‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ dolayısı ile Eğitim Sen Çanakkale Şubesi kadın yönetici ve üyeleri sendika binasında basın açıklamasında bulunurken, aynı zamanda Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından kadına yönelik şiddete dikkat çeken açıklamada yapıldı. Eğitim Sen’den Sevim Kırnıç; “1960 yılının 25 Kasım`ında, Dominik Cumhuriyeti`nin kuzey bölgesinde, bir uçurumun dibinde üç kadının cesedi bulunur. Bunlar Mirabel kardeşlerdir. Kadınlar hayatın her alanında şiddete maruz kalıyor. Dün de bugün de kadın emeğinin görmezden gelindiği, kahkahanın ayıp sayıldığı, kadın sesine günah denilen bir coğrafyada yaşıyoruz. Geçmişten günümüze diri diri toprağa gömüldük, recm edildik, giyotinlerde, darağaçlarında can verdik, hapsedildik ama eşitlik ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmedik” dedi.
“339 kadın öldürüldü”
2017 yılı Kasım ayına kadar Türkiye’de 339 kadının öldürüldüğünü ifade eden Kırnıç; “246 kadın cinsel şiddete uğradı. Temmuz ayından bu yana 12 kadının yaşam tarzına saldırıldı. Üyemiz Şengül Karaca erkek şiddeti sonucu öldürüldü. Üyemiz, Nuriye Gülmen hukuksuz şekilde atıldığı işine dönmek için açlık grevinde ve cezaevinde. ‘’Çocuklar Ölmesin’’ diyen Ayşe Öğretmen çocuğuyla cezaevine gönderilecek. Helin Palandöken henüz 17 yaşındayken erkek şiddeti sonucu öldürüldü. Haklarımızı ve hayatlarımızı elimizden almak isteyenlerden`` düş peşine`` diyerek hesap sormaya devam edeceğiz. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü için ülkenin dört bir yanında kadınlar sokakta olacak. Kadınlar, her yanlarını saran normalleştirilen erkek-devlet şiddetine karşı kadınları sözlerini söylemek için sokağa çıkıyor. “Biz kadınlar, özgürlüğümüze, bedenimize, hayatımıza, kadın mücadelesine yönelik saldırıları ve nefret dilini kabul etmiyoruz” dedi.
“Hiçbir neden şiddeti haklı çıkartmaz”
Çanakkale Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Sevgi Uluşal’da günün anlamına yönelik açıklamada bulundu. Kadına yönelik her türlü şidete hayır dediklerini ifade eden Uluşal; “Kadına yönelik şiddeti tanımladığımızda; kadının fiziksel bütünlüğüne, bireysel özgürlüğüne, temel insan haklarına yönelik her türlü şiddet, kadına yönelik şiddettir. Kültürel-ekonomik-duygusal faktörlere dayalı hiçbir neden bunu haklı çıkaramaz. Biz kadınlar, bu yıl temamız olan “Kadın Erkek İletişiminde Barış Dilini” oluştururken kadına yönelik şiddetin her biçimine hayır! Diyoruz. Dünyada kadına yönelik şiddet açısından daha yüksek risk altında olan ve ayrıca korunmasına gerek bulunan kadınlardır. Bütün dünya ülkelerinde kadına yönelik şiddet var. Sadece şiddet oranları değişiyor. Bu oranların değişmesinin nedenlerinin değerlendirilmesi gerekiyor” dedi.
“Kadınlar için yapılan tüm çalışmaları destekliyoruz”
Kadına Yönelik şiddetin birey ve toplum olarak farkında olmak, buna yönelik çözüm yöntemleri geliştirmek önemlidir. 25 Kasımlarda dünya genelinde şiddetle mücadele kapsamında sorunlar, çözüm önerileri, neler yapılacağı tartışılıyor. Şiddetle mücadelenin yanı sıra, şiddeti ortaya çıkaran sebepler de meşrulaştırılmadan, yeniden üretmeden tartışmalıdır. Barış dilini kullanarak ve bütüncül-ortak bir yaklaşım sergilenmelidir. Yasalarda yapılan düzenlemeler ile bu konuda ciddi çalışmalar var. Medeni kanun ve Türk Ceza Kanunundaki kazanımlar önemlidir. Bugün kadınların istemlerinin önemli ölçüde yansımış olduğunu görüyoruz. Biz Çanakkale Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak bu alanda çözüm için herkesin yapabileceği bir katkının olduğuna inanıyor, hep birlikte duyarlılık ve farkındalık oluşturmayı da kendimize görev biliyor, tüm çalışmaları destekliyoruz.
(Eren Aşnaz)