Gazetemiz sahibi Mehmet Özkurnaz`ı ziyaret eden Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, belediye olarak yapılan ve hayata geçirilmesi planlanan çalışmaları Gazetemiz Çanakkale OLAY`a aktardı. İki buçuk yıl gibi zorlu bir korona süreci geçirdiklerini belirten Ünüvar, bu süreç içerisinde en önemli vaatlerinden biri olan kırsal kalkınma modeli olarak kooperatifçiliği hayata geçirdiklerini belirtti. Çanakkale Üretim Pazarlama Kooperatifi konusunda Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay`ın Çanakkale Belediyesi Kadın Kooperatifi konusunda da kendisinin teşviklerde bulunduklarını belirten Ünüvar, Çanakkale domatesi, Bayramiç Beyazı gibi marka ürünleri işlemek, üreticiyi destekleyip kadın istihdamı yaratmak amacı ile çalışmaların sürdüğünü ifade etti. Çalışmalar neticesinde Çanakkaleli kadınlar olarak `Farm 17 S` markasının hayata geçirildiğini belirten Ünüvar, bu marka ürünlerin Uysal Market ve Halk Bakkal başta olmak üzere birçok alanda satışa sunulduğunu söyledi. Kadın kooperatiflerinin kendisi açısından önemini; "Ciddi bir genç kadın işsizliği söz konusu. Kadın güçlenirse aile güçlenir, aile güçlenirse toplum güçlenir ve ülke güçlenir..." sözleri ile ifade eden Ünüvar, ürünleri uluslararası ticarete dönüştürmeyi hedeflediklerini dile getirdi. Yine Çanakkale Belediyesine ait `Gıda Bankası` çalışmasının sürdüğünü belirten Ünüvar, gelişmişlik haritası ile ihtiyaç sahiplerinin belirlenerek, ihtiyaçlarının Gıda Bankası ile giderilmesinin hedeflendiğini söyledi. Osnabrück kardeş kenti ile yazılan proje kapsamında `Sosyal Yaşam Evi` için ciddi bir fon elde edildiğini belirten Ünüvar, bu proje içinde çalışmalara başlandığını belirtti. Çanakkale Belediyesinin bütün çevre yatırımlarını hayata geçirdiğini ancak müsilaj başta olmak üzere kirliliğin önlenmesi için halkı bilinçlendirme çalışmaları yapılması gerektiğini belirten Ünüvar, yine alternatif su kaynağı arama çalışmalarının da sürdüğünü belirtti.
"Kooperatifler için teşviklerde bulunduk"
Pandemi süreci olan, iki buçuk yılın zorlu bir süreç olduğunu belirten Ünüvar; "Ekonomik durumda ki gidişatın kötüleşmesi, ülke genelinde korunma süreçlerinin başlaması yerelde belediye bütçesine, belediyenin gelirine olumsuz etki etti. Dolayısıyla bu etkileşimden sonra ki vaat kitapçığımızda ki her şeyi yapamadık. Burada bizim için en önemli projelerden birisi Kırsal Kalkınma Modeli olarak Kooperatifçilikti. 31 Mart`tan hemen sonra Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve çeşitli meclis üyelerini de alarak İzmir bölgesinde ki tüm kooperatifleri gezdik, deneyim biriktirdik. Çanakkale`ye bakıldığında burası bir kooperatifler cenneti gibi gözüküyor, 400`e yakın kooperatif var fakat hepsi bir şekilde sönmüş. Nedenlerin neler olduğuna baktık ve biz aynı hatayı yapmayalım istedik. Bunun için çıkış noktamız özellikle atalık tohumlar ve tarımın yeniden kalkındırılması, üreticinin desteklenmesi, aracı olmaksızın üretici ile tüketiciyi buluşturmak ve bu bölgede istihdam yaratmak. Yine dünya ölçeğine bakıldığında Avrupa ülkelerinin ekonomisinde kooperatiflerin çok büyük yeri var. Türkiye de kooperatifleşme olmuş fakat o payı alamamış. Bunun nedenlerine baktık ve en ideali olacak şekilde Çanakkale Üretim Pazarlama Kooperatifine İrfan bey ben de kadın kooperatifi kurulmasını teşviklerde bulunduk" dedi.
"Farm 17 S diye bir marka yarattık"
Kadın kooperatiflerinin gelişmesi hükümetinde çok çabası olduğunu belirten Ünüvar; "Bizler siyasi veya ideolojik bir ayrım olmaksızın hem Tarım İl Müdürlüğünden hem Ticaret İl Müdürlüğü`nden destekler aldık. Belediye şirketinin de ortaklığı ve çeşitli kadın ortaklıklarıyla OSB`de bin 500 metre karelik yer kiraladık. Burada ki amacımız şuydu, `Çanakkale muhteşem bir coğrafya, sebze meyve cenneti, yirmiye yakın ürünü var fakat bunlara katma değer katılmadan hammadde olarak pazarlanıyor. Genel olarak bakıldığında Çanakkale domatesinden yapılan bir domates salçası üretilmiyor, böyle bir marka yok. Bizler marka değeri olmuş Çanakkale domatesi özellikle Avrupa Coğrafi İşareti almış Bayramiç Beyazı... gibi ürünleri işleyelim, hem üreticiyi destekleyelim hem kadın istihdamı yaratalım, buradan yola çıkarak Çanakkale`nin bu marka değeri olmuş ürünlerini hem ulusal hem de uluslararası alanda tanıtalım` istedik. Nihayetinde de Farm 17 S diye bir marka yarattık. Şu anda da bu marka değeri olan tüm ürünleri Uysal Market ve Halk Market başta olmak üzere otellere işletmelere sunduk. Özellikle Uysal Market bize çok destek verdi ve tüm şubelerinde varız. Yine online olarak Hepsi Burada ve Trendyol gibi satış siteleri ile diyalog kurduk. Hepsi Burada da çok iyi satışlarımız var. Ankara Halk Eğitim Genel Müdürlüğü`nden tüm zincir marketlere kadar her yerde pazar arıyoruz. Giderek uluslararası ticarete dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bakıldığında tabi ki satışları korona etkiledi ama gayet güzel belli bir noktaya geldik" dedi.
"Genç kadın işsizliği söz konusu"
Ünüvar kadın kooperatiflerinin kendisi için neden önemli olduğunu; "Gerçekten bir genç kadın işsizliği söz konusu. Kadın güçlenirse aile güçlenir, aile güçlenirse toplum güçlenir ve ülke güçlenir. Belediye Başkanımız 2019 seçimlerine giderken kırsal kalkınma modeli olarak kooperatifleşmeyi çok öne çıkartmıştı. Hatta İrfan Mutluay arkadaşımı İl Özel İdaresine transfer edişimizin altında yatan en önemli nedenlerden bir tanesi buydu çünkü kendisi ziraat mühendisi, örgütlü bir yapıdan geliyor, Çanakkale`yi ve ürünlerini çok iyi tanıyor çok da çalışkan bir insan. Dolayısıyla ben de kadın kooperatifi boyutuyla onun sunmuş olduğu vizyonla il ölçeğinde bir belediye olmamıza rağmen çok ciddi bir birikim oluşturduk. Özellikle üretici ile tüketiciyi buluşturalım ama sağlıklı gıdalarla buluşturalım istiyoruz. İnsektisitlerin, atalık olmayan tohumlardan üretilmiş GDO`lu tohumların insan sağlığında ki etkilerine çevreci bir yaklaşımla baktık. Biz kadın kollarında işlediğimiz her üründen çıkan posayı Park Ve Bahçeler Müdürlüğümüzle protokol çerçevesinde Perma Kültüre gönderiyoruz yani sıfır atık konusunda da model olmaya çalışıyoruz. Yerel yönetim açısından bu önemli" dedi.
"Gıda Bankası diye bilinen mini market çalışmamız var"
Ekonomi gidişatının kötü olması, işsiz sayısının artması, özellikle esnafın korona döneminde kapalı kalması gıda ihtiyacını çok arttırdığını belirten Ünüvar; "Biz bu konu ile ilgili Sosyal Destek Müdürlüğümüzle çok güzel bir çalışma yapıyoruz. Çok yakın zamanda Çanakkale Belediyesine ait Gıda Bankası diye bilinen aslında mini bir market çalışmamız var. Bu çalışma ile insanlara yardım şeklinde koli dayatmak yerine insanlar o markete gelsinler, marketten ihtiyaç olan ürünleri bizim onlara belirlediğimiz bir kart karşılığında kendileri seçerek alsınlar diye böyle bir gıda bankası oluşturmak üzereyiz. Öbür taraftan da ihtiyaç sahiplerine doğru kişiye bu yardımları ulaştırmak adına daha önceden başladığımız ama bu dönem yoğunlaştığımız başka bir konu var. O da gelişmişlik haritası denen bir harita. Bu harita ile ihtiyaç sahibi olanlara sadece ekonomik açıdan değil, yoksunluk açısından da bir takım hizmetlere ulaşamayan, yaşlılar, engelliler, ekonomik durumu kötü... olan aileleri çocuklarının eğitim durumuna kadar tanımlamak istiyoruz. Bunu gıda bankacılığıyla da bütünleştirerek ihtiyaç sahipleri bize gelmeden biz onlara ulaşarak ihtiyaçlarını kendilerine arz edelim istiyoruz. Bunu da çok kısa zamanda inşallah yapmış olacağız" dedi.
"Başkanımızın vaat ettiği projeleri daha hızlı bir şekilde hayata geçirmeyi hedefliyoruz"
Sosyal Yaşam Evi inşa çalışmalarını sürdüğünü belirten Ünüvar; "Her mahalleye kreş sözümüz buna ilişkin çalışmalarımız var. Yine Sosyal Yaşam Evi inşa edeceğiz. Osnabrück kardeş kentimiz ile bir proje yazdık ve onlardan çok güzel bir fon bulduk. Burada anneler geldiklerinde çocuklarını bırakabilecekleri oyun odaları olan, üst katta da meslek işlerinin bulunduğu güzel bir proje çizildi. İki yüz elli bin Euroluk bir bütçe aldık. En kısa zamanda da bunu hayata geçireceğiz. Bütüncül olarak bakıldığında korona dönemi çok zorluydu o dönmede hiçbir vatandaşımıza duyarsız kalmadık yoktan var ettik. Bize galipte dokunmadığımız esnaf, aile kalmadı. Yine sağlık çalışanlarımıza çok ciddi desteklerimiz oldu. Tüm istek ve talepleri için çok ciddi bir emek harcadık. Bundan sonra ki geriye kalan iki buçuk yılda da Başkanımızın vaat ettiği projeleri daha hızlı bir şekilde hayata geçirmeyi hedefliyoruz" dedi.
"Çanakkale Belediyesi bütün çevre yatırımlarını tek tek gerçekleştirmiş bir belediye"
Müsilaj konusunda belediyelerde ayrım yapılmaksızın çok ciddi çalışmalar başlatıldığını ifade eden Ünivar; "Marmara Belediyeler Birliğinin başkanları, kamunun bütün bürokratları bir araya geldiler ve eylem planı oluşturdular. Bunun doğrultusunda da bir takım çalışmalar yapılması gerekiyor. Bu çalışmaların en öncüsü İtalya. 1979 yılında böyle bir sorun yaşamışlar hatta 1989 da tekrarlanmış. Biz onlarla diyalog kurduk belediye başkanları temizlik işleri müdürlüğü ile onların deneyimlerini dinledik. Onlar bu konuyla ilgili, `denizde temizlik yaparak yok edeceğiniz bir durum değil, yapılması gereken şey karasal kirlilikleri azaltmak` diyorlar. Yani tarım ilaçlarından, evde kullanılan deterjanlardan atık su arıtma tesislerinin yapılmış olması, derin deşarjların etkileri, bütün bunları azaltacak faktörler. Çanakkale Belediyesi bütün çevre yatırımlarını tek tek gerçekleştirmiş bir belediye. İleri biyolojik arıtma tesisi kurduk, çöp depolama alanının yeniden kapasitesini genişlettik, orada ki atık suları dezenfektan edecek sistem kuruldu, hatta oradan çıkan gazlarla elektrik üretilmeye başlandı. Bakıldığında Çanakkale Belediyesinin denizi kirletecek hiçbir faktörü hemen hemen kalmadı. Bizim burada yapmamız gereken şey vatandaşı bilgilendirip özellikle karadan denize doğru akan kirleticileri azaltmak. Bize İtalyanlar `bu bir deniz hastalığı, kirleticiler bu hastalığı arttırıcı faktör oluyor` dediler. O yüzden bu faktörleri azaltmak ve denizde fırtına beklemek, dışında buna bir çözüm yoktur. Yine -deniz de ki salyaların toplamanın bir çözüm olmadığını, on sene boyunca aldıkları sıkı tedbirler sayesinde giderek azalttıklarını` söylediler. Tarımsal ilaçların yaratmış olduğu etkileri azaltmak için halkın farkındalığının arttırılması ve gerçekten karasal kimyasalları azaltmak gerekiyor" dedi.
"Üniversite ile iş birliği halinde alternatif su kaynakları arıyoruz"
Çanakkale her ne kadar kaz dağları, ormanı ile çok iyi bir iklim gözükse ile yarı kurak bir bölge. Dolayısı ile dört beş senede bir ciddi bir kuraklık yaşıyoruz. Eğer bu dönemde yağış almasaydık ciddi anlamda bir su tehlikesi yaşayacaktık. Atikhisar Barajının şöyle bir önemi var sadece içme suyu değil, aynı zamanda tarım alanı sulama suyu. Dolayısıyla bizim tek su kaynağımız. Buna ilişkin belediyemizdeki ilgili birimler üniversite ile iş birliği halinde alternatif su kaynakları arıyoruz. O yüzden de bu bölge de madencilik faaliyetlerinden dolayı orman kaybı gelecekte bizi çok ciddi tehdit altına alacaktır. Onun ile ilgili çalışmalar da yapılıyor. 2014 seçimlerine giderken musluklardan çamur akmıştı çünkü baraj alttan doluyor bir yandan da kuraklık var. Biz suyu alttan alıyorduk ancak üstten alma teknolojisini kurduk. Bizim alternatif su kaynakları aramamız kuraklık riski açısından çok önemli" dedi.
(Eren Aşnaz)