamak istiyoruz”
Çanakkale’de hükümetin sunduğu teklife tepkilerin dile getirildiği 3. adres ise Truva Atının önü oldu. Eğitim-Bir-Sen üyeleri, toplu iş görüşmelerinde hükümetin teklifini burada düzenlediği eylem ile protesto etti. Çeşitli sloganların atıldığı eylemde konuşan Eğitim Bir-Sen Çanakkale Şube Başkanı Numan Yaşar, kamu görevlilerinin haklı taleplerine cari açık gerekçesine sığınan AKP hükümetinin, kamu görevlilerine verdiği değeri ortaya koyduğunu söyledi.
 
AKP hükümetinin kamu emekçilerine karşı sergilediği tavır nedeniyle adalette ve gelirin adil dağıtımında sınıfta kaldığını kaydeden Yaşar; “Toplu Sözleşme Masası`nda ek ödeme mağduriyetimizin giderilmemesini, yüzdelik zam ve diğer toplu sözleşme tekliflerimizin karşılanmamasını kabul edemiyoruz. Bu duyarsızlığı protesto ediyor, Türkiye genelinde hizmet üretmiyor, bir günlük iş bırakıyoruz. 2010`da yapılan Anayasa değişikliği referandumunun üzerinden 19 ay geçtikten sonra Toplu Sözleşme Kanunu`nu çıkaran hükümet, 5 aydır kamu çalışanlarına zamlı maaş veremezken; şike, emekli vekillerin maaşları söz konusu olunca yerinde duramamakta, memur söz konusu olunca ise kılını kıpırdatmamaktadır. Vekillerin danışmanlarına, şoförüne ve sekreterine, askere `mali denge` endişesi taşımadan zam yapan hükümet, eğitimciler söz konusu olunca yan yatmış, kırk dereden su getirmiş ve onlarca bahane üretmiştir. Bizim bahanelere karnımız toktur. Toplu görüşme tiyatrosundan kurtulmak için mücadele verirken, toplu sözleşmenin, sonuçları itibarı ile toplu görüşmelerin gerisinde kalması, 2,5 milyon memuru, 1,8 milyon memur emeklisini hayal kırıklığına uğratmış, ek ödemeden mahrum bırakılan öğretmen ve öğretim elemanlarını ise derinden yaralamış, moral ve motivasyonlarını adeta sıfırlamıştır. Merkezi yönetim bütçesinden en fazla payı eğitime ayırdığını, eğitime önem verdiğini her fırsatta dile getiren ve bununla övünen hükümet her fırsatta  "eğitim şart" demektedir. Biz de `eğitim şart ise ek ödeme de şarttır` diyoruz. `Ekonomi büyüyor, Türkiye zenginleşiyor` diyenlerin, kamu çalışanları söz konusu olunca, `daha fazlasını veremeyiz, yoksa Yunanistan`a döneriz` edebiyatına sarılmalarını inandırıcı bulmuyoruz. Eğer büyüme varsa, bunun maaşlarımıza yansımasını istiyoruz. Ek ödeme toplu sözleşme masasının konusudur` diyerek, masayı işaret edenler sözünü masada da yerine getirmemiş ve eğitim çalışanlarını hayal kırıklığına uğratmışlardır. Bin 624 TL alan 9/1 öğretmeni, bin 856 TL alan 7/1`deki öğretim görevlisi, 4/C`lisi, hizmetlisi, şefi, memuru ilk toplu sözleşme masasını hüsran masası olarak anacaktır. Eğitim çalışanları olarak, Kamu İşveren Heyeti`nin dolayısıyla hükümetin bu tavrını not ediyoruz ve hükümete kalkınmada iyi gidiyor olabilirsiniz ama adalette ve gelirin adil dağıtımında sınıfta kaldınız diyoruz” dedi.
 
 
 
Özacar’dan eyleme destek
Atatürk Meydanı’nda yapılan eylemde sendikalar adına basın açıklaması yapan Eğitim-Sen Gelibolu Temsilciliği Başkanı Filiz Pekcan, kamu görevlilerin hak ve menfaatlerinin ilerletilmesi için mücadele ettiklerini belirterek, büyüyen ekonomide kamu emekçilerine yüzde 3,5 zammın kabul edilemez bir durum olduğunu vurguladı. Belediye Başkanı M.Mustafa Özacar, meclis üyeleri ile birlikte eyleme bizzat katılarak destek verirken, daha sonra Devlet Hastanesi’ne giderek eylem yapan sağlık çalışanlarıyla buluştu. Kendilerine “Her eyleminiz tatlılık içerisinde gerçekleşsin” diyerek çikolata ikram eden Başkan Özacar, insanca bir yaşam için haksızlığa direnen, hak arayan kamu çalışanlarını kutladığını ifade etti.
Paylaş